Kupaların takımı

GALATASARAY, kupaların takımı. Nasıl oynayacağını, ne yapacağını biliyor. Olympiakos deyip geçmeyin.

Rakip iyi bir takım. Ama Galatasaray dün hücuma çıkışlarıyla, pozisyon üretmesiyle, bölümler arasındaki iletişimiyle mükemmeldi. Hele böyle maçlarda sahneye çıkan Lincoln, zaman zaman kendini unutturuyor, sonra sahada bir anda parlıyor ve oyuna hükmediyordu.

İlk 10 dakikaya Galatasaray kötü başlamıştı. Ancak 10 Numara Lincoln, yaptığı hareketlerle bir anda takım arkadaşlarını gıdıkladı, tempoyu hızlandırdı. Ama ikinci yarıda öyle bir gol kaçırdı ki, inanılmaz kaçan goller kategorisinde kesinlikle jenerik olur. Bu da Lincoln’e yakışmadı. Galatasaray yönetimini tebrik etmek lazım. Kim için biliyor musunuz? Tartışmasız Harry Kewell. Yani bu adamı tutup İngiltere’den getirenin de, bulanın da eline, ayağına sağlık. Saha içinde de Kewell, Arda ile adeta gözleriyle anlaşıyor. Al kardeşim-ver kardeşim oyunu gibi kanat değiştirip rakibi serseme çeviriyorlar.

Başarılar hayal olmaz

Galatasaray, Bursaspor maçından sonra takım olarak savaşçı, mücadeleci bir kimliğe büründü. Yani, G.Saray’da üst düzeyde bir kazanma hırsı var. Bu yalnız sahadaki futbolcular için değil. Kulübedeki Skibbe ve yardımcı hocalar bile yerinde duramıyor. Bunları söylerken de bir parantez de Emre Aşık’a açmak lazım. Adamın kafasına vuruyorlar, formayı alıyor. Formda oluyor ama kenarda oturuyor. Ama Emre gibi bir adam gık bile demeden forma verildiğinde çıkıyor, çatır çatır futbol oynuyor. Vallahi bu adamı tebrik etmek lazım.

Bir de sahada öyle bir İspanyol vardı ki, sanki dedektif. Maçın hakemi Eduardo Gonzalez. Adam ne görse hiç korkmadan, düşünmeden asılıyor düdüğe. Asla affı yok, itiraz eden mi, ne cüret? Hemen yanına geliyor ve sahada hakemden kaçan kaçana.

Sonuç olarak Galatasaray dün 3 puanı cebine koydu ama pozisyonları cömertçe harcayınca hak ettiği bir farklı galibiyetten oldu. Galatasaray her maç böyle oynasın, Skibbe’nin takımı için UEFA’da başarılar hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşür.
Yazarın Tüm Yazıları