“Yamaç”lar çoğalmalı

FELİX Baumgartner’ın uzaydan tarihi atlayışını ağzımız açık izlerken, 39 bin metre yükseklikteki kapsülün içinde bir Avusturyalı’nın yerine bir Türk’ün olabileceğini hayal edebildiniz mi?

Haberin Devamı

Felix Baumgartner, beş yıl boyunca çok önemli desteklerle, özellikle de maddi anlamda çok büyük katkılarla bu projeye hazırlanmıştı.
Felix’ten övgü dolu sözlerle bahsederken, ülkemizde de havacılığa gönül vermiş ve imkan bulduğunda her biri birer Felix olmaya aday havacılık tutkunlarını görmezden gelmeyelim. Tıpkı Türk Hava Kurumu’nda 29 yıldır yamaç paraşütü öğretmen pilotu olarak görev yapan Orhan Özgülbaş ve oğlu Türkiye’nin en genç yamaç paraşütçüsü Doğa Yamaç Özgülbaş gibi...

Havacılık tarihine geçtiler

“Gökyüzünden Türkiye Manzaraları” çalışmasına imza atan Orhan Özgülbaş, ilk kez 2006 yılında Ağrı Dağı projesiyle gündeme gelmişti.
Üç arkadaşıyla birlikte 5 bin 165 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağı’ndan yamaç paraşütüyle atlamak isteyen Özgülbaş, diğer paraşütçülerle birlikte dünyada bir ilgi gerçekleştirecekti. Projeye başlamadan önce, sponsor aradı ancak, ona buna, herşeye sponsor olan firmaların hiçbiri ortada yoktu. Yine de yılmayan Özgülbaş ve diğer üç paraşütçü, Türk Hava Kurumu’nun desteği ve Genelkurmay Başkanlığının tahsis ettiği helikopterle Ağrı Dağı’nın zirvesine çıktı. İki dağcı, teknik problemler nedeniyle atlayıştan vazgeçerken Özgülbaş ve ekibi zirveden kendilerini aşağı bıraktı. Yarım saatlik başarılı bir atlayışın ardından iki paraşütçü isimlerini Türk havacılık tarihine adlarını altın harflerle yazdırdı.

Haberin Devamı


En güzel işini yaptı

Türk Hava Kurumu için Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden hava fotoğrafları da çeken Özgülbaş’ın havacılığa katkıları bunlarla sınırlı kalmadı. Özgülbaş, hem kendisi hem de Türk havacılığı için belki de en güzel işini yaptı. Bir yaşında iken, yamaç paraşütünde kucağına alarak ayağını yerden kestiği çocuğu Doğa Yamaç Özgülbaş’ı 15 yıl aradan sonra Türkiye’nin en genç yamaç paraşütçüsü olarak ülkemize kazandırdı.
Küçük yaştan itibaren babasının yanında yamaç paraşütü eğitimlerine merak salan Yamaç, 13 yaşına kadar babasıyla birlikte uçtu. Yamaç tek başına ilk uçuşunu 13 yaşındayken Bolu’da babasının kontrolünde gerçekleştirdi. Bugüne kadar tek başına 60 uçuşa imza atan Yamaç, 16’sına girdiğinde yamaç paraşütü sertifikasını da aldı. Şimdi uluslararası yarışmalarda derece hedefliyor.

Haberin Devamı

Biz de yapabiliriz

Bu kadar zor bir sporun yanında aynı zamanda ciddi anlamda müzikle uğraşan, kayak yapan, basketbol oynayan Yamaç, pilot olmak isterken havacılık tutkusunu da profesyonel anlamda taşıyabildiği kadar ileri noktaya taşımak istiyor. Bu arada isteyen herkes, genci yaşlısı Türk Hava Kurumu’nun bu kurslarından ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Felix’i hayranlıkla izlerken, “Adamlar yapıyor”, “Biz Türkler’in bunu yapabilmesi için 40 fırın ekmek yememiz lazım” diyenlere duyurulur.

Fiziki durum 10 yıldır farklı mıydı

Perşembe sabahı uyandığımızda, Meclis’te gecenin 4’ünde alınmış ve Ankara’yı da çok yakından ilgilendiren bir Yenimahalle kararıyla uyandık.
Büyükşehir Belediye Kanunu’na eklenen ve Yenimahalle sınırlarındaki Çayyolu’nun Çankaya’ya, bazı bölgelerin de Etimesgut’a bağlanmasını öngören madde enine boyuna tartışıldı.
AK Partililer, önergeyi savunurken, Yenimahalle’nin, fiziki olarak birbiri ile irtibatı olmayan iki bölgeden oluştuğunu, önergeyle bu durumun ortadan kaldırıldığını belirtti. Peki bu fiziki durum, yeni mi ortaya çıkmıştı. Yenimahalle yıllardır bu durumdayken, AK Parti 10 yıldır iktidardaydı ve 2004 yılında 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nu çıkartan Meclis, o günden 2008 yılına kadar beş kez, Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda değişikliğe de gitmişti.
Son olarak 2008 yılında Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na eklenen bir maddeyle nüfusu 2 binin altındaki belediyeler kapatılırken, Yenimahalle’nin fiziki durumu farklı mıydı acaba? O dönem, Yenimahalle’yi bölmek, Çayyolu’nu Çankaya’ya dahil etmek hiç kimsenin aklına gelmemiş miydi? Gelmemişti, çünkü 2008 yılında Yenimahalle Belediyesi, AK Parti’deydi.

Haberin Devamı

Ankaralı çok şey istemiyor

ANKARA Hürriyet olarak, geçtiğimiz hafta, “Başkent’in twitter gündemini belirliyoruz” sloganıyla interaktif gazeteciliği yerel boyuta taşıyarak önemli bir uygulama başlattık. Ankaralılar, her hafta belirlediğimiz bir etiket üzerinden twitter’da yorumlarını ya da isteklerini paylaşacak. Biz de her cumartesi, bu görüş ya da talepleri, gazetede yayınlayacağız. İlk haftanın etiketi #Ankaradaolsunistiyorum’du. Topluca gelen taleplere şöyle bir göz attığınızda Ankaralının alçak gönüllü olduğunu görüyoruz. Kente özgü bazı temel gereksinimlerden yoksun Başkent’te Ankaralının öyle çılgın projelerde falan gözü yok. İstekleri, şöyle bir süzgeçten geçirip ortalamasını alırsak, Ankaralı, en azından belli merkezlere geç saate kadar toplu taşıma, yağmur yağdığında suların basmadığı kaldırım ve caddeler, bisiklet yolları, karanlık değil aydınlık sokaklar, yani kısacası çağdaş bir başkentte olması gerekenleri istiyor.

Yazarın Tüm Yazıları