Yaşanmış bir kaçan fırsat

YAŞAR Okuyan neredeyse can havliyle telefona sarılıyor. Bir yandan Deniz Baykal’a, diğer yandan Devlet Bahçeli’ye ulaşmaya çalışıyor.

Elinde İstanbul ve Ankara anketleri var. Seçimden üç, beş gün önce Okuyan beni arıyor ve bana anketleri gönderiyor. Anlattığı öyküyü ise siyasal tarihe not düşmek gerek.

Yaşar Okuyan bir zamanlar MHP’li. 12 Eylül’de MHP davasında idamla yargılanıyor. Sonraları ANAP’tan milletvekili ve çalışma bakanı.

Birara parti kuruyor, başka partilerle teması eksik değil. Eski ideolojik katılığı bir yana bırakıyor. Öyle ki, son seçimde kim nerede güçlü ise, MHP ya da CHP, ona çalışıyor. AKP’ye açtığı bayrak öylesine bilinçli.

ANKETTE İSABET

Elimde Okuyan’ın seçimden birkaç gün önce gönderdiği anket var. Buna göre:

İstanbul, AKP yüzde 44.3, CHP yüzde 38.9, MHP yüzde 6.5.

Seçim sonuçları ankete denk. AKP aynen öyle, CHP 2 puan, MHP 1 puan daha az. İsabet tam.

Ankara, AKP yüzde 38, CHP yüzde 31.7, MHP yüzde 27.2. Seçim sonuçları 3 parti için de, yarım puan farklarla aynı. İsabet yine müthiş.

Yayınlanmış olsaydı, A&G ile birlikte, seçimi bir de bu şirket en doğru tahmin eden kurum olacaktı.

SÜRPRİZ YOK

Yaşar Okuyan anketi alınca, CHP’den Onur Öymen’i, MHP’den Cihan Paçacı’yı arıyor. Önerisi şu:

"Ankara ve İstanbul’da AKP başkanlıklarına son vermek için fırsat var. CHP Ankara’da MHP adayını, MHP İstanbul’da CHP adayını desteklesin, Ankara’yı MHP, İstanbul’u CHP alır. Yeter ki, Baykal ile Bahçeli anlaşsın."

Batı tipi, geçici bir siyasal uzlaşma önerisi. Öymen ve Paçacı öneriyi liderlerine götürdüklerini söylüyor.

Ancak beklendiği gibi sürpriz yok. Baykal’da, Bahçeli de böyle bir uzlaşmaya yanaşmıyor. Sonuç malum, İstanbul ve Ankara yine AKP’nin.

Türkiye’de kimse kimseyle uzlaşmıyor. Bizdeki siyasette öyle bir kültür yok. Ancak, genel seçim sonrasında arasıra karşıt görüşler ıkına sıkına koalisyonda buluşuyor.

Yoksa seçim öncesi uzlaşma bizde nanay. O kadar ki, aynı siyasal görüşü paylaşan partiler bile, birbirlerine düşman muamelesi çekiyor.

Halk bunları yola getirmeye çalışıyor. Bazen oylarıyla sopa atarak, bazen oylarıyla okşayarak.

Anlamaları yine de, uzun zaman alıyor. Hatta anlamıyorlar bile.

Seçime güvensizlik diz boyu

İSTANBUL’da pek çok ilçede insanlar seçim sonuçlarına itiraz ediyor. Bu arada birbirine giriyor.

Van, Amasya, Hatay, Ankara, Adana, Bitlis, İzmir, Kırşehir, Muğla, Balıkesir, Ağrı, Bursa, Sakarya il ve çeşitli ilçe merkezlerinde seçim sonuçlarında itirazlar var. Türkiye baştan başa itirazlarla ayaklanıyor.

İtiraz eden sadece muhalefet değil, AKP’nin de itiraz etiği yerler var. Sinirler geriliyor, itiraz taşlı sopalı kavgalara dönüşüyor. Yanan, sağa sola savrulan, çöplüklerde bulunan oylar var. Kavga gereksiz ama itirazlar haklı.

Hatırladığım kadarıyla, bir seçim sonrasında bu çapta güvensizliği ve itirazı ilk kez görüyorum. Bu aslında AKP’ye güvensizlik. Kavga hariç, insanların oylarına sahip çıkması yerinde bir davranış.

Selem senedinden makul çizgiye

ÜÇ beş bin kişilik kalabalık.

Birkaç kişi Erbakan’ın koluna giriyor, o ancak öyle yürüyebiliyor, bir koltuğa oturtuluyor ve önündeki mikrofondan Saadet Partisi mitinginde konuşuyor. Eksiksiz 40 yıldır (gerçekten 40 yıldır) aynı nakarat:

"Şu gördüğünüz muhteşem kalabalık, yüz binler gelmiş bizi dinliyor..."

Üç beş bin kişi, Erbakan’ın ağzında bir anda yüz binlere çıkıyor. Erbakan bildiğiniz gibi. Bir yandan da, kendi üslubu içinde Tayyip Erdoğan’a giydiriyor.

Geçen akşam CNN Türk’te seçim sonuçları ile ilgili programda Saadet Partisi’nin yeni başkanı Numan Kurtulmuş da var. Aralarında benim de bulunduğum bir grup gazeteci Kurtulmuş’la reklam aralarında sohbet ediyoruz. Ben, Erbakan’ın partideki etkinliğini soruyorum. Kurtulmuş:

"O bizim manevi liderimiz."

Ben devam ediyorum, partiye, size karışıyor mu? Kurtulmuş, büyük saygıyla:

"Hayır, çok dikkat ediyor ve karışmıyor."

Umarım öyledir. Erbakan vazgeçilmez tutkusu adil düzeni savunurken bir ara selem senedi diye bir saçmalık atıyor ortaya. "Atom bombası gibi etkili" dediği bu senet, faizsiz kredi. Kurtulmuş, 90’lı yıllarda adil düzenle ilgili bir kitapçık yayınlıyor. Orada selem senedi de var.

Geçen akşamki sohbette bakıyorum, Numan Bey’in ayakları artık yere basıyor. Adil düzen yine var ama çizgi daha makul.
Yazarın Tüm Yazıları