Marmaray

KABİNENİN en başarılı bakanlarından Binali Yıldırım’la buluşmak üzere, Marmaray’ın Yenikapı istasyonundayız.

Haberin Devamı

Marmaray

Yüksek tavanlı, geniş, aydınlık ve modern bir anıtsal yapı. Bazen bir müze hissine kapılıyorsunuz. Elbette Osmanlı motifleri hâkim... Fakat Doğu Roma ve Antik Çağ’dan motifler de az değil. Bin beş yüz yıl önce batmış bir Doğu Roma teknesinin, sekiz bin yıl öncesinden kalmış bir aletin replikasını istasyon binasının duvarlarında, platformlarında görüyorsunuz.

KÜLTÜR VE ARKEOLOJİ

Marmaray 2009 yılının 29 Ekim’inde açılacaktı, kazılarda ortaya çıkan arkeolojik bulgularla ilgi çalışmalar sebebiyle dört yıl gecikti, yarın açılıyor.
İstasyon binası için yapılan kazının derinliği 13 metre... İlk dört metrede Osmanlı, izleyen 5 metrede Bizans, ondan sonraki 13 metreye kadar olan derinlikte antik ve neolitik çağa ait eserlere rastlanmış. 35 bin arkeolojik bulgu toplanmış, yakında müzede teşhir edilecek.
Evvela bu “anıtsal yapı” anlayışını, yapıya hâkim estetiği ve bu kapsayıcı kültür anlayışını alkışlıyorum.

Haberin Devamı

BÖYLE BİR BAKAN

Türkiye’de on yılda yaşanan altyapı devriminin mimarı Binali Yıldırım’ı dinliyoruz. Politik kavga ve hatta propagandadan uzak, ‘mühendisçe’ konuşuyor. Deniz altı tüp geçidiyle iki kıtayı bağlama düşüncesinin Abdülmecid zamanında doğduğunu, Abdülhamid zamanında Avrupalılara projeler yaptırıldığını, sonra 1970’lerde gündeme geldiğini anlatıyor. İhtilaller, hükümet krizleri yüzünden adım atılamadığını söylüyor haklı olarak.
Bunları Marmaray vizyonunun önemini anlatmak için söylüyor. Ve hemen ekliyor:
- Biz iktidara geldiğimizde Marmaray’ın müşavirlik ihalesi 2000 yılında yapılmıştı.
Yani Ecevit dönemi... AKP hükümeti döneminde tamamlandı, yarın açılışı yapılacak.
On bir yılık bakanlık döneminde Binali Yıldırım ne kadar ulaştırma ihalesi yapmış? Sordum, cevabı:
- 260 milyar dolar! Bunun 60 milyarı, yap-işlet-devret!
Yatırımların hepsi tıkır tıkır yürüyor, hepsi ileri teknolojiyle... Böyle bir bakanı alkışlıyorum elbette.

DENİZİN DİBİNDE

Yenikapı istasyonundan Marmaray’a bindik, Üsküdar’a gittik ve döndük. Tam orta yerde, deniz yüzeyinin 62 metre derininde durduk, trenden tüpe çıktık. Genel Yayın Yönetmenimiz Enis Berberoğlu, Binali Bey’le birlikte fotoğrafımızı çekti.
Bağlantılar tamamlanınca saatte
75.000 yolcu bu noktadan hiç durmadan geçecek, Üsküdar-Sirkeci arası, denizin
dibinden, 3 dakika!
Denizin altında, o noktada bu muazzam projenin başmimarıyla fotoğraf çektiriyorum. İçimde bir ‘tarihsellik’ duygusu hissettim.

Haberin Devamı

BİLİM VE EKONOMİ

Aynı zamanda bilim ve teknoloji konusunda “mahviyetkâr bir hayranlık” hissettim.
Jeolojik sondajlarla deniz zemini incelenmiş. Deniz zeminindeki yumuşak sıvılaşabilir yerler “özel çimento” ile doldurulup “granit kaya gibi sağlam” hale getirilmiş...
Marmaray’ı oluşturacak 11 tane tüpün oturacağı deniz tabanı şerit halinde kazılmış... Sonra tüpler, “milimi milimine bu şeride yerleşecek şekilde” denize indirilerek monte edilmiş. Boğaz’da kuvvetli dip akıntıları olduğu için bu son derece önemli.
Denizin altındaki bu tünellerde muhtemel su sızmalarına, kazalara, depremlere karşı güvenlik alanları, trenleri anında dışarıya çekecek elektronik sistemler konulmuş.
“Büyük deprem ihtimaline karşı Marmaray tüpleri dışarıdan daha güvenlidir!”
Bütün bunların bedeli 5.5 milyar lira, kabaca 2 milyar dolar! Uzun vadeli çok ehven şartlı dış kredi...
Bu da ekonominin gücü.
Marmaray hayırlı olsun. Türkiye’nin böyle büyük başarılarına politika katmayalım, hepimiz sevinelim.

Yazarın Tüm Yazıları