Sizce Türkan Saylan terörist ÇYDD de terör örgütü olabilir mi?

Türkan Saylan benim bayıldığım, inandığım, saygıyla andığım, müthiş bir kadındı. Bu ülkenin kadınlarına rol model olabilecek biriydi. İki defa kendisiyle röportaj yaptım, hayran kaldım, enerjisine, vizyonuna, başarılarına, yaptıklarına. Ona karşı giriştirilen itibarsızlaştırma kampanyası beni de yaraladı. Geçen hafta da ÇYDD davasının ilk duruşması yapıldı, fırsat bildim, Avukat Hüseyin Karataş’la mini bir röportaj yaptım...

Siz Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin avukatısınız. Türkan Saylan’ın yarım bıraktığı kitabı tamamladınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz: A) Rahatlamış B) Vazifesini tamamlamış C) Arkadaşının vasiyetini gerçekleştirmiş D) Topluma karşı görevini yerine getirmiş...

-  Doğru cevap hepsi! Artık yaşamda olmayan birinin yapmayı çok istediği ama yerine getiremediği bir işi tamamlamak, onun vasiyetini gerçekleştirmek, bir de onu sevenlerin beklentilerini karşılamak...

Şu olayı bir baştan anlatsanıza... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne hangi suçlamalarla dava açıldı?

-  Dernek yöneticileri, Ergenekon adı verilen terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorlar. Faaliyetlerini de bu terör örgütünün istekleri doğrultusunda gerçekleştirdikleri iddia ediliyor.Birinci Ergenekon davasındaki deliller arasında yer alan, doğruluğu yargı kararıyla henüz kanıtlanmamış bir belgede, terör örgütünün yapılanması içerisinde sivil toplum kuruluşlarının “denetim altında tutulması” gerektiği yazılmış. E Türkiye’nin en ciddi kurumsal sivil toplum kuruluşu hangisi? Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği. “O halde bunlar olmalı!” demişler ki, yöneticileri şimdi sanık sandalyesinde.�

İNANILMAZ İDDİA

Basbayağı Ergenekon’la mı suçlanıyorlar...

-  Maalesef öyle...

İlk duruşma geçen haftaydı. Neler oldu...

-  İddianame okunmadan önce söz aldım, dedim ki: “Dosya içerisinde birçok kanuna aykırı delil var. Mesela rahmetli Türkan Saylan’ın benimle ve bu davayla ilgisi olmayan bir sürü insanla yaptığı telefon konuşmaları. Bunların dosyada bulunması hem hukuka hem de özel hayatın gizliliğine aykırı...” Talebim reddedildi. Ama asıl tartışma, iddianamenin okunması sırasında yaşandı. Ben iddianamenin özet olarak okunmasını talep ettim...

Neden?

-  E çünkü içinde burs alan kız çocuklarımızla ilgili inanılmaz hakaretamiz ifadeler var. Bunların tekrar tekrar ortaya dökülmesini önlemek istedim. Savcı yine oralı bile olmadı, daha ilk paragrafta bu iddiaları birbiri ardına sıraladı. Önce kimse sesini çıkarmadı. Ama durmadan tekrar da edilince, sanıklardan biri dayanamadı, “Yeter!” diye fırladı, “Bize ne demek istiyorsunuz? Adını koyun... Bu iddialar çok aşağılayıcı...” dedi.

Neyle suçlanıyorlar ki isyan ettiler...

-  Olacak şey değil! Güya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yöneticileri, dernekten burs alan kızları, Askeri Lise’de okuyan öğrencileri evlerde buluşturuyorlarmış... Sakın ha, yanlış anlamayın, dosyada “Şu şu kız, şu şu askeri öğrenciyle şu evde yakalanmış, basılmış” gibi bir delil asla yok. Sadece bir iddia. Ve en az 10 kez tekrar ediliyor. Düşünebiliyor musunuz, bütün bu kızlar töhmet altında... Bu kadar kız... 65 bin öğrenciye burs veriliyor, çoğunluğu kız... Hepsi töhmet altında... Böyle bir haksızlık olabilir mi? Bu kızlar, ileride aile kurmayacaklar mı? Bu kızların yaşamak zorunda kalacakları mahcubiyeti düşünebiliyor musunuz?

Bir hukukçu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu... Nasıl bir şey?

-  Tam anlamıyla rezalet. Kızların neyle suçlandıkları açık. Söylemeye dahi utanıyorum. Şu anda hakimlik yapan, savcılık yapan onlarca burslu kız öğrencimiz var. Bu hakim ve savcı kızlarımızın ne kadar incindiklerini tahmin edemezsiniz. Bu iddianameyi yazan, okuyan ve yargılamayı yapan hakim ve savcıların da burs verilmesiyle ilgili talepleri olabilirdi. Kendileri bu durumda kalsalardı ne hissederlerdi?

Özetle söylenen şu mu: Burs alan kızlar, Askeri Lise öğrencilerine peşkeş çekiliyor...

-  Maalesef öyle.

Bunu ciddiye alan herhangi biri olabilir mi yeryüzünde?

-  Yeryüzünde ciddiye alan olmaz ama ne acıdır ki ülkemizde oluyor. Size söylediğim şeyler bir not kağıdında değil, iddianamede yazıyor. Demek ki ciddiye alındı...

