İstediğimi yaparım, hesap sormak yasak

1- Karadeniz Sahil Yolu

2- Hafif Raylı Sistemler.

3- Deriner Barajı

Haberin Devamı

Bu üç büyük projede Sayıştay raporlarına göre, kamu zararı iddiası var. Bu projeler yapılırken, ne olduysa olmuş, devlet zarar etmiş. Sayıştay da bunu raporlara dökmüş. İddia böyle.

Bu raporlar üzerine, AKP acele vaziyet alıyor. Önce, Sayıştay nasıl böyle rapor verir, diye şimşekler çakıyor. Ardından çözüm geliyor. Öyle rapor veriyorsa, Sayıştay’ın yasasını değiştirmek gerek, fikri pratiğe dönüşüyor.

Şu sıralarda Meclis’te Sayıştay yasası değişikliği için, AKP canını dişine takmış, var gücüyle çalışıyor.

Ne yazık ki, o çalışma devleti devlet yapan denetim mekanizmalarını yerle bir ediyor.

DENETİM FİLAN YOK


Sayıştay’ın teknik bir görevi var. Teknik deyimle, performans denetimi. Nedir bu?

Örneğin, bir belediye aynı kaldırımı her yıl yeniden yaptırıyor. Sayıştay bakıyor. Neden her yıl aynı kaldırım yenileniyor? Bu harcamanın verimliliği nerede? Belediye bundan zarar ediyor mu, etmiyor mu? Neden aynı işi her yıl tekrarlıyor?

Örneğin, devlet yol yaptırıyor. Sayıştay gidip bakıyor. Pahalı mı olmuş? Daha ucuza çıkması mümkün mü? Zamanında mı bitmiş? Gecikmiş ise, neden gecikmiş?

O yol gerekli mi?

Bu ve benzeri soruların ele alındığı denetime, performans denetimi deniliyor.

Bu denetimi ile Sayıştay bu işi yapanlardan, yerine göre belediyelerden, yerine göre hükümetten, ilgili bakanlıklardan hesap soruyor.

Kısaca, kamu harcamalarını kontrol ediyor.

Şimdi AKP, yasayı değiştirerek, bu denetimi kaldırıyor.

AKP ne demek istiyor:

“İstediğim yerde, istediğim harcamayı, istediğim gibi yaparım, bana da kimse müdahale edemez.”

Sayıştay üzerinden devleti devlet yapan çok önemli bir mekanizma yerle bir edilirken, Sayıştay Başkanı da, sesini çıkarmadan orada oturuyor ve değişikliği izlemekle yetiniyor.

20 Ekim, geçen çarşamba günkü Meclis tutanaklarında CHP Gurup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi’nin bu konuda konuşması var. Hamzaçebi’nin analizi çok yerinde.  

DAL BUDANIYOR


Sayıştay bu tür denetimi yıllardır yürütüyor. Her demokraside olduğu gibi.

Denetimin her türlüsü, ister siyasi, ister mali, ister ekonomik, ister sosyal, demokrasinin ayrılmaz parçası.

Türüne göre, denetimi bazen sivil toplum kuruluşları yapıyor, bazen siyasi partiler, bazen devletin kurumları, bazen mahkemeler. Denetim mutlaka var.
Şimdi devlet harcamalarında denetimin olmayacağı bir döneme adım atıyoruz.

AKP, “kimse benden hesap soramaz, istediğimi yaparım” diyor.

AKP başını almış, gidiyor.

Haberin Devamı

İbretle arşive kaldırdım

Haberin Devamı

DÜN Başbakan Erdoğan AKP Grubu’nda konuşuyor.

Yarından sonra Cumhuriyet Bayramı. Herhalde, onu dikkate alarak, konuşmasında bol bol cumhuriyet ve demokrasi söylemine yer veriyor.

Sekiz yıllık iktidarı döneminde yapılanları bilmesem, (yerinde yapılanlar da var elbette), sekiz yılda demokrasinin gerçekten geliştiğine, ifade ve düşünce özgürlüğünde olumlu adımlar atıldığına inanacağım geliyor.

Konuşma teorik olarak yerinde. Kağıt üstünde yerine oturuyor.

Gelin görün ki, uygulamayla ilgisi yok. Sadece Sayıştay Yasasında yapılmak istenen değişiklik bile, Erdoğan’ın dünkü konuşmasını tekzip ediyor.

Konuşmaya bakıyorum, Sayıştay Yasası’na bakıyorum, konuşmayı ibretle arşive kaldırıyorum.

Haberin Devamı

Sıra Sayıştay’ı ele geçirmeye geldi

SÖZLÜ sınav kalkıyor. Yerine mülakat geliyor.

Mülakatta bilgi mi ölçülüyor? Hayır. Ya ne? Genel duruşuna, ifade kabiliyetine, muhakemesine, temsil gücüne v.s. bakılacak. Bilgi? Ona sıra sonra gelecek.

Oysa, amaç çok başka.

Sayıştay yasası değişiyor. Değişikliklerden biri de, devletin harcamalarını denetleyen Sayıştay Denetçilerinin kuruma alınma süreci ile ilgili.

Geçenlerde Sayıştay’da sözlü sınav yapılıyor. 28 aday çağrılıyor. Onlardan hiç biri kazanamıyor. Danıştay  sınavla ilgili yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Neden? Adaylar sınavı kaybetmiş, ama hiç bir tutanak yok.

Neden yok? Çünkü, Sayıştay’a yine bizden birileri alınacak, o adaylar arasında bizden birileri yok.

Sayıştay’a denetçi alınırken, sözlü sınav yerine mülakata geçilmesi, “istediğim adamı alırım” mantığı.

CHP Gurup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi TBMM Genel Kurulunda 14 Ekim günü yaptığı konuşmada bu görüşlerini sıraladıktan sonra, ekliyor:

“Şimdi sıra Sayıştay’ı ele geçirmeye geldi, bu yasayla Sayıştay’a hakim olmak istiyorsunuz.”

Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın işi bittikten sonra, Sayıştay’ın sıraya girmesi normaldir.

Yazarın Tüm Yazıları