Irak’ta hesapta olmayan aksilikler

ABD Başkanı Bush’a fırlatılan ayakkabı, keşke bir gazetecininki olmasaydı.

Ne kadar kızgın olursak olalım, gazeteci olarak bir toplantıya katılma ayrıcalığını elde ediyorsak eğer, onun kuralına göre de davranmak zorundayız.

Sorularla, karşıdaki kişinin iç yüzünü, niyetini ortaya çıkartabilmek ayakkabı fırlatmaktan çok daha zor. Ama bunun için gazeteciler var.

Kaldı ki, şiddet de çözüm değil. Şiddet; çözüm, uzlaşma, yeni ve temiz bir sayfa açma arayışlarının önünü tıkayan bir yöntem.

Ama artık o ayakkabı bir sembol oldu. Sadece Bush’un değil, 90’ların başından beri ABD’nin gücünü abartan, savaş da savaş diye tutturan, Amerika’nın yanında olunmazsa çok kötü durumlara düşünüleceği propagandalarını yayan, güce tapan, şiddete göz yuman üstelik de bütün olanlar karşısında bir gün bile özeleştiri yapmamışları hedef alan bir sembol.

Şimdi yine aynı zihniyetle Kürt sorununun çözümünü dışarıya, Irak üzerinden Washington’a havale hesaplarını tekrarlayanlar var.

Talabani ve Barzani ile PKK’ya karşı önlem planlarının hayali labirentlerinde senaryolar üretiliyor.

Bu mümkün mü?

Bu soruya yanıt verebilmek için Irak’ın ve Kürt yönetiminin, PKK ve Türkiye’deki Kürtler konusunu kendi siyasal gündemlerine taşıyabilecek durumda olup olmadıklarını öngörebilmek gerekmez mi?

Kürt sorunu bizim sorunumuz ve biz çözeriz. Bunun net biçimde kavrandığından emin değilim.

Irak’ta, Bush’a atılan aykkabı, çok sembolik olarak bir dönemin kapandığını gösteriyor. Daha doğrusu bir başka döneme adım atıyor Irak.

Irak yeniden yapılanma dönemini nasıl geçirecek?

Önümüzdeki dönemde bölgenin risk analizi yapılırken, en önemli yanıtı bu sorunun cevabı oluşturacak.

***

DÜN
Bağdat’ta Maliki Hükümeti’ne yönelik bir darbe planının ortaya çıkartıldığını duyduk. İçişleri Bakanlığına bağlı 33 kişi tutuklandı. Darbecilerin Baas Partisi’nin eski üyeleri oldukları, Saddam yanlısı El Awda’yı iktidara getirmek için darbe girişimine hazırlandıkları söylendi.

İçişleri Bakanlığı, Irak’ın en sorunlu bakanlıklarının başında geliyor. Bir ara Şiilerin hakimiyetindeki bu bakanlığın Sunnilere yönelik katliama varan şiddet uyguladıkları biliniyor. İçişleri Bakanı Cevad Al-Bulani, zaman içinde bir denge sağladı.

1960 doğumlu olan Şii Bakan’ın, geleceğe dönük siyasi hırsları olduğu konuşuluyor. Bu tutuklamalarla ilgili olarak, yurt dışında olduğu için henüz bir açıklama yapmadı.

Gelen haberler, Ocak sonunda yapılacak olan yerel seçimler öncesi Irak’ta siyasi çekişmelerin yoğunlaşacağının ilk göstergeleri.

***

YEREL
seçimler, Kerkük, Erbil, Süleymaniye hariç ülkenin diğer bütün bölgelerinde yapılacak. Bu seçimlerin önemi, vali, polis şeflerinive güvenlik birimlerinin üst düzey sorumlularını seçecek olan yerel yönetim konseylerinin belirlenecek olması.

Bu seçimlerin çok ciddi bir iktidar kapışmasına yol açacağı şimdiden anlaşılıyor.

Seçimlerden bir ay önce darbe planlarının ortalığa dökülmesi, içişleri bakanlığının karışması iktidar mücadelesinin boyutunu gösteriyor.

Bulani’yi biz de tanıyoruz. 28 Eylül’de Beşir Atalay ile birlikte imzaladıkları anlaşma sayesinde. O anlaşmada iki ülke PKK’ya karşı ortak mücadele yürütme kararı almıştı.

Ama şimdi, içinden bir darbe örgütlenmesi çıkan bir bakanlıktan fazla bir şey beklenebilir mi?

Zaten, herkes kendi sorununu çözsün. Komşu olarak da birbirine yardım etsin.

Somut koşullar da bunu gerektiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları