Yetiş Ayşe

Haberin Devamı

BANA DA YARDIMCI OLUR MUSUN AYŞE ABLA?

Selam Ayşe Abla Yetiş Ayşe köşenizi zevkle okuyor ve çok beğeniyorum.

Ben insanların hayır dualarını alıyor olduğunuza inanıyorum benim sizden bir isteğim olacak ama bilemiyorum, size belki basit gelebilir.
Ben 30 yaşında, görme engelli bir devlet memuruyum M.E.B.lığına bağlı bir ilköğretim okulunun santral şefiyim, isteğim şu artık yalnızlıktan sıkıldım, benimle mutlu bir yuva kuracak bir eşim olsun istiyorum.
Bizim Altınoluk’ta bir 2+1 dairelerimiz var, annem ve babam sorumsuzca ve ilgisiz bir şekilde beni evli ablamın ilgilenmesi için, ona emanet ediyorlar ve artık ben onun bunun yanında sığıntı gibi durmak istemiyorum. Ne olur bu mesajımı yayınlar mısınız? Şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılar

Nazmi

CEVAP: Nazmi Bey ne güzel bir işiniz var, neden sığıntı olasınız ki. 30 yaş da evlenmek için ideal bir yaş, inşallah sizin bu epostanızı okuyup size hayırlı bir kısmet bulunur. Sevgiler.

…………….

Haberin Devamı

 
KOCA DAYAĞINA DUR DENİLMELİ

Merhaba Ayşe Hanım,

Ben 21 yaşında bir tıp öğrencisiyim, ismim C. Az önce telefonda annemle konuştum, bu sıralar çok sık konuşuyoruz çünkü annem zor durumda.

Annem de babam da öğretmen benim ve 25 yıllık evliler. Evlendikleri zamandan beri içinde şiddette olan, kavgalı gürültülü bir hayatları var.

Öyle bir şiddet düşünün ki annem birçok defa ölümden döndü. Bir keresinde ben, kız kardeşim ve bizden dört yaş büyük kız kuzenim aynı odada yatıyoruz, kuzenim o gece bizde misafir.

O sırada ben fen lisesinde yatılı öğrenciyim, bayram zamanı diye evde tatildeyim. Hafiften bir gürültüyle uyandık, annem yanımıza geldi ranzanın alt katında kardeşimin yanına uzandı, ben kuzenimle üst kattayım.

Beş dakika gibi kısa bir süre sonra babam geldi odaya bağırıp çağırıyor, küfürler ediyor. Hepimiz fırladık yataklarımızdan, annemle kavgaya başladılar.

O sırada babam anneme nasıl vurmuşsa annem yere düştü, sarsılıyor, ağzından köpükler gelmeye başladı. Çıldırdım, koştum pencereye ambulans diye bağırıyorum. Babam da yüzünde şaşkın bir ifadeyle öylece bakıyor anneme, ismini bağırıyor, sarsıyor, en sonunda kalbine yüklendi uyandırabilmek için.

Haberin Devamı

İşe yaradı annem yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Bayram nedeniyle babamın akrabaları memlekette, onları çağırdık hemen. Annemi acil servise götürdük. Aman rezil olmayalım diye şikâyetçi olmadı annem her zamanki gibi. Biraz küs kaldılar konu kapandı! Ama ben ve kardeşim asla unutmadık.

Son zamanlarda artık bizim de annemle babamın boşanmasını istememizle annem boşanma davası açtı. Tabi annem yıllardır boşanmayı düşünüyor ama babamın tehditleri onu caydırıyordu.

“Nasıl yani, ne gibi bir tehdit?” Diyeceksiniz. “Seni öldürürüm. Sen hele bir dava aç, ayni gün vururum seni.” gibisinden tehditler.

Ama tabi biz büyüyünce işler değişti. Bizim verdiğimiz cesaretle dava başladı. Salı günü mahkeme vardı, ben de kardeşim de evdeki durum hakkında şahitlik yaptık.

Haberin Devamı

Bu mahkemeye kadar eve birçok kez polis geldi tabi. Annem bir sürü darp raporu aldı ama asıl beni şok eden yere gelebilmek için buraları çok uzatmıyorum.

Tam ben şahitlik için gireceğim mahkeme salonuna babam herkesin içinde “öldüreceğim o kadını! Kapıdan çıksın vuracağım onu, birazdan karışacak burası göreceksiniz.” diye bağırıyor, annem için ağza alınmayacak küfürler ediyor. Hemen arkamızda ki polis memuruna gittim olayı anlattım. “Tehdit ediyor.” dedim. Küçümser gibi baktı bana, “çıkın yukarıda savcılık var, dilekçe verin, ben bir şey yapamam.” dedi.

Neyse babam ben polise gidince korktu herhalde biraz, kayboldu ortalıktan, ben de girdim şahitlik yaptım. Hâkime hanıma da babamın dediklerini söyledim, mahkemeden güvenli bir şekilde çıkmamız için polis çağırttı.

Haberin Devamı

Savcılığa çıktık, baktık bir hafta önce çıkardığı olay yüzünden zaten bir tebligatı var ikincisi çıkmaz dediler. “İyi dedik ne yapacağız peki biz?” “Kendisine biz bu tebliği bildirelim, siz de yarın emniyette şikâyetçi olun” dediler. Tamam.

Babam on gün gibi bir süre önce bir kaç eşyasını alıp dedeme gitmişti, aynı şehirdeyiz. Orada kalıyor yani ama evin anahtarı var eve girip çıkıyor.

 Dün gece gelmiş eve, canım kardeşim banyoda. Başlamışlar kavga etmeye bilgisayarı kırmış, annemin telefonunu kırmış, gözlüğünü kırmış, annemin boğazını sıkmaya başlamış. Kardeşim fırlamış banyodan anne biber gazi diye, sıkmış annem de babamın yüzüne.