KAMUOYU HABERSİZ

Peki amaç nedir?

-  Davayı gören mahkemenin bunda bir amacı veya kastı yok. İddianamenin okunması yasa gereği. Bunların iddianamede yer alma nedenini sorarsanız, şu günlerde yayımlanan WikiLeaks belgelerinde yazılanlar doğru ise hiç de hoş olmayan amaçlar vardır diyebiliriz...

Kamuoyu bütün bu olup bitenlerden ne kadar haberdar?

-  Olumsuzlardan haberli, olumlulardan habersiz. Benim güzel ülkemde, gündem o kadar hızlı değişiyor ki, insanlarımız, maalesef, her şeyi sonuna kadar takip etme şansına sahip değil. Bazı şeyleri göremediği gibi, belki görmesi de engelleniyor. Basında yer alan yalan yanlış haberlerle dernek ve Türkan Saylan nasıl yıpratıldı, itibarsızlaştırıldı bir hatırlayın. Biz bu yazıları yazanlar hakkında bir sürü dava açtık. Kazandık. Suçlamalardan beraat ettik. Yazanları tazminat ödemeye mahkum ettirdik. Ama bunlardan kimsenin haberi olmadı. Olumsuzlarsa hâlâ hafızalarda...

Peki olumsuz haberleri yazarlar mahkum olmamışlar mıydı...

-  Oldular. Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun “hükmün açıklanmasının ertelenmesi” müessesesinden yararlandılar. Yani “5 yıl içinde bir daha yapma haaa!” dendi. E hakarete uğrayan, hakkında yalan yazılan kişinin hakları ne oldu? Haber, yazıldığıyla kaldı. Biz hiç olmazsa bu kararlar yayınlansın dedik. Ama sadece dedik. Kamuoyu nasıl haberdar olacak ki?

Amaç ne peki? Genç kızların okumasını engellemek filan mı?

-  Toplum dediğiniz, annelerin eğitim seviyesiyle eşdeğer kültür düzeyindedir. Gelişmişlik de öyle. Türkan Saylan, ülkemizin kalkınmasının, gelişmesinin kadına bağlı olduğunu çok önceden keşfeden biriydi. O nedenle kız çocuklarının eğitimine büyük önem verdi. Bu memlekette küçücük kızlar, para karşılığı, dedeleri yaşında adamlara satılıyorsa, berdel veriliyorsa, bu kepazeliği engelleyebilecek tek şey eğitim. Birey olma onuruna yetişmiş kızlar yetiştirmek. Evet haklısınız, amaç onları okutmamak olmalı, bu cahil düzenin sürmesi için... Bir de şu var, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği sadece kız çocuklarını okutmuyor ki. Erkek çocuklar da burs alıyor. Demek ki eğitim düzeyinin artması da bazılarını rahatsız ediyor...

Korkmuyorum

Peki hedeflenen ne? Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yapılan yardımların kesilmesi mi?

-  Evet amaçlardan biri de bu. Daha doğrusu ikisi bir arada: Burs verenlere, “Vermeyin”, alanlara, “Almayın” demek istiyorlar. Yardım gelmezse siz çocukları okutamazsınız. Aileler size kötü gözle bakarsa, paranız olsa da çocukları okutamazsınız. Çünkü göndermezler. Cahillik sürer gider. Bu derneğin amacı, Atatürk ilke ve devrimlerini esas alan bir eğitim ve özgür bireyler yaratmak. Bundan neden rahatsız olunur? Takdiri size bırakıyorum...

Korku toplumuna doğru gidiliyor diye bir endişe var. Siz bir avukat olarak korkuyor musunuz?

-  Korkmuyorum. Neden korkacağım? Özümü, bu ülkenin toprağından aldım. Çok kötü koşullarda başladığım yaşamımı bu güzel ülkenin bana sağladığı parasız yatılı eğitimim sayesinde güzelleştirdim. Bu derneğin tek amacı, benim çocukluğunda yaşadığım sıkıntıları başka çocukların yaşamasını engellemek. Böyle bir derneğin üyesi olmaktan ve masum olduğuna inandığım yöneticilerini savunmaktan neden korkayım?

Koy iddianameye çıksın basında

Peki, bu yeni yasa önerisi ne yenilik getiriyor?

-  Bir kişi, yasa dışı dinlenmiş olsa dahi, o konuşma iddianamede yer almışsa, bundan sonra gazetelerde yazıldığında suç oluşturmayacak.

Bu neyi getiriyor?

-  Şunu: İddianameye, kamuoyuna duyurmak istediğin ne varsa koy! Birileri de bunları istediği gibi basında yazsın. Hukuksuzluğu iddianame yoluyla aş. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve Anayasamızın özel hayatın gizliliği ilkesine tamamen aykırı bu düzenlemenin yasalaşmayacağını umuyorum.

Peki sizin dosyanızda yayınlanmasından ürktüğünüz bir şey mi var?

-  Kesinlikle hayır, yok öyle bir şey. Ama kanuna aykırı delilin, dosyadan çıkartılması için tartışmaya gerek var mı? Otomatikman çıkartılmalı...