Irak işgali sona ererken

IRAK ile ABD arasında varılan anlaşma ile yirmi yıla yakın bir süredir savaş ortamında yaşayan Irak’ta işgal sona ererken, Türkiye için de yepyeni bir dönem başlıyor.

Bir süredir zaten değişen Irak’a Kürtler üzerinden bakma yaklaşımının yerine bölgede ABD’nin en yakın müttefiki, stratejik ortağı Irak ile sağlam ilişkiler kurma konusu gündemimize girecek.

Bu değişikliği sadece Türk uçakları kuzey Irak dağlarını bombalayacak mı bombalayamayacak mı noktasına indirgemenin, gelişmeleri at gözlüğü ile izlemekten farkı yok. Ya da, PKK’lının elini sıkan Sincari üçlü toplantıya girdi mi girmedi mi boyutuna kilitlenmek anlamsız.

***

ANLAŞMANIN
resmi olmayan İngilizce çevirisini okudum. Bu arada Amerikan hükümetinin anlaşmayı Kongre üyelerine hala açıklamadığını, Irak’ta parlamento onayına sunulurken ABD’de Kongre’nin düşüncesinin alınmadığını da hatırlatmak isterim. Bu, anlaşmada ayrıntıların önemini gösterir ki, eğer onaylanırsa daha çok tartışılacak demektir.

Amerikan güçleri, "Irak topraklarından, hava ve deniz sahasından 31 Aralık 2011 tarihine kadar çekilecek."

İşgal askeri anlamda sona erecek. Hatta bazı araştırmacılar, bu anlaşmanın Obama’nın Irak’ta bırakmak istediği 30 bin askere bile izin vermediği görüşünde.

Öyleyse ABD Irak’ı terk mi ediyor? Hayır. ABD Irak’ı yalnız bırakmıyor.

Soğuk Savaş döneminde bölgede Rusya ile boy olçüşmek zorunda kalan ABD, artık Irak’ın bir numaralı müttefiki.

***

ANLAŞMANIN
"Güvenlik tehditlerine karşı caydırıcılık" başlıklı 27’inci maddesinde şöyle deniyor:

"Irak’a yönelik ya da egemenliğini, siyasi istikrarını, toprak, deniz, hava sahalarının bütünlüğünü ihlal eden bir saldırganlık karşısında ya da demokratik sistemini, seçilmiş kuruluşlarını hedef alan iç ve dış tehditlerde, Irak Hükümeti’nin talebi üzerine iki taraf stratejik görüşmelere başlayacaklar. Ve ABD bu tehdidi caydırmak için, diplomatik, ekonomik, askeri veya gerekli diğer önlemleri alacaktır."

Bu ABD’nin Irak’ın içinde olacağı demektir. Irak hükümeti, görülebilir bir gelecekte özellikle ekonomik sorunlarının çözümü için ABD’nin güçlü desteğine ihtiyaç duyacak.

Eğer bu anlaşma imzalanmasaydı 31 Aralık 2008’de ABD Irak’tan çekilmek zorunda kalacak ama yeni Irak hükümeti Saddam’dan devraldığı uluslararası sorunlar ile yüzyüze tek başına kalacaktı. Şimdi bunlardan kurtulacak.

Türkiye’nin, Yumurtalık hattından kaynaklanan kayıpları da bu çerçevede düşünmekte yarar var.

Bu anlaşma onaylanır ya da onaylanmaz ama Irak’ta yeni bir dönem başlıyor. Hem de iç barışın tam olarak sağlanamadığı, şiddetin tamamen ortadan kaldırılamadığı bir ortamda. Şimdi, bu kırılganlığı yönetebilecek, güvenlik dahil her konuda işbirliğini öne çıkartacak komşuluk dönemi var önümüzde.

SOKRAT’IN EVİ MAHZUN KALDI

Günlük telaş arasında bazen birilerinin sesini kaybettiğinizi fark etmiyorsunuz. Gündüz Aktan’dan uzun zamandır haber almadığımı anımsadığımdan birkaç gün sonra ölüm haberini duydum. Bozcaada komşum, evinin eski sahibini kapısına astığı "Sokrat’ın evi" yazılı bir tabelayla unutturmayan Gündüz Bey’i, gazeteci olarak Atina Büyükelçiliği döneminden beri tanırdım. Radikal Gazetesi’nden ayrıldığı zaman eksikliğini çok hissetmiştim. Her konudaki görüşlerini paylaşmasam da onun düşünce oluşturma yönteminden ve derin bilgisinden her zaman çok yararlanır, öğrenirdim. Gündüz Aktan’ın eksikliğini herkes ama en çok da Bozcaada dostları duyacak.
Yazarın Tüm Yazıları