Twitter Partisi…..

Daha önceleri benim de bir twitter kullanıcısı olduğumu sizlere yazmıştım. Hatta bir psikoloğun bizleri yani twitter kullanıcılarını neredeyse “ruh hastası” ilan etmesine de tepkimi göstermiştim.

Haberin Devamı

Gelelim sadede…

Günlerdir twitterda bir parti lafı dönüp dolaşıyordu. Adı “Secret Party..” Düzenleyen besteci aranjör Emre Gürcan ve avukat kardeşi Merve. Nerede yapılacağı ise adı gibi çok gizli. Sadece direk mesajla birbirlerini takip edenlere mekan adı söyleniyor, hatta bir de şifre veriliyor.

Sağolsunlar beni de davet ettiler. Ettiler ama benim bir yanım ödlek, acabalarım çok.. Hemen araştırmacı kişiliğimi seferber edip tanıdığım dostlarımdan kimler katılacak diye sorup soruşturmaya başladım.

Aşk doktorumuz Mehmet ve eşi Derya , Gizem ile Hakan biz gidiyoruz dediler, yani asayiş berkemal! Ben de gitmeye karar verdim böylece…

Benim evim uzak ya şehre, sağolsun İvanka’nın  bana yolluk olarak hazırladığı dolmaları ve köfteleri de yanıma alıp koyuldum yola…

Haberin Devamı

Yerin Ortaköy, yerdeki taşların topuk düşmanı kalleş parke taşları olduğunu hesaba katmadığımdan ayağımda meşhur onbeş pondlarımla partinin yapıldığı mekana doğru yürümeye çabalarken az kaldı kumpirciyle akraba çıkacaktım…

Neyse, Allahtan yanımda yürüyen, her halinden partiye gittiği belli olan, ayağına düz pabuçlar giymiş 112  Aysel olduğunu öğrendiğim hatunun koluna girip mekana vardım.

Aman tanrım içerisi tıklım tıklım, ayrıca sanki herkesin elinde mum var, konsept bu herhalde diye düşünürken olayı çaktım! Hayır efendim herkesin elinde telefonları var sürekli tweet atıyorlar birbirlerine, telefonların ışıklarıymış meğer…

Mekan güya üç katlı ,ama üç katı toplasan ancak yüzmetrekare eder..

İri yarı olduğumdan kendimi bir an yedi cücelerin evindeki pamuk prensese benzettim…

Baktım ilk katta bizden kimse yok, hopp çıkıverdim ikinci kata…

İlk Mehmet’i ve Derya’yı gördüm, onlara doğru ilerlediğimi düşünürken, bir el yani 156 Mustafa önümü kesip hayatımı kurtardı.

Meğer önümdeki aynaya girmek üzereymişim! Mehmetler de sol taraftalarmış, telefon ışığından başka ışık yok ki mekanda…

Arkadaşlarımın yanına oturup nefeslendikten sonra, ilk olarak Bay ve Bayan Kutcher’la tanıştım yani Nurhan ve Gökçe’yle.(Twittercılar bilirler Demi Moore ve kocası yan odalardan birbirleriyle twitter üzerinden konuşurlar..)

Haberin Devamı

Karı koca çok şekerdiler ve birbirlerine aşık.. Bilirkişilerin yazdığı gibi twitter aşklarını öldürmemiş, hatta perçinlemiş! Ben onların yalancısıyım, onlar öyle söylediler…

Daha sonra masamıza gelen, benim acaba nereden tanıyorum diye düşündüğüm şeker adamla tanıştım. Oyuncu Necmi Yapıcı’yla..Kısaca merhabalaştıktan sonra ilk iş birbirimizi follow etmeye başladık haliyle…

Saatler ilerledikçe müziğin ve içkinin temposu artmaya başladıkça iyice kaynaşılmaya başlandı. Meğer aramızda doktorundan tut avukatına kadar kimler varmış kimler…

Tam Birol Güven ve Yurtsan Atakan’a selam vereyim derken omzuma yediğim yumrukla sendeledim. Arkamdaki esmer bir hatun “Selam Ayşe Aral, ne haber şekerim hoş geldin,ben Ceyda,Trakyalı Ceyda gel bir öpeyim seni” dedi. Kanki olduk tabi, hatun arıza.. Benden yani!