Babam koşmuş balkona, anneme küfürler ediyor, komşular çıkmış camlara. Babam çıkmış evden, polisler gelmiş evin halini rapor edip anneme de darp raporu almışlar ifadeleri alınmış.

Haberin Devamı

Şimdi beni şok eden, ülkemden utanmama neden olan olay başlıyor. Annem bu sabah şikâyetçi olmak için cumhuriyet Savcılığı’na gitmiş. Vermiş bütün raporları can güvenliğimi istiyorum demiş. Savcı sormuş -avukatın var mı?

Yok, tabi nerden olsun. Baroya git avukat iste. Biz zaten bu konuda bir şey yapamayız sen kaymakama git demiş. Tamam demiş annem kalkmış önce baroya gitmiş.
Baro da başkanla görüşmüş bir avukat vermiş başkan ama önce birçok form doldurmuş bir de birçok belge istemiş annemden avukattan yararlanabilmesi için. Bunları toparlamak annemin ne kadar vaktini alır bilemem.

Bir de mahkeme annem için de babam için de akli denge raporu istemiş, tamam demiş annem onu da alırım.
Gitmiş aile mahkemesine akli dengem yerindedir diye rapor alabilmek için. Yazı lazım, koluna mühür vuracaklar ki doktora gidip mühür alsın. Ama gel gelelim hâkim izinde pazartesi gel demişler. Annem can güveliği istiyor. Yine kaymakama git demişler. Gitmiş annem kaymakama. Kaymakam yok il merkezinde toplantıda. Özel kalemle görüşmüş, biz bir şey yapamayız demişler, sen emniyete git.
Gitmiş annem emniyet müdürüyle görüşmeye, emniyet müdürü adını, soyadını adresini almış.

Milli eğitim müdürüne haber vereceğim, eşinizi çağırıp konuşacağız demiş. Can güvenliğini sağlamaya kimsenin niyeti yok. Annem yine söylemiş “ben can güveliğimin sağlanmasını istiyorum.” Tamam demiş müdür, sen dışarıda bekle.

Beklemiş annem emniyet müdürü haber göndermiş, ben ilçe milli eğitim müdürüyle görüştüm, bayana söyleyin gidebilir. Annemin bu akşam gösterisi var meydanda öğrencileri folklor gösterisi sergileyecek. Annem “ben can güvenliğim içim geldim, gidemem.” diyince gösteri süresince orada bulunması için bir ekip yollayacağız deyip yollamışlar annemi.

Şimdi bilmiyoruz akşam ne olacağını ya da haftaya ne olacağını. Korkuyoruz ve bekliyoruz. Bir kadının daha kapıdan kapıya sürüklenip, birinci vazifesi halkın can güvenliğini korumak olan emniyetin bir kadının daha güvenlik isteği çağrısına kulak tıkayışını izliyoruz çaresizce.

Kim bilir kaç tane anne var böyle, benim annem gibi yardım isteyip, iş işten geçmeden, ölüm haberi boy boy gazetelere çıkmadan önce sesini duyuramayan. Siz de bir kadınsınız ve dik duruşunuzu, kadınların ezilmesine göz yumamadığınızı biliyorum. Lütfen bizimde sesimizi duyurun.
C.

CEVAP: Sevgili C. Gerçekten çok üzücü bir durum. Özellikle de öğretmenlik yapan bir insanın bu kadar şiddet uyguluyor olması da düşündürücü. Onun yetiştirdiği öğrenciler topluma nasıl kazandırılacaklar?
Avukat Merve Gürcan’dan aldığım bilgiye göre annen öncelikle Aile Mahkemesi’ne dilekçe vererek Ailenin Korunması Kanun’da belirtilen koruma tedbirlerinin uygulanmasını talep etmeli ve babanın evden uzaklaştırılmasını istemeli. Bu durumda hâkimin vereceği tedbir kararı evinizin bulunduğu bölgedeki karakola da gönderiliyor ve babanın herhangi bir şekilde bunu tekrarlaması halinde polisin müdahale etmesini talep edebiliyormuşsunuz.

…………..


AYŞE ARAL; AYŞE ARAL, FİKİR VERMEK ÜZERE ACİLE BEKLENİYORSUNUZ


Merhaba Ayşe,

Hemen konuya giriyorum. 2008-2010 yılları arasında yakın arkadaşımın ablası vasıtasıyla büyük bir ilaç firmasında önce sekreter, sonra satış analistliği görevlerinde çalıştım. Fakat anti kadrolaşma politikalarından dolayı birçok arkadaşım gibi ben de işten çıkarıldım. Oysaki ne kadar fedakârlıklarda bulunmuş, adeta kendi işim gibi sahiplenmiştim. Ahh ahh...

Türkiye'de çoğunluk gibi ben de yaşamak için çalışmak zorundayım. Fakat çalışmak için çalışmak istemiyorum. Hayatta ne istediğini bilmek çok önemlidir ancak istediklerine ulaşmak da bir o kadar zor.

Kısaca anlatmam gerekirse; çalıştığım işi sahiplenen, sorumluluklarının bilincinde olan, gerektiğinde fedakârlık yapabilen, işimi yaparken heyecan duyan, kurumsallığa önem veren biriyim.

Bomba gibi özgüvenim var fakat biraz nafile. Çünkü eğitim durumum engel. Açık lise 2.sınıf öğrencisiyim. Ee çevrem de dar olunca istediğim gibi bir iş bulamıyorum. Sence anlattığım gibi bir işi bulmak için neler yapmalıyım?

Umarım dönüşün erken olur.
Akşamımın güzel geçmesi dileğiyle...
Hoşçakal.

