Sistemle çatışmak

BİR parti iktidara gelince onu en çok, en yakın taraftarlar yoldan çıkarır. Çünkü çoğunun ‘‘özel’’ çıkarı söz konusudur. Mevcut kurallar o özel çıkarla çatışınca ádettendir gidilir, yeni iktidar sahibine akıl verilir:

‘‘Hükümet kurdunuz ama hálá iktidar olamadınız’’ diye.

Bu en etkili tahrik silahıdır. Çünkü böyle bir ‘‘dost’’ (!) uyarısını olgunlukla karşılamak, ‘‘İktidara geldik ama her aklımıza geleni yapma yetkisiyle gelmedik. Devletin bunca yıllık deneyimler sonucu oluşan kuralları, gelenekleri var. Onları yok sayamayız’’ demek kolay değildir.

Şimdi anlıyoruz ki özellikle üst düzey bürokrat tayinleri Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticilerini bu noktaya getirdi. Nitekim arkadaşımız Şükrü Küçükşahin'in dünkü Hürriyet'te yayınlanan ‘‘Bomba restleşme’’ başlıklı haberi bunun kanıtıydı:

Küçükşahin'in verdiği bilgiye göre 4 Aralık 2002 tarihinde yani 58'inci hükümetin kurulmasından kısa bir süre sonra Başbakan Abdullah Gül, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'na yazı göndererek, bir göreve tayin edilmek için hakkında ‘‘güvenlik soruşturması’’ yapılması gereken kişilerle ilgili bilgiler verilirken ‘‘kişilerin doğrudan şahısları ile ilgili olmayan veya maddi bir delile dayanmayan’’ bilgilerin değil, ‘‘yalnız adli makamlara intikal eden eylemlerin’’ yazılı olarak bildirilmesini istemiş. ‘‘Hakkında önemli operasyonel bilgiler veya soruşturma veya kovuşturma’’ olanlarla ilgili bilgilerin de ‘‘Başbakanlık Müsteşarı'na sözlü olarak aktarılması’’ talimatı verilmiş.

Bu ne demektir?

Devletin, gerici kadroların eline geçmesini -kısaca irtica tehlikesini- önlemek amacıyla 28 Şubat öncesinden itibaren alınan önlemler, uygulanmaz hale getirilsin demektir.

Biliyorsunuz o zaman, Genelkurmay Başkanlığı'nın talimatıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde Batı Çalışma Grubu adıyla bir grup oluşturulmuş ve irticai faaliyetlerde bulunan kişiler hakkında bilgi toplanmasına başlanmıştı. Daha sonra bu görevi 57'nci hükümet zamanında kurulan Başbakanlık Takip Kurulu üstlenmişti. Ama AKP iktidara geleli beri bu ‘‘Takip Kurulu’’ ile onun alt birimlerinin ne yaptığını soran olmamıştı.

Anlaşılan şimdi o konu tazeleniyor. Ama bu defa çalışmalarıgüçlendirmek için değil, tam tersine, sıfırlamak için.

MİT insanlar hakkında nasıl rapor verir? Bunlardan yüzde kaçı gerçeği olduğu gibi aksettirecek kadar sağlamdır? Onları biz bilmeyiz. Sadece MİT'in bu konuda pek de iyi bir şöhreti olmadığını duyarız.

Ama biz bir devletin kendi temel felsefesine aykırı görüşler taşıyan insanları kamu sektöründe istihdam etmemesini hem anlarız hem de savunuruz. O nedenle Sayın Gül'ün ‘‘hükümet oldunuz ama iktidar olamadınız’’ türü tahriklere kapılarak devletin temel felsefesine düşman kişiler için kamu sektöründe makam aramaktan vazgeçmesini tavsiye ederiz.

İktidara gelmek iyidir. Ama iyi kullanmayı da bilirseniz...
Yazarın Tüm Yazıları