Yaparken bozmak...

GALİBA bu işin suyu çıktı. Nitekim haberi okuyunca, "diplomaside böyle bir şey nasıl olur?" diye kendimize yönelttiğimiz soruya yanıt bulamadık.

Biliyorsunuz HAMAS Lideri Halid Meşal, bizim anlı şanlı hükümetin "Ortadoğu’da büyük devlet olma" hevesi yüzünden Ankara’ya davet edildi. Yahut da ondan gelen istek geri çevrilmedi.

Bizim Hariciye ne de olsa yol yordam bildiği için Halid Meşal’in hem gelmesinden önce hem de sonra ilgili devletlere, bu arada İsrail’e de bilgi verdi ve bu basına yansıdı.

Gerçi bizler Türkiye tarafından resmen hálá ‘terör örgütü’ sayılan HAMAS’a böyle kucak açılmasını eleştiren yazılar yazdık ama öyle veya böyle...

Hükümetin görüşmeler hakkında ABD’yi, Rusya’yı, Avrupa Birliği’ni ve Birleşmiş Milletler’i bilgilendirmesine diyecek bir şey yok diye düşünüyorduk.

Anlaşılan İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi öyle düşünmüyormuş. Nitekim bakanlığın Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Bozkurt Aran’ın kendisine bilgi vermek üzere bakanlığa gelmesi için yaptığı davete, diplomatik kurallar ve geleneklere aykırı bir tavırla;

‘Sayın Büyükelçi, davetinize icabet edemeyeceğimi üzülerek bildirmek durumundayım. İsrail’den (Büyükelçi Avivi’nin sonra verdiği bilgiye göre doğruca Dışişleri Bakanı Tzipi Livni’den) gelen talimata göre sadece Sayın Gül’le görüşebilirim’ demiş.

Aran yanıtında:

‘Kimle görüşeceğinizi siz belirleyemezsiniz. Kuartete (yukarıda saydıklarımıza) bilgi verdik. Size de iyi niyetle vermek istedik’ demiş ama taraflar tutumlarını değiştirmemişler. Böylece bu gergin bir konuşma bitmiş.

Büyükelçi Avivi ile görüştük. Kendisi tüm bilgilerin zaten basına verilmiş olmasını eleştirerek, ‘Ben brifinge giderim. Ama bu brifing olmaktan çıkmış, HAMAS’la dolaylı bir diyalog kurma anlamına gelmiş bir davet idi. Brifingle bu çok farklı. O nedenle gitmedim’ dedi.

Büyükelçi Avivi’ye ‘Ben sadece Dışişleri Bakanı’nızla görüşürüm’ anlamında bir şey söylediğine ilişkin iddialar hakkında ne diyeceğini sorduk:

‘Bu karşınızdakini aşağılamak olur. Diplomaside böyle bir şey söylenmez. Nitekim ben de söylemedim. Ama Sayın Aran’a isterse birlikte yemek yiyerek her şeyi konuşabileceğimizi ifade ettim’ dedi.

Belli ki Büyükelçi Avivi’nin tavrı kendisinden değil, hükümetinden kaynaklanıyor. Kendisinden kaynaklanmış olsa, ‘nezdinde bulunduğu ülke makamlarına karşı kendisinden beklenen saygıyı göstermediği’ gerekçesiyle pekálá ‘persona non grata’ yani ‘istenmeyen adam’ ilan edilebilirdi. Böylece iyi de bir ders verilmiş olurdu.

Ama talimat bizzat İsrail’in yeni Dışişleri Bakanı Bayan Tzipi Livni’den geldiğine göre muhatap İsrail hükümetidir. O da mevcut gerilimin daha fazla ciddiye alınmasını gerektirir.

Onun da yolunu, feraseti son HAMAS olayında görülen(!) büyükler bilir.
Yazarın Tüm Yazıları