Özlem

CEVAP: Sevgili Özlem, moral bozmak yok. Günümüzde üniversite mezunları dahi işsizken “ben lise öğrencisiyim o yüzden iş bulamıyorum” diye hayıflanmanın anlamı yok. İşsizlik genel sorun maalesef. Buradan sesini duyurmuş olduk, belki okur dostlarımdan senin gibi azimli ve çalışkan birine iş vermek isteyen çıkar. Sevgiler.

…………..

BORÇ YARDIMI

İyi günler Ayşe Hanım. Ben İstanbul’da öğretmenlik yapan aynı zamanda gece kulüplerinde sahne alan bir solistim. Yaklaşık iki sen önce eşimden ayrılmak zorunda kaldım.

İki tane oğlum var. Çocuklarım anneleriyle ben ise 70 yaşındaki annem ile oturuyorum. Bankalara olan borçlarımı yapılandırmış olmama rağmen çok yere bölündüğüm için ne kendime ne çocuklarıma ne de anneme yani hayatımdaki kimseye yetemiyorum. Kimseden bana hibede bulunmalarını istemiyorum.

Sadece faiz yiye yiye neredeyse 50 bin TL’yı bulan toplam borcumu bir yerde toplayıp benden uzun vadede tek yere ödeme yapmamı sağlayacak bir çözüm arıyorum.

Ayşe Hanım, çocuklarım gelmek istediklerinde param olmadığı için özlesem de gelmeyin demeye, işim var demeye, onları uzaktan seyretmeye artık dayanamıyorum
Bir şey istediklerinde duymamış gibi davranmaktan nefret ediyorum. Onları rahat ettirmek ve kendime yeniden güven kazanmak için tek servetim olan sesim ile üç kuruş kazandığım için hep batıyorum batıyorum.

Beni dinleyecek ya da bana sahne almam için yardımcı olacak, en nihayetinde borcumu uzun vadede ödememe yardımcı olabilecek bir el istiyorum.

Ayşe Hanım, belki siz bu maili okuduğunuzda ya da yayınladığınızda benim için artık geçerliliği kalmamış olacak bilmiyorum.

Ben çocuklarımı, annemi, kendimi mağdur etmekten yoruldum. Emin olun bunlar benim son çırpınışlarım.
Okuluma, öğrencilerime güçlü olmayı öğretirken için için yıkılıp dağılmayı yaşamak çok acı.

Ben çocuklarımı babasız, yaşlı annemi kolsuz bacaksız bırakmaktan korkuyorum. Ben kendimi kaybetmekten korkuyorum. Vazgeçmekten korkuyorum. Ne olur yetişin Ayşe Hanım.
H.

CEVAP: H. Bey, lütfen böyle umutsuzluğa kapılmayın. Her şey insanlar için. Allah önce sağlık versin, dertler sorunlar nasılsa çözülür. Çocuklarınızın da hediyelere değil sizin ilginize ihtiyaçları var öncelikle. Sizin ilginiz onlar için her şeyden değerli bence yanlış düşünüyorsunuz bu konuda. İnşallah size yardım edecek okurlarım da bulunur ancak önce siz kendinize yardım edin, hayata daha sıkı tutunun. Sevgiler.

……………

ACİL YETİŞMELİSİNİZ AYŞE HANIM ÇOK ZOR DURUM BU 

Merhaba Ayşe Hanım,
Ben nerden başlasam bilemedim.
Bir karı koca var yaşlı teyze amca. Amcanın beyninde tümör var, 2 gözü kör olmuş. Ordu’dan tedavi için dul uzaktan akrabaları bir kadıncağızın yanına sığınmışlar.
Benim kaynanamla aynı binada ama durumlarını görseniz inanın dayanamaz kahrolursunuz.
Şu an Bayrampaşa’dalar ben Bayrampaşa Belediyesini aradım, yardım edemeyiz, para yardımı yok dedi.

153 beyaz masayı ara dedi aradım yardım sandığının numarasını verdi, aradım fakirlik kâğıdı alıp gelsin dedi. İkametgâhları Ordu’da muhtar fakirlik kâğıdı vermez dedim.
O zaman bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok dediler. Elim kolum bağlı kaldım. Adam sara hastası, kanser tedavisi görüyor oğlunun üzerine sigortası var.
Devlet ne yapar ne eder ikametgâhı yok diye iki göz evde açlıktan sefaletten ölsünler mi?

Allah rızası için yardımcı olun. İnanın benim hiç bir şeyim değiller. Kaynanam amcayı eve taşırlarken görünce geçmiş olsuna gidiyim komşu demiş ve korkunç manzarayla karşılaşmış.
Bizler çalışan insanlarız tamam elimizden geldiği kadar yardımcı oluyoruz ama bizim yaptığımızla olacak gibi değil. O adamcağıza ine yapmaya hemşire gelemez mi?

Yardım severler gelip halini görsünler rahat bir hasta yatağı, evde bakım yapılamaz mı? Hiç paraları yok, emeklilik yok, para yardımı yapamazlar mı? Ne olur yardım et Ayşe’m.

 Ulaşabileceğiniz telefonları yok. Süt alacak paraları yok, amca biberonla besleniyor ama süt alamıyorlar ya.
Kaynanam üst katında 0212…….. telefonu, oradan ulaşabilirsiniz teyzeye hemen indirir telefonu. Benim numaram 05…………. yardım edecekler olursa numaramı verebilirsin Ayşe, tek umudum sen kaldın. Anam değil babam değil bacım değiller insanlık adına yardımınızı istiyorum, adam zaten ölecek bari birkaç ay ağrısız temiz sağlıklı yaşasın.

Gülnur

CEVAP: Gülnur’um, çok üzücü gerçekten. Ordu’dan ikametgâhları bir şekilde alınıp Bayrampaşa’ya nakledilemiyor mu? Böylece yeşil kart da alabilirler. Okur dostlarımdan da ricam bu karı kocaya destek olmanız. Öncelikle yatak ve gıda yardımı yapılırsa biraz olsun rahatlayabilirler sanıyorum. Ben de takipçisi olacağım bu işin.

