Yanıt çok basit...

DEHAP (Demokratik Halk Partisi) bir çuval inciri berbat etti. Şimdi hepimiz çıkış yolu arıyoruz. ‘‘Artık yapacak bir şey yok’’ diyen var, ‘‘DEHAP oyları yok sayılsın’’ diyen var, ‘‘Seçimler bütünüyle yenilensin’’ diyen var.

Tüm bunlar çok doğal.

Keza seçim ihtimali karşısında herkes kendi çıkarına uygun değerlendirmeler yapıyor.

Onu da olağan saymak lazım. Ama sadece kamu çıkarı için konuşup yazdığını iddia edenler yıllardır savundukları ‘‘hukukun üstünlüğü’’ ilkesini unutup, ‘‘Yüksek Seçim Kurulu Yargıtay'ın DEHAP'ın seçimlere hile ile girdiğini hükme bağlayan kararını dikkate alarak seçimlerin meşruiyetine gölge düştüğüne karar verirse doğru olmaz. Çünkü ileride de bu yoldan giderek seçimin meşruiyetini tartışmaya açanlar çıkabilir’’ tezini savunmak, bize sağlıklı bir mantığın ürünü gibi görünmüyor.

Burada tipik bir, ‘‘Huzurumuzun kaçmasını istemiyorsak suçu görmeden idare edelim’’ bencilliği yatıyor.

İlginç tarafı... Bu tezi -haklı olarak- yargı organları görevlerini zamanında yapsalar pek çok sakınca giderilir diyenlerden okuyoruz.

Türkiye tuhaf ülke... Yargı görevini yapmıyor, davacı oluyorlar. Yargı görevini yapıyor... Yine davacı oluyorlar.

Üstelik bu defa yarı yargısal yetkiyle donatılmış olan Yüksek Seçim Kurulu tutar da hukukun gereğine göre karar verirse diye korkuyorlar.

Ne olacakmış?

Yüksek Seçim Kurulu ‘‘Seçimler yapıldı. Kesin sonuçlar aylar önce ilan edildi. Artık ben karışmam, TBMM karar versin’’ demeliymiş.

Bu görüşe göre, bundan 10 ay önce ‘‘milletvekili’’ sıfatını almış ve 5 yıl süreyle bu sıfatı taşıyacağı hesabıyla yaşamaya alışmış insanlar tutacaklar, ‘‘Galiba seçimde bir haksızlık olmuş, bunu düzeltelim’’ diyecekler ve seçime gidecekler...

Böyle bir milletvekili bulabilir misiniz?

Kaldı ki Yüksek Seçim Kurulu'nun -aynen bu olaydaki gibi- ‘‘Tam kanunsuzluk hali ile karşılaşılırsa, itiraz süresinin bitmiş olmasına veya daha önce kesin karar verilmiş bulunmasına bakılmaksızın konunun ele alınıp yeni bir karara bağlanacağına’’ ilişkin ilke kararı ne olacak?

Kısaca bazı kalemler bazen, düşünmeye üşeniyormuş gibi yazıyor.

Kimi de sanki ortada ‘‘DEHAP'a verilen oyları öteki partilere -veya DYP'ye- aktarmaktan’’ söz eden varmış gibi, konuyu anlamadan ahkám kesiyor.

‘‘Olur muymuş? DEHAP'a verilen oyları kim saptırabilirmiş?’’

Oysa kimsenin ne böyle bir talebi var, ne de bu tür bir talep dile getirilse ona kulak veren çıkar...

Ortada bir tam kanunsuzluk durumu var. Bize düşen bunu sineye çekmek mi yoksa ‘‘kanunsuzluğun giderilmesi gerektiğini’’ savunmak mı?

Buna karar verelim, yeter.
Yazarın Tüm Yazıları