Yargıtay Başkanı’nın mektubu

YARGITAY Birinci Başkanı Sayın Osman Arslan, bu sütunda 9 ve 10 Eylül 2005 tarihlerinde yayınlanan iki yazımız nedeniyle bizi aradı. Kendisinin Adli Yılı açış konuşmasına ilişkin eleştiri ve değerlendirmelerimize itirazlarını dile getirdi. Biz de kendisine ‘Bunları sınırlı bir hacim içinde ifade ederlerse yayınlama’ sözü verdik. Onu -özetleyerek- yerine getiriyoruz.

‘(...) 1- Yargıtay geçen adli yıl içinde, daha önce örneğine rastlanmamış bir biçimde basının adeta kampanya haline dönüşen yayınlarına konu edilmiştir.

Kurumumuz ile bir suç örgütü yöneticisinin ilişkilendirilmesi hususunda; Yargıtay Genel Kurulu tarafından 22/10/2004 tarihinde, son derece net ve her iddiayı çevaplayan bir bildiri yayınlanmasına rağmen, bazı gazetelerde gerçeği yansıtmayan yayınlar sürdürülmüştür. (...)

Belirttiğiniz gibi, bazı Yargıtay mensupları ile ilgili yayınlara alınganlık gösteriyor değiliz. Aksine bu tür yayınlar otokontrol sistemimizi güçlendirmekte, tarafımızdan memnuniyetle karşılanmaktadır. Mensuplarımızdan, etiğin dışına çıkanlar olduğunda gereği yapılmıştır ve daima yapılacaktır. Bu hususlarda yanlış davranan kim olursa olsun savunulması düşünülmemiştir. (...) Ancak, cevaplarımız yazık ki, haberlerin verildiği yer ve boyutlarda yayınlanmamıştır. Bu nedenledir ki, adli yıl açış konuşmasında yer verilmesi zorunluluğu doğmuştur.

Yayınlanan haber ve yazılardaki ilişkilendirme kurumsal boyuta vardırıldığı için Yargıtay’ın tepkisini çekmiştir. (...)

2- (...) Basın ve Yargıtay’ı iki taraf olarak görmüyoruz. (...) Hakimler tarafsız olmayı bilmek ve daima böyle davranmak durumundadırlar. Basın ve Yargıtay’ı çatışan iki taraf olarak görmenin de, göstermenin de doğru olmadığını ifade ediyoruz.

Basının haber alması ve bunları yazması, yayınlaması görevinin gereğidir. Ancak doğaldır ki, haberlerin doğru verilmemesine, habere yorum katılmasına ve münferit olayların kampanya haline dönüştürülmesine karşıyız.

Sizin de belirttiğiniz gibi, Yargıtay herkesin nihai güvencesidir. Yargıtay herkese lazımdır. Yıpratılan Yargıtay basını da koruyamaz. (...)

3- ‘Dokunulmazlık kavramının iliklerimize kadar işlemesi’ söyleminizi çok da haklı bulamadığımızı ifade etmek durumundayız.

Hakimlerin vurguladığınız anlamda dokunulmazlıkları bulunmamaktadır. (...)

4- Yüce Divan’la ilgili konuşmanın yer ve zaman yönünden yanlış ve üslubun sert olduğu belirtilmektedir. (...)

Yüce Divan’la ilgili hukuki değerlendirmenin açık, net ve yalın şekilde yapılması haklılığın bir tezahürü olarak algılanmalıdır. Gerçeklerin acı olması onların dile getirilmesine engel olmamalıdır. Yapılan eleştiriler biçime, şekle ve üsluba yöneliktir. İfade tarzının ötesinde içeriğinin irdelenmesinin daha sağlıklı olacağı kanısındayız.

Fikrin ortaya konuluş biçimi değil, bizatihi fikir tartışma konusu yapılmalıdır.

Yıllardır dikkatle izleyip, keyifle okuduğum sizin gibi birkaç yazar haricinde, işin esası hakkında fikir açıklayan yazar çok azdır. Biz bütün boyutlarıyla bu konunun tartışılmasından yanayız. Tartışarak sonuçta doğrunun bulunulacağına inanıyoruz. Ancak, Yargıtay görüşüne katılmayanların; açıkladığımız 7 maddelik gerekçeye yasal ve hukuki dayanak göstererek, somut eleştiriler getirmeleri gerektiğini düşünüyoruz. (...) 14/09/2005

Osman ARSLAN

Yargıtay Başkanı’
Yazarın Tüm Yazıları