……………..

 KARDEŞİME YARDIM EDİN


Merhaba Ayşe,

Ayşe diyorum ama sanki seni tanıyor gibiyim ondan. Bugün kardeş yazılarının tamamını ağlayarak okudum.

Biz üç kardeşiz ve ben en büyükleri, ortanca erkek en küçüğümüz kız.
Şimdi düşünüyorum da daha yoksulluk içinde geçen çocuklukta birbirimize kenetlenmişiz. Çok kavgalar ettik, birbirimizi yedik ama üçüncü kişilere karşı daima birbirimizi kolladık.
Şu anda kocaman insanlar olduk. Ben 50, erkek 47 kız ise 45 yaşlarındayız. Hepimiz senin gibi çok genç yaşta evlendik. Ben yürütemedim ve ayrıldım yine senin gibi dünya güzeli bir kız büyüttüm tek başıma. Ona baktıkça hayata karşı zafer kazanmış gibi hissediyorum.

Ama kardeşlerim devam ettiler büyük bedeller ödeyerek. Kız kardeşim sürekli kendini aldatan bir adamla beraber. Panik atakla mücadele etmeye çalışarak.

Ben sana erkek kardeşimi anlatmak istiyorum. İ.ü. edebiyat fakültesi mezunu, çok sağlam, dürüst, onuru için ölebilecek, sonuna kadar güvenilecek dünyanın iyi yürekli adamı.


Üniversitede okurken ayni bölümden bir kıza aşık oldu ve okul biter bitmez evlendiler. Kardeşim özel bir firmada ihracat şefi, karısı ise lisede edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Evlendikten 3 yıl sonra karısı hamile kaldı. İkizleri oldu, biri kız biri erkek. Her şey gayet güzel gidiyordu, herkes mutluydu.
Yaklaşık bir yıl evde bayram havası esti fakat zaman geçtikçe erkek olan bebekte bir farklılık belirmeye başladı. Yürümeye başlayınca parmak ucuna basarak adım atıyor, göz teması kurmuyor, kucakta durmuyordu. Ama annesi onun farklı olduğunu bir türlü kabul etmiyor, biz bir doktora göstersen dediğimizde bize sinirleniyordu.
Maalesef 4 yaşında otistik tanısı kondu. O günden sonra hayatları tamamen değişti. Bütçelerini aşan fiyatlarla özel okulla gönderdiler yıllarca, fakat büyüdükçe problemleri de büyüdü, yaklaşık on yaşına gelince okullar kabul etmemeye başladı. Çünkü saldırgandı ve yaşı büyüdükçe etrafına karşı zararı da büyüyordu. Diğer veliler çocuklarını korumak adına bizim çocuğu kabul etmiyordu haklı olarak.
Saldırganlığı evde de devam ediyordu. Hala nedenini bilmediğimiz bir şekilde annesine saldırıyor bütün kollarını mosmor yapıyordu, hala da öyle.
Durum böyle olunca erkek kardeşim bıraktı ve ona bakmaya başladı, annesi ise öğretmenlik yapmaya devam etti.
Bu durumda büyük bir maddi sıkıntı yaşamaya başladılar. Kirada oturuyor ve diğer sağlıklı olan (o da tartışılır ya) kizi okutmaya çalışıyorlardı.
Biz elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyorduk fakat yeterli olmuyordu. Onun psikolojik olarak çöküşünü izlemeye dayanmak dünyanın en zor şeyi haline geliyordu.
Kendine güvenini kaybetmeye başlamış, işe yaramayan biri olduğunu düşünmeye başlamıştı.
Bir ara bir mucize oldu ve akşam 22.00 sabah 07.30 saatleri arasında bir firmada güvenlik amiri olarak işe başladı. Gündüz oğlana bakıyor, akşam işe gidiyordu.
Hem morali düzelmiş hem de maddi olarak rahatlamışlardı. Her şey yoluna girdi derken, yaklaşık 6 ay sonra maalesef işten çıkarıldı.
Şimdi yine evde, gözlerinde hiç bitmeyen bir hüzün, sesinde artık her şeyi kabullenmiş kırgınlık ve hayata karşı pes etmiş hali geri döndü.
Bu durumu beni öldürüyor. İçim kanıyor sanki. Aslında tüm ailemizin kalbinde bir bıçak var birisi sürekli onu kanırtıyor sanki.

Senden ricam onun şartlarına uyacak bir iş bulabilmemize yardımcı olman. İnan bir insanin hayatini kurtarmış olursun. Yardım et canıma, sırdaşıma, yoldaşıma.

Bir de yayınlarsan yazımı adimi yazma olur mu? Ben değil ama o çok üzülebilir.

Sevgiyle kucaklıyorum seni ve yoluna hiç düşmeden, hırpalanmadan devam etmeni diliyorum.

M.

CEVAP: Sevgili M. insanın kardeşi üzülünce kendi de mutlu olamıyor. Kendi çocuğun hastaymış gibi üzülüyorsun sen de. İnşallah okur dostlarım abine bir iş bulabilir. Belki de çocuğun eğitimi için bir destek de bulunabilir. Böylece biraz daha rahat edebilirsiniz. Hepinizi çok öpüyorum.

…………………

GİYSİ YARDIMI

Merhaba Ayşe Hanım,
Yazılarınızı büyük bir keyifle takip ediyorum. Yetiş Ayşe köşenizi ise özellikle takip ediyorum. Ben de kendi çapımda yardımcı olmak istiyorum. Eşi tarafından aldatılan başka şehirde işe başlayacak bayana ve oğluna giysi yardımında bulunmak isterim. İletişim bilgilerini verebilir misiniz?
Yonca

CEVAP: İletişim bilgilerini hemen gönderiyorum Yonca’m. Harikasın. Sevgiler.

…………….

 KIYAFET YARDIMI
 

Ayşe Hanım merhaba,

Ben 2 arkadaşımla beraber İstanbul’da yaşıyorum.
Sizin Hürriyet’teki yazılarınızı okuduktan sonra bir kenara ayırıp atmayı planladığımız ya da kapının önüne koyduğumuz ama gerçekten ihtiyacı olan birilerine mi gidiyor emin olamadığımız kıyafetleri sizin de yardımınız ve aracılığınızla ihtiyacı olan birilerine iletmek istiyoruz.

Bahsettiğim kıyafetler genellikle 36-38 beden ve bir kaç tane de 36-37-38 numara ayakkabı ve bot var.


Şimdi, sizden isteğim bizi yönlendirmeniz ve ulaştırmayı ne şekilde yapabileceğimize dair fikir vermeniz.

Şimdiden teşekkürler.

Kolay gelsin.


Aslıhan

 CEVAP: Sevgili Aslıhan, uygun talepler geldiğinde sana yönlendireceğim. Merak etmeyin en doğru adrese ulaşacaktır Yetiş Ayşe sayfalarından.

…………………

 ÖSYM SINAV SONUÇLARI


24 Nisan 2011 tarihinde yapılan ales sınavına girmiş yüz binlerce öğrenciden biriyim.  24 Nisan’da yapılan sınavda hatalı basılan kitapçıklar nedeni ile 278 öğrenci mağdur oldu. Ösym'nin sitesinde duyurduğu gibi 2011 ales ilkbahar dönemi sınavına girememiş olan 278 adayın sınavlarının tekrarlanmasına karar verildi.

Eşdeğer sınavın 15 Mayıs 2011 tarihinde yapılacağı duyuruldu. O tarihten itibaren mağdur adaylara sınavın yeniden uygulanıp, uygulanmadığı konusunda hiçbir duyuru yapılmadı, yapıldığı iddia edilen sınavın soruları ösym resmi sitesinde yayınlanmadı.

İki farklı sınavın nasıl hesaplanacağı, sınav sonuçlarının ne zaman açıklanacağı konusunda hiçbir açıklama yapılmadı.
Öğrenciler olarak iyimser düşünerek 18 Mayıs’tan itibaren sonuçları beklemeye başladık.

Defalarca ösym'yi aradık, "sınavın açıklanması için 30 gün yasal sürelerinin olduğunu, beklememiz gerektiği" söylendi. Bekledik...


Bugün itibari ile yasal süre dolmuş bulunmaktadır, ösym'nin telefonlarına çıkan yetkililer "yasal sürenin dolduğunu" doğrulamakla beraber sınavın ne zaman açıklanacağı konusunda çelişkili konuşup, net bir bilgi vermemektedirler, yasal sürenin dolduğunu söylediğimizde ise "yasal hakkınız dava açabilirsiniz" cevabını almış bulunmaktayız.

Hiçbirimiz, sonucu en başından belli olan bir davanın peşine düşmek istemiyoruz, bireysel olarak koskoca ösym'nin karşısında son derece çaresiz kaldık.
Kpss, ygs ardından ales sınavı ile skandallarına bir yenisini daha eklemiş olan ösym'ye olan güven iyiden iyiye sarsılmış bulunmaktadır.

Atatürk'ün Cumhuriyet'i emanet ettiği gençler, yeni nesli emanet ettiği öğretmenler olarak bugün bizlerle birileri açıkça dalga geçmekte ve bu duruma kimse ses çıkaramamaktadır. Sınava giren yüz binlerce öğrenci adına sizlerden konuyla ilgilenmenizi, sesimizin duyulması için elinizden geleni yapmanızı rica ediyorum.
Duygu

CEVAP: Sevgili Duygu sesinizi duyurmuş olduk. Hepinize başarılar diliyorum.

……………..

BİR YARDIM DİLEĞİ 

Merhabalar Ayşe Hanım,

Bu maile aslında sizin “küçük cadınızla” ilgili yazınızdan sonra benim “büyük cadımla” olan ilişkimden bahsetmek için yazmaya başlamıştım.
Tam yazımın eğitim kısmına geldim kafamda bir ışık yandı. Böylece çok sevdiğim ablam sizden bir konuda yardım istemem için ruhu bile duymadan bana cesaret vermiş oldu.

Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyorum o yüzden umuyorum ki eğer ortada bir dil sürçmesi olursa affedersiniz.

En kısa ifadeyle, zamanınızı almadan derdimi anlatmaya başlıyorum: Türkiye’nin en iyi liselerinin birinden mezun olduktan sonra odtü'yü kazandım. Bu çok sevgili okulda geçirdiğim dört seneden sonra gittim ben de sizin gibi İngiliz’in memleketine ve yüksek lisansımı orada yaptım. Ancak bu sırada bütün burs başvurularım geri çevrildiğinden annecim babacım ellerinden geleni ardlarına koymayıp bir sene boyunca beni İngiltere’de okuttular.

Yüksek lisans sırasında akademik kariyer yapmak istediğimi biliyordum. Bitirdikten sonra tekrar İstanbul’a döndüm. Biraz kafamı topladım ve burs alacağım vaadiyle tekrar İngiltere’de bir üniversitede doktoraya başladım.
Ancak buraya geldikten sonra burs verilemeyeceğini ve eğer başlayabilseydim verilecek olan maaşla tüm masraflarımı karşılayacak olan asistanlığa AB pasaportu taşımayan bir vatandaş olduğum gerekçesiyle başvuramayacağımı öğrenmiş oldum. Üniversite politikasını değiştirmiş! Peki efendim!

