Bize hoş göründü

BİRLEŞMİŞ Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlerine yaptığı öneri paketinin resmi özetini okuduk.

‘‘Her özet her şeyi tam söylemeyebilir’’ derseniz, itiraz edemeyiz. Ama biz öneriyi tatmin edici bulduk. İki açıdan:

Hem anlaşmak isteyen varsa onun açısından.

Hem de kendi vatanında özgür şekilde, kendi kimliğini koruyarak, bağımsız bir devletin vatandaşı statüsüne sahip olmanın güven duygusuyla yaşamak isteyen, hem de tüm bunları 1955'te başlayıp 1974 harekátıyla nokta konan Rum saldırıları yüzünden bir türlü tam olarak elde edemeyen Kıbrıs Türklerini rahatlatacağını düşündüğümüz için.

Öneri özetini okuyunca, ömrünü Kıbrıs Türkü'nün haklarını alabilmek uğruna harcayan Rauf Denktaş'ın istediklerinden aklımızda kalanlarla bu öneriler karşılaştırınca Denktaş'ı kutlamak gerekir diye düşündük.

Denktaş adada iki ayrı ve egemen devlet olsun istiyordu, değil mi?

‘‘Egemen eşitlik’’ten söz etmeden öneri paketi adada iki egemen devletin varlığını kabul ediyor. Bu egemen devletlerin kendi meclisleri olmasını, kendi yasalarını yapmalarını, varılacak temel anlaşma çerçevesinde olmak kaydıyla öteki devletle ilişkilerini kendi iradeleriyle şekillendirmelerini onların yetkisine bırakıyor.

Başka?

Yeni Kıbrıs devletinin İsviçre Konfederasyonu gibi bir yapı ile Belçika devleti gibi bir yapının Kıbrıs'a uyumlu yanlarını birleştirmeyi öngörüyor.

Örneğin devleti yönetecek 6 kişilik Başkanlık Konseyi'nin İsviçre'deki gibi Ortak Devlet Parlamentosu tarafından seçilmesini öngörüyor. Yani bildiğimiz parlamenter sistemden ayrılıyor. Bu Konsey'de en az 2 Türk üye olmasını öngörüyor ve alınacak kararlarda mutlaka en az bir Türk'ün ‘‘evet’’ oyunu arıyor.

Öte yandan Belçika'daki gibi, devletin iki ‘‘oluşturan devlet’’ tarafından kurulduğunu kabul ediyor. Yani Kıbrıs Türklerinin devletinin varlığını başkalarının örneğin Rumların rızasına bırakmıyor. O nedenle Kuzey Kıbrıs'taki Türk devletinin varlığını Rumların -veya bir başka iradenin- değiştirmesine, kaldırmasına izin vermiyor.

Konunun en duyarlı taraflarından biri Kıbrıs'ın Türkiye'nin güvenliği açısından taşıdığı stratejik değer idi değil mi?

Öneri bu açıdan gerekli güvenceyi ne kadar sağlıyor, onu strateji uzmanlarının değerlendirmesine bırakmak doğru olur. Çünkü artık silahsızlandırılmış ve üzerinde askeri harekáta izin verilmeyecek bir Kıbrıs'tan söz ediliyor.

Avrupa Birliği'ne üyelik mi dediniz?

Öneri anlaşmaya varılınca hem Kıbrıs'taki iki devletin de üyeliğini kabul ediyor hem de sıra Türkiye'nin AB üyeliğine gelince Kıbrıs devletinin bunu desteklemesini peşinen hükme bağlıyor.

Öneriyi biz böyle gördük. Bakalım eksiklerimiz veya yanlış değerlendirmelerimiz nelermiş bir de öteki görüşleri dinleyelim.
Yazarın Tüm Yazıları