Alman’ın hedefi Ertuğrul Günay

BAŞTAN sona katı milliyetçi bir söylem, saldırgan bir üslup, çirkin sözler. Biz içerde bize ait kültür varlıklarının birer birer geri gelmesine sevinirken, dışarıda buna tepkiler tarihçileri ve arkeologları şaşırtan türde.

Haberin Devamı

Almanya’da “Prusya Kültür Varlıkları Vakfı” Başkanı, aynı zamanda “Berlin Devlet Müzesi” Müdürü arkeoloji profesörü Hermann Parzinger. 3 Aralık 2012 tarihli Der Spiegel dergisinde onunla yapılan bir röportaj var. Orada bizim kültür varlıklarımız ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile ilgili içimize  sinmeyecek sözler söylüyor. (Der Spiegel, sayı 49, s.133-136).
Röportaj Mısır firavunlarının, özellikle Nefretit’in büstünün nasıl olup da, Mısır’dan Almanya’ya geliş macerasıyla başlıyor, derken konu Türkiye’ye geliyor.

İNSANLIĞA AİT

 Parzinger toplu bir yanıt veriyor:
“Nefretit’ten ayrı olarak Bergama’da, Truva’da bulunan kültür varlıkları insanlığa ait eserlerdir. Bunların geri verilmesi söz konusu değildir. Çok daha anlamlı yollar vardır. Bizim o varlıkları düzgün sergilemeye dönük çabamız vardır ve biz bunu garanti ediyoruz”.
Yani, biz dahil, başka ülkeler kültür varlıklarını koruyamıyor, en iyisi onlar korusun ve bu varlıklar dünya durdukça insanlığın yeni yapıtlarına kaynak olsun.
Profesör, Berlin Müzesi’ni “dünya kültürünün olağanüstü bir merkezi” olarak tanımlıyor, müzedeki eserlerin artık oranın geleneksel simgesine dönüştüğünü belirtiyor.

Haberin Devamı

1917’DE ORADA KALMIŞ

Parzinger Truva’dan, Konya’dan, Bergama’dan Berlin Müzesine taşınan varlıklarla ilgili, Berlin’de koca bir müze var bunların sergilendiği, önemli bir iddiayı dile getiriyor. Spiegel “bu varlıkları Türkiye geri istiyor” diye sorunca, Parzinger:
“Yanlış, bu varlıkları geri verilmesi için bize resmi istekte bulunan olmadı”.
Der Spiegel sıkıştırıyor, “ama daha kısa süre önce Hattuşaş’la ilgili üç bin yıllık bir büstü iade ettiniz”.
Parzinger devam ediyor:
“Öyle bir zorunluluk yoktu.
O parça 1917’de restore edilmek üzere Berlin’e yollanmış, sonra burada kalmış. Biz sözümüzde durduk, Türkiye  durmuyor. Ciddi olarak birlikte çalışmak istiyoruz, sonuç cesaret kırıcı”.

ÜÇ BİN ÜÇ YÜZ PARÇA

Der Spiegel nefis gazetecilik örneği ile üstüne gidiyor, “Kültür Bakanı Ertuğrul Günay beş yılda bütün dünyadan üç bin üç yüz parçayı geri aldığını söylüyor” deyince, Parzinger parlıyor:
“Ona başarılar dilerim. Günay bize önce kendi ülkesindeki müzelerde bulunan Suriye, Lübnan ve Bulgar varlıklarını izah etsin”.
Müze Müdürü Günay’dan şikayetçi. Fransızların ve Almanların iki yıldır Türkiye ile hiç bir ortak arkeolojik kazı çalışması yapmadığını söylüyor, bunun arkeolojik kültür varlığına zarar verdiğini öne sürüyor.

KİM ŞOVEN

Haberin Devamı

Türkiye’nin kültür varlıkları açısından zenginliğine işaret ediyor, ortak çalışmayı geri çevirdiği için Türkiye’yi “şovenlikle” suçluyor.
Kültür varlıklarına önem vermediğini , şu anda Berlin Müzesinde
bulunan eserlerin Anadolu’da köylerde oradan oraya savrulduğunu, köylülerin bunları kendi inşaatlarında kullandığını, oysa şimdi bu varlıkların Berlin Müzesinde “kurtarıldığını” ekliyor.
Der Spiegel harika, itiraz ediyor, “ama onlar bize ait değil”.  Parzinger hışımla, “onlar bize ait. O eserler hangi zamanda, hangi koşullarda bize gelmiş? Biz tarihsel yerine oturtmuşuz”.
Röportaj uzun, katıksız milliyetçilik kokuyor, “onlar bilmez ve koruyamaz, insanlık adına biz koruruz” mantığı ön planda.
Ertuğrul Günay’a önerim, bu röportajın tam çevirisini okusun. Bu adama hem Der Spiegel üzerinden, hem resmi kanallardan haddini bildirsin.

 

Yazarın Tüm Yazıları