Daha sonra bölüme yaptığım kişisel burs başvurusu da reddedilince anneme, isterseniz bırakırım dedim. Canım annem, "hayır" dedi: "sen bu yola baş koydun. O başı bu yoldan kaldırmak, başladığın işi yarım bırakmak yok. Ama lütfen olabildiğince kısa sürede bitir".

Kendi içimde daha çok şey yaşadım ama vaktinizin çok değerli olduğunu biliyorum ve maili ağlama duvarına çevirmek istemiyorum.
Özetle çok şanssız bir burs geçmişim var. Yazılarınızı düzenli olarak okuyorum sizin şimdiye kadar pek çok kişinin elinden tuttuğunuzu gördüm.
Belki, dedim, Ayşe Hanım bana da yardımcı olur, çevresi geniştir. Akademik kariyer yapmaya çalışan bu insana yardımcı olabilecek, en azından masraflarının bir kısmını karşılayacak bir yardımsever vardır etrafında...

Eğer öğrenmek isterseniz eğitim ve özel hayatımla ilgili her detayı paylaşabilirim sizinle. Şimdilik –belirttiğim gibi- olabildiğince kısa kesmeye çalıştım.

Bana yardımcı olabilirseniz size minnettar kalacağım.
Aksi takdirde canınız sağ olsun ben yine de sizi keyifle okumaya devam edeceğim hayırlı haberlerinizi duymak ümidiyle…

Sevgi ve saygılarımla,

Cansu

CEVAP: Cansu’m İngiltere’de okumanın kolay olmadığını bizzat gördüm ben de. Allah kolaylık versin. Umarım okur dostlarımdan sana burs vermek isteyen çıkar. Başarılar dilerim.

……………

GAZETE TALEBİ

Sevgili Ayşe Hanım;


Bu e-postayı yollamamın sebebi, bugünkü (23.05.2011 pazartesi) Hürriyet Eskişehir ekinin 2. Sayfasında yayınlanan Eskişehir

Geceleri köşesinde çıkan, "önce nikâh kıyıldı sonra yemek yendi" haberi dijital olarak göndermenizi rica ediyorum. Benim e-gazete üyeliğim yok, fotoğrafımız da sayfa ortasında çıktığı için pek net değil. İnan bana 4 gazete aldım, ilgilenir de bana Eskişehir ekinin 2. Sayfasındaki Eskişehir geceleri köşesini yollarsan sana çok teşekkür ederim.


Yayın hayatınızda başarılar dilerim.

Kubilay

CEVAP: Kubilay Bey talep ettiğiniz gazeteyi maille gönderdim. Mutluluklar dilerim. Sevgiler.

……………..
 

YARDIM RİCASI


Ayşe Hanım merhaba,
Yazılarınızı başından beri takip ediyorum sizi çok seviyorum ben de tek başına iki çocuğuna bakmaya çalışan yalnız bir anneyim.

Sizden bir komşumuzun annesi için yardım rica ediyorum. Kendisi 80 yaşında köyde yalnız yaşıyor, çocukları arada köye gidip maddi manevi destek olmaya çalışıyorlar ama malum herkes zor geçiniyor. Teyzenin herhangi bir sigortası yok (yaşlılık maaşı var) kulakları duymuyor geçenlerde bir okurunuz annesinden kalma işitme cihazının olduğunu yazmıştı bu teyzeye ulaştırmak üzere gönderebilirse çok harika olur. Kızının ev adresini aşağıda veriyorum.
Teyze kulakları duymadığından telefon çalsa bile haberi olmuyor çocukları çoğunlukla komşusundan yardım istiyorlar yani gerçekten çok ihtiyacı var. Şimdiden çok teşekkür ederim.
 
Çiğdem

CEVAP: Çiğdem Hanım, ilgili mailleri size yönlendireceğim. İnşallah uygun bir kulaklık bulunabilir. Kızınızı ve sizi de öperim.

…………..

Ö'YE YARDIM

Kusura bakmayın, bilmediğimden sizi rahatsız ediyorum.
Bu konuda bir hesap numarası vbg. Var mıdır?

Güldal

CEVAP: Güldalcım hesap numarası bende mevcut değil, iletişim bilgilerini göndereceğim. Direktiletişim kurarak ailesinden gerekli bilgileri alabilirsin. Sevgiler.

…………..

Ö'YE YARDIM


Ayşe Hanım merhaba,

Ö'ye nasıl yardımcı olabiliriz? Hesap numarası verebilir misiniz?

Teşekkürler.
Ezgi

CEVAP: Ezgi’m, hesap numarası vermem buradan mümkün değil ancak iletişim bilgilerini gönderiyorum sana, ailesi ile direk iletişim kurabilirsin. Sevgiler.

……………..

Sevgili Ayşe,

Çok teşekkürler. Ö.'ye tedavisi için yardım edin köşeni okudum ve çok mutlu oldum. Ne güzel bir şey yaptın köşeni ihtiyaç sahiplerine açmak ve yardım etmek isteyenlerle buluşturarak.

Ben Amerika'da yaşıyorum ve eğer size gelen kıyafet özellikle çocuk için ve oyuncak talebi olursa yardım etmek isterim. Artık hep dualarımda, güzel düşünce ve dileklerimde olacaksın. İyi ki varsın.

Umarım hayatın senin gibi kalbi güzel insanlarla çevrili olur hep ve iyi niyetin suiistimal edilmez.

Çok sevgilerimle,

Ebru

CEVAP: Ebrucum, güzel dileklerin için teşekkürler. Ö’nün ailesinin iletişim bilgilerini sana ileteceğim. Desteğin için Ö adına teşekkürler.

……………

Ö’YE DESTEK

Ayşe Hanım merhaba,
Bugün netten köşe yazınızı okudum ve Ö’nün durumuna çok üzüldüm.
Şu an iş yerindeyim ve yazınızı okur okumaz Hürriyet gazetesini aradım ve size mail yoluyla ulaşabileceğimi söylediler.

