Dün Deniz Seki aradı

GAZETECİLİK böyle bir şey işte.

Herkes, Deniz Seki ile röportaj yapmak istiyor.

Haberin Devamı

Dünyanın en önemli şeylerini anlatması gerekmiyor.


7 ay sonunda cezaevinden çıktı ya, onunla konuşacaksın, bir tane yan yana fotoğrafın olacak.


Bu, gazetecilik başarısı sayılıyor.


Orada neler hissetti, çıkınca ne oldu, şimdi her şeyi farklı mı algılıyor, eski sevgilinin adını gerçekten anmak istemiyor mu, onu affetme ihtimali var mı, ileride tekrar birleşecekler mi, kadın-erkek ilişkilerine artık farklı mı bakıyor, “içerideki” arkadaşlarını özlüyor mu, projeleri neler, ilk konser, kitap, cezaevi sergisi, tüm bu yaşadıkları ona ne öğretti...


Köpürt köpürtebildiğin kadar...


Gelgelelim...


O susuyor.


Röportajcılar, ana haberler peşinde...


Ama Deniz’den tık yok.

ORADA İÇİMİ YIKADIM HEMEN KİRLETMEK İSTEMİYORUM

Haberin Devamı

Dün aradı “Sesini duymak istedim!” diye, bir sürü şey anlattı.


“Bunları yazabilir miyim?”
dedim...


“Hayır”
dedi...


“Ama”
dedim, “Benim bir tarafım insan, bir tarafım gazeteci...”


“Lütfen yazma...”


Peki.


Onu rahatsız etmeyecek şeylerden söz edeyim o zaman...


Hayattaki en değerli şey ailesi, bir kere daha anlamış, annesiyle kavuşmasını anlata anlata bitiremiyor. Annesi ve erkek kardeşi de onun evinde kalıyor şu anda.

Annesi sürekli, “Ah benim güzel kızım” deyip duruyormuş, öpüp kokluyormuş.


Birlikte çalıştığı personelin neredeyse çoğunu değiştirmiş, yepyeni sıfırdan bir hayata başlıyor, ilk konseri 28 Kasım’da Antalya’da ama “Gövde gösterim”
dediği konser 5 Aralık’ta Bostancı’da...


Şu anda kendini dinliyor, öylece duruyor, güzelleşiyor...


Evden pek dışarı çıkmıyor, evinin balkonundan “dışarıya” bakıyor. “İçerideki” arkadaşlarını düşünüyor, onları merak ediyor, “Çoluğu çocuğu olanlar vardı ne yapıyorlar acaba?” diyor. Bir başka “göz” geliştirmiş içeride, hayatın başka bir yerine dokunmuş, başka bir diyara gitmiş, şöyle bir laf etti çok hoşuma gitti, “İnanır mısın, ben orada içimi yıkadım. Hemen kirletmek istemiyorum!”


Geride duran, sakin, insan zehirlenmesi geçirmek istemeyen, kendine daha çok güvenen bir Deniz Seki...

Haberin Devamı


“Peki muhasebe yaptın mı hayatınla ilgili”
dedim, “Kim dost, kim düşman? Kim yanındaydı, kim değildi...”


“Yok”
dedi, “Kara kaplı defter soruyorsun bana, herkesi affettim ben. Hiç öyle çetele tutmadım. Kimseyle bir derdim yok.”


Bir gün Deniz’in anlattığı her şeyi paylaşabilmek dileğiyle...


Deniz,
yolun açık, şansın bol olsun!

 

Kara mizahımı anlayacak kadar zeki değilsin!

 

“LÜTFEN zeki ol ve benim ne demek istediğimi anla...”


Türkçesi, “Ben çok zeki, ileri ve modern bir şey yapıyorum. Diğerlerinin anlamaması normal. Sen beni anlarsın zannettim ama sen de
anlamadın!”


Daha da Türkçesi, “Tüh, demek ki yeteri kadar zeki değilmişsin!”


Serdar Turgut
’un bazı yazılarına itiraz edince bu oluyor.

Haberin Devamı


“Sen benim kara mizahımı anlayacak kadar zeki değilsin!”


Yok ya!


Bayılıyorum buna...


İnsanların kendilerini soyutlamasına...


Kendilerinde hiç suç aramamasına...


Hep başkası suçlu, değil mi?


Peki ama sen kötü yazmış olamaz mısın?


Yazmak istediğini iyi ifade edememiş olamaz mısın?


Komik yazmaya çalışıp, becerememiş olamaz mısın?


Yazın avam ve bayağı olmuş olamaz mı?


Hepimiz insanız, olabilir.


Bari özür dilerken, “İleri gitmişim” de, “Yazının şehvetine kapılmışım” de...

Bir kere Ahmet Hakan yapmıştı, okuduğum en inandırıcı özürlerden biriydi, “Yazının şehvetine kapıldım pardon” dedi.


Evet yazı böyle bir şey, şehvetine kapılabilir insan, tutamayabilir kendini, duramayabilir, o yazı alıp başını gidebilir, o zaman “Kastımı aştım” dersin.

Haberin Devamı


Mizah yapacağım insanları güldüreceğim diye, bir kadını dağa kaldırıp seks kölesi yapacağını yazıp, sonra da “Ne var bunda sadece espriydi, anlamak için zekâ gerekir!” diyemezsin.

Zeki ol ve benim yazdığımı anla” hem üstten bir tavır hem de özrü kabahatinden büyük lafının örneği...


“Sen salaksan, ben n’apim”
gibi bir şey.


Doğru ya, herkes salak, bir sen akıllısın!

 

HAMİŞ: Ben hâlâ Serdar Turgut’u sevmeye devam ediyorum. Ve zeki bulmaya. Bu yaptığı aptalcaydı sadece. 

Yazarın Tüm Yazıları