Ömür boyu birine muhtaç olmak

Hazır kamuoyunun dikkati memleketteki 8,5 milyon engelliye çevrilmişken...

Haberin Devamı

Şu cami projelerinden artacak parayı da kaldırımlara harcasak nasıl olur?

Zira, eli ayağı tutanların bile çocuk gibi hoplaya zıplaya ilerleyebildiği kaldırımlar...

Üzerlerine çıkamayan bedensel engellilere mezar oluyor.

O da tabii, kenarına park eden araçlardan kaldırıma ulaşabilirlerse.

28 yaşındaki Nevzat Özyavuzer’in başına gelen tam da bu.

Annesi ve babasını kaybetmiş, ablasıyla yaşayan bedensel engelli Özyavuzer, arkadaşlarıyla buluşmuş, laflamış evine dönerken...

Akülü aracıyla kaldırıma çıkamıyor.

Yol kenarına da araçlar park ettiği için, mecbur yoldan gidiyor.

Arkadan gelen çöp kamyonu karanlıkta Özyavuzer’i görmüyor ve çiğneyip geçiyor.

4 yıl önce bir hayırsever kendisine bu akülü aracı hediye ettiğinde çok sevinmiş Özyavuzer.

Çünkü artık kimseye ihtiyacı olmadan dolaşabileceğini düşünmüş.

* * *

Haberin Devamı

Muhtaç olmanın ne demek olduğunu ben bilmiyorum.

Ya siz?

Doğru, zaman zaman birine, birilerine muhtaç olduğumuzu düşünüyoruz.

Bazen bu kara sevda şeklinde tezahür ediyor...

O olmadan yaşayamayacaksın sanıyorsun.

Sonra geçiyor, gülüyorsun.

Bazen annene, babana muhtaç olduğunu düşünüyorsun...

Sonra bu dünyadan göçüp gidiyorlar, kolun kanadın kırılıyor.

Ama yola devam ediyorsun.

Kimseye muhtaç olmadan.

Klişeler boşuna klişe olmuyor...

Rakı kadehleri her seferinde ondan “Sağlığa” diye tokuşturuluyor.

* * *

Özyavuzer gibi 8,5 milyon insan var bu ülkede.

Eli, kolu, ayağı tutmayan...

Hayata katılmak ya da en azından hayatını sürdürebilmek için birine, birilerine muhtaç 8,5 milyon insan.

Muhtaç olmalarının nedeni biziz.

Umurumuzda bile değil, kendi dalgamızdayız.

Muhtaç olmalarının nedeni belediyeler.

Şehri engellilere uygun hale getirecek yerde, Taksim’e dikilecek kışlayla, kaldırılacak veya kaldırılmayacak Atatürk heykeliyle ilgililer.

Muhtaç olmalarının nedeni devlet.

Belediyelere yaptırım uygulayacak yerde, televizyon dizileriyle ilgililer.

* * *

Bu ülkede ta 2005’te bir engelli yasası çıktı.

Bu yasa buyurdu ki:

Tüm resmi yapılar, yollar, kaldırımlar, yaya geçitleri, açık ve yeşil alanlar, spor alanları, sosyal ve kültürel altyapı alanları, umuma açık her türlü özel yapı engellilerin erişebileceği uygun duruma getirilecek.

Şehir içi hizmetleri ile toplu taşıma araçları engellilerin erişebilirliğine hazır hale getirilecek.

Kim buyurdu?

Meclis.

Kim yapacak?

Belediyeler. 

7 yılda ne yapıldı?

Hiçbir şey.

Ne oldu?

Engelliler eve hapsolmaya devam etti. Sokağa tek başına çıkacak kadar maceraperest olanlarının da sonu felaket oldu.

Şimdi ne oluyor?

Belediyelere hiçbir şey yapmadıkları için ceza gelmesin diye, 3 yıl daha süre tanındı.

* * *

Haberin Devamı

8,5 milyon engelli... Bir de bunların aileleri var.

Ciddi oy potansiyeli.

Hadi insanlıktan olmasa, bari fırsatçılıktan birileri engellilerin arkasında dursa?

Öyle bakım ücreti verip “Al paranı, baktır kendine, paşa paşa otur evinde” diyecek yerde...

Kaldırımları, otobüsleri, binaları, asansörleri, tuvaletleri engellilere uygun hale getirse.

Kentsel dönüşüm gerçek bir kentsel dönüşüm olsa...

Bu dönüşümde engeller kalksa...

Yazarın Tüm Yazıları