Ö. için maddi manevi destekte bulunmak istiyorum ama ailesine ulaşabileceğim bir numara verebilir misiniz?
Onlar yarın hastanede olacaklarmış, bu konuda yardımınız olursa çok memnun olurum ya da bir hesap no.
Size de kolay gelsin diliyorum ve öncelikle sağlık.
Allah’ım tüm şifa bekleyen insanların yardımcısı olsun.(amin)
Hoşçakalın.
Zübeyde 

CEVAP: Zübeyde Hanım, iletişim bilgilerini size göndereceğim. Desteğiniz için teşekkürler. Allah hepimize sağlık versin. Öperim.

………….

GİYSİ YARDIMI İÇİN ADRES BİLGİSİ ALABİLİR MİYİM?
 

Ayşe Hanım merhaba
Kocasından ayrılıp işe giren bayanın adresini alabilir miyim, giysi göndereceğim 38 beden.
Benim oğlum da 3 yaşında oğluna da kıyafet yollamak istiyorum
Yüreğinize sağlık
Ankara’dan Çiğdem
 
CEVAP: Çiğdem Hanım, adres bilgilerini size ileteceğim. Oğluşunuzu ve sizi de öpüyorum. Sevgiler.

……………….

MİNİK KIZA AYAKKABI TALEBİNE YANIT 
 
Merhabalar sevgili Ayşe ablacım,

Ben aşağıdaki yazında bahsedilen 1,5 yaşındaki çocuk için ayakkabı 20 - 21 numara olan ayakkabı talebini karşılamak istiyorum. Beni yönlendirebilir misin lütfen? Nasıl harekete geçmeliyim, ne yapmalıyım?

Sevgiler,
Didem 

CEVAP: Didemcim, bana gelen maildeki eklenti okunmuyor maalesef hangi okurumuza destek vermek istediğini anlayamadım. Tekrar yollayabilir misin farklı bir formatta?

……………

ÇOCUĞA GİYSİ YARDIMI

Ayşe Hanım merhabalar

Duyarlılığınız ve ihtiyaç sahibi olan insanlara da sayenizde elimizi uzatma imkânı sağladığınız için teşekkürler.

Mektubunu yayınladığınız insanların gerçekten ihtiyacı olup olmadığını araştırabiliyor musunuz bilmiyorum ama çocuğuyla eşinden ayrılıp küçük bir şehre yerleşen hanımefendinin çocuğuna bir şeyler göndermek istiyorum.

Adres bilgilerini bana ulaştırabilirseniz sevinirim.

Sevgiyle kalın.

Not: ismimin açıklanmasını istemiyorum.

CEVAP: İsimsiz okur dostum, bu köşeden çocuğu için giysi talep eden bir okurun ihtiyacının samimi olduğuna öncelikle inanıyorum zaten.  Kimse birkaç parça çocuk giysisi ile (ki özellikle de bunların kullanılmış oldukları düşünülürse) zengin olmaz. Okur dostlarım da yardımları gönderirken birbirleriyle iletişime geçip gerekirse araştırmalarını yapıyorlar. Size de iletişim bilgisini ileteceğim. Sevgiler.

…………………

GİYSİ YARDIMI
 
Ayşe Hanım,

Yazılarınızı sürekli okur ve Allah herkesin yardımcısı olsun derdim.

Ancak bugün okuduğum yazıya duyarsız kalamadım.

Eşinin aldattığı ve başka şehre taşınan oğluyla kendisi için yepyeni bir hayat kurmak isteyen bu bayana
Bankacı hanımlar kıyafet yardımında bulunmuşlar.

Ancak yazıyı okurken dikkat ettim acaba oğluşunun kıyafet ihtiyacı var mı? Bundan hiç bahsetmemişti.

Mart ayında 3 yaşını bitirmiş bir oğlum var. Ve bir sürü küçülmüş kıyafetleri.
Hepsini yıkadım ütüledim hazır kime versem diye düşünüyordum...

Acaba bu bayanın oğlunun kıyafetlere, oyuncaklara ihtiyacı var mı?

Mail adresini alıp sorsam sakıncası olur mu?

Lütfen mail adresimi ve ismimi yayınlamayın...
Sizden cevap bekliyorum

İyi çalışmalar

CEVAP: Benim isimsiz melek okur dostum, evinden öyle apar topar ayrıldığına göre eminim çocuğu için de her türlü desteğe ihtiyacı vardır. İletişim bilgilerini gönderiyorum. Oğluşunu ve seni de öpüyorum.

…………..

 2,5 YAŞ ALTI KIZ İÇİN GİYSİ, OYUNCAK, AYAKKABI YARDIMI
 
 Sevgili Ayşe Aral,

Ben Funda, ben de sizin sayenizde yardım etmek istiyorum. 2,5 yaşında kızım var. Sizin de söylediğiniz gibi çocuklar çok çabuk büyüyor.

Bir ya da iki kere giydirdiğim kıyafetlerini çevremde olan kişilere verdiysem de evde daha birçok şey bulabilirim. Sizden ricam oyuncak, kıyafet ayakkabı ihtiyacı olan kişilere beni yönlendirmeniz.

23.05.2011 tarihinde yayınlanan yazınızda 1,5 yaşındaki çocuğuna ayakkabı yardımı isteyen bayanın bebeği kızsa yardımcı olabilirim. Sizden haber bekliyorum. İyi günler diliyorum.
Funda
 
CEVAP: Funda’m harikasın. Gerçekten bazen 1-2 kez giyilmiş bazen hediye gelmiş, etiketi bile üzerinde kalmış giysileri olur bebeklerin. Bunları paylaşmak da bir aileyi büyük dertten kurtarabilir. Sana da hemen iletişim bilgilerini göndereceğim. Kızını ve seni de öperim.
………….

GİYSİ YARDIMI

Ayşe abla merhaba nasılsın?

