Lüks demode mi?

SOSYAL sorumluluk, ihtiyaç dahilinde tüketim, mütevazılık gibi kavramların öne çıktığı bir dönemdeyiz.

Haberin Devamı

Özellikle finansal krizlerin ardından birçok Batı ülkesinde klasik lüks sembolleri görgüsüzlük ve demode olarak nitelendiriliyor.
O halde lüks tehlikede mi?

Chanel’den Cartier’ye, Ritz’den Remy Martin’e 75 Fransız lüks devini çatısı altında toplayan Comite Colbert adlı oluşumun CEO’su Elisabeth Ponsolle des Portes sorularımı yanıtladı.

-İnsan bir gerdanlığa servet ödeyecekse onu ellemek, takmak, aynada görmek ister. Oysa artık bir tıkla sahip olabiliyorsunuz. İnternet lüksün ruhunu öldürmüyor mu?

Bir şeye sahip olmanın hayalini kurmak, mağazaya gitmek, oradaki atmosfer, birinin sizinle ilgilenmesi... Bunların hepsi deneyimin bir parçası. İnternet lüks markaların şöyle işine yarıyor; insanlar internette yeni ürünlerden haberdar oluyor ve almak için yine mağazaya gidiyor.

-Yani lüks markalar interneti katalog gibi kullanıyor.

Aynen. İnternetin sağladığı fırsatlardan yararlanıyor ama hâlâ mağaza deneyiminin önemine inanıyorlar. Sonuçta insanız, makine değiliz; tatmaya, hissetmeye, dokunmaya ihtiyacımız var. Bu yüzden mağazadan alışveriş hiç bitmeyecek.

-Lüks, eskiden içinde yaşanılan şeyken şimdilerde kimileri için uğruna yaşanılan şeye dönüştü. Bir kadın bir maaşını lüks marka çantaya yatırabiliyor. Lüks yüzeyselleşti mi?

Lüks demokratikleşti. Eskiden lükse sadece belirli bir zümre sahip olabiliyordu. Oysa şimdi, zengin olmasanız da isterseniz paranızı biriktirip hayalinizi satın alabiliyorsunuz. 21’inci yüzyılın güzelliği, hayalinize erişiminizin olması. 

-80’lerden itibaren dünya çılgınca bir tüketime sahne oldu. Herkes aklını kaybetmişçesine tüketirken finansal krizlerle birlikte dikkatli tüketime kayış söz konusu. Tüketici güçlendi ve kapitalizmi “daha çok”tan “daha iyi”ye itmeye başladı. Kalite ve sosyal fayda giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu eğilim lüks endüstrisini nasıl etkiliyor?

Krizler lüks endüstrisine yaradı. Çünkü bizim dillendirdiğimiz değerler günümüz tüketicisinin beklentisine cevap veriyor. Fransız lüks endüstrisi hep kaliteden ve ebedi zarafetten söz etti. Günün modası değil, kızınıza ve torununuza kadar kalacak, hikâyesi, anlamı olan ürünler konumuz. 

-Son dönemde “anlamsızca para harcamak” demode görülüyor. Bu, lüks endüstrisini olumsuz etkiliyor olmalı.

Berbat bir atmosferde lüks bir ürün –bu bir ruj dahi olabilir- size nefes aldırıyorsa bu artık bir ihtiyaçtır.

 -Birçoklarına göre lüks yeniden tanımlanmalı. Yaşam tarzımızı ve tüketim şeklimizi değiştirmemiz gerektiğinin savunulduğu bir dönemdeyiz. Kilit sözcük “yeterli”. Mesele sadece para da değil, kaynaklar, çevre vs. Katılıyor musunuz?

Lüksün tanımı zaman ve yere bağlıdır. Geçmişte lüks sayılan şey bugün olmasa da gelecekte yeniden lüks sayılabilir. Ortaçağ’da mesela kitap büyük bir lükstü, bugün değil ama 100 yıl sonra evde bir kütüphaneye sahip olmak inanılmaz bir lüks olacak. Ya da burada olmasa da Afrika’da buzdolabı lükstür. Lüks tek değildir.

-Elmas gerdanlık takan biri bugün ilk bakışta Afrika’daki elmas madenlerinde çalışan işçileri hiç sallamadığı mesajını veriyor. Lüks markalar hangi noktaya kadar sosyal sorumluluk üstlenip lüks kalmayı başarabilir?

Cartier Sorumlu Mücevher Konseyi’ni kuran marka. Bu konseyin amacı önemli markaların kanlı elmas kullanmadığının altını çizmenin yanında, tüm süreci şeffaflaştırmak. Bu tür sorumlulukları almayan markaların geleceği olamaz.

Yazarın Tüm Yazıları