Eşi yüzünden şehir değiştiren güçlü kadına yardım etmek istiyorum. İletişim bilgilerini gönderebilir misin?

Teşekkürler.

Gülhan

CEVAP: Gülhan’ım tabi ki gönderirim. Desteğin için çok teşekkürler. Sevgiler.


……………….

BEBEK KIYAFETİ

Merhaba Ayşe Hanım,

Henüz 5,5 aylık bir bebeğim var. Onun küçülen kıyafetlerini yeni doğan bebeğe sahip yardıma ihtiyacı olan bir aileye gönderebilirim.
Badiler, tulumlar vb. Bana yeni doğan bebeği (erkek) olan yardıma muhtaç kişilerin bilgilerini verirseniz irtibata geçebilirim.

Saygılarımla
Nalân

CEVAP: Nalân’ım Allah bağışlasın senin oğluşunu da. Talepler geldiğinde sana yönlendireceğim. Öpüyorum.

………………..

ELBİSE İHTİYACI
 

Sevgili Ayşe,

36-38 bedeninde kaliteli elbiselere gerçekten ihtiyaçları olanların ( 2-3 kişi)adresi bildirirseniz yurtdışından gönderebilirim. İsmimi lütfen bildirmeyiniz. Sadece isim ve adresleri yeterli olacaktır. Bir de iki yaş erkek çocuğu için kaliteli kıyafetler de gönderebilirim.

Çok güzel bir iş yapıyorsunuz. Ben de üzerime düşeni yapmak isterim.


Selam ve sevgiler,

 
CEVAP: Gelecek talepleri size yönlendireceğim. Teşekkürler, sevgiler.

………………

 
Ayşe Hanım günaydınlar, iyi haftalar.

Bir kaç yazınızda aynı kişinin yardım talebine denk geldim, herhangi bir rumuz olmadığından kim olduğunu söyleyemiyorum, yazılar da doğrudan kopyalanamadığından yazının bir bölümünün ekran görüntüsünü buraya yapıştıracağım. Hanımefendiye elden geldiğince yardımcı olmak isterim, kendisi ile irtibat kurabilmem için sizden yardım rica ediyorum.
Aşağıdaki isim ve irtibat bilgilerimi kendisi ile paylaşabilirsiniz ama köşenizde yayınlamazsanız sevinirim.

Saygılarımla
 

 CEVAP: Size iletişim bilgilerini ileteceğim. Yazının yayınlandığını günü de belirtirseniz çok daha kolay bulunabilir. Teşekkürler.

…………..

TARGEL ATAMALARI

Biz gecelerimizi gündüzümüze katarak ziraat fakültesini bitirerek ziraat mühendisi olan arkadaşlarız. Bizler ailelerimizin yıllarca bize maddi manevi destek vererek ve de çok büyük umutlarını besleyen gençleriz. Bizler Türkiye’nin tarımına üretim dinamiğini sağlayacak ve Türkiye’deki tarımsal üretim bilincini ilerletecek gençleriz. Kısacası biz sizin gelecek ümitleriniziz.

Bizler kendimizi nedense dünyada ve Türkiye’de meydana gelen ekonomik krizlerin içinde bularak yıllarca işsiz kalan gençleriz. Türkiye hepimizin bildiği üzere hiçbir ülkenin sahip olmadığı toprak ve iklim yapısına sahip.

Bunun paralelinde birçok ürünün üretimini yapabilecek durumdayız. Fakat son zamanlarda bilimin, teknolojinin ve üretim tekniklerinin gelişmesiyle beraber nedense bizim tarımdaki üretimimiz ve kalitemiz her geçen gün gerilemektedir. Sayın yöneticimiz bunun nedenlerinin başında tarım sektöründe kalifiye, yetiştirilmiş ve tarımda bilimsel üretim modelini yayabilecek kişilerin çalışmaması yani kısaca Türkiye’nin her tarafında üretimi geliştirebilecek biz ziraat mühendislerin işsiz bir şekilde sokaklarda gezmesidir.

Sayın yöneticilerimiz bizler artik bu atıl durumdan kurtulmak istiyoruz. Bizler işsiz kalmak istemiyoruz. Bizler yıllarca üniversitelerde eğitim görerek öğrendiğimiz bütün bilimsel metotları Türkiye’deki tarım sektöründe uygulamak ve tarımsal üretimi arttırmak istiyoruz.
Hepimizin bildiği üzere tahminen 80 milyon insanin bulunduğu bir nüfusa sahibiz. Bu nüfusu beslemek ve istihdam ortamı sağlamak öz kaynaklarımız olan topraklarımızdaki tarımsal üretimi arttırarak ve bunun paralelinde tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayarak mümkündür. Biz ziraat mühendisleri bu üretim organizasyonunun olmazsa olmazlarıyız.

Bizler şu anları istiyoruz sizden sayın yöneticilerimiz:


Bizler işsiz gezmek istemiyoruz.

Bizler tarımsal üretime katılmak istiyoruz.

Bizler tarım bakanlığının ziraat mühendisi alımlarının sayısını arttırarak düzenli hale getirmesini istiyoruz.

Bizler 2010 yılında kpss sınavına giren ziraat fakültelerinin bölümlerinden mezun 44.191 kişi tarım bakanlığından iş istiyoruz.


Sayın yöneticilerimiz sizler bu durumumuzu göz önünde bulundurarak bu talebimizi ve bu sesimizi duymanızı ve gerekenlerin yapılmasını arz ederiz.

İşsiz ziraat mühendisleri


CEVAP: Bana bu konuda pek çok eposta gelince hepiniz adına bir tanesini yayınladım, sesinizi buradan duyurmuş olduk. İnşallah işsizlik son bulur herkes hayalindeki işe kavuşur en kısa zamanda.

………………

Yazarın Tüm Yazıları