Haberin Devamı

Sonra bir dedikodu , bir kulaktan kulağa oynamaca başladı.. Neymiş , bir rivayete göre, herkesle çok güzel ilişkiler kuran, kimliğini herkesten gizleyen, acaba ünlü biri mi diye düşünülen “TwitPaşa” da aramızdaymış ama kimliğini ancak Elif Dağdeviren gelince açıklayacakmış…

Millet “Gel  Elif gel! ”diye bekleyip dururken ben kıs kıs gülüyordum içimden.. Benden kaçar mı? Kendisinin kim olduğunu aylar önceden öğrenmiştim bile! Hatta arka masamda oturuyordu..Şöyle bir baktım: “Ulen niye Ayşe gelince açıklanmıyor da Elif gelince açıklanıyor? İpliğini pazara çıkarayım mı şimdi senin?” gibilerinden…

“Ya ne olur yapma!” dercesine bana bakınca kıyamadım,  sustum…

Haberin Devamı

Benim için gecenin en büyük sürprizi ağlamama sebep olan olay Ankara’dan sırf bu gece benim için gelen, sürekli mailleştiğimiz iki sıkı  okurum  Cansu ve İrem’di. Beni öyle onore ettiler ki, hayranın olması ne demekmiş o zaman anladım. Bu gaz bana en az bir sene yeter. İkisini de çok sevdim…

Gecenin sonuna doğru programı bitince Elif Dağdeviren de geldi. Karnı aç tabi ki..

Ben de analık duygularımı sırtlanıp, garson arkadaşa  “Lütfen bir sandviç yaptırın ve benim masama getirin, eğer beni bulamazsanız sorun Ayşe Aral nerede diye, arkadaşlar gösterir” dedim.

Gelen cevap “Hahahahah, yok ben seni burada bulurum da twitterda aylardır arayıp bulamıyorum bacım,ben garson değilim Hakan 112’yim , hastasıyım yazılarının..” oldu!

Haberin Devamı

Hakan’ı da alıp masamıza gittim. Elif, Hakan 112’yi duyunca  havalara kalktı! Meğer Sosyal Alem’in en sıkı twittercısı Hakanmış…

Twitter Partisi…..

Günün ilk ışıklarıyla vedalaşılmaya başlandı, sözler verildi tekrar görüşülmek üzere….

Tam çıkarken partinin mimarı, aranjör Emre Gürcan bize bir sürpriz yapıp, son bestesini dinletti. Ben bayıldım! Dünden beri bu şarkıyı kime söyletmek lazım diye düşünüp duruyorum.

İşte böyle geçti gece ve ben çok eğlendim. Çok da güzel dostlar kazandım yine der, yazımı Sevgili Hıncal Abi’nin katılmadığım yazısından bir kupleyle bitiririm…

“Kalabalık içinde yalnızlığa mahkûm oluyor insanlar.. Karşısında, etli canlı gerçekler varken, telefonlarıyla o dünyadan kopup, sanal onların, yüzlerin içine dalıyor ve sosyalleştim sanıyorlar, asosyalin daniskası olurken..
Benim twitterim yok.. Facebookum yok. Blogum yok. Sitem yok.. Chatleşmem yok.. Sanal tavla, poker, briç oynamam yok..Benim hiçbir şeyim yok.. Çünkü benim sanal dünyada öldürecek vaktim yok. Hayatım o kadar dolu, canlı dostlarım o kadar çok ki, onlara zor yetişiyorum..”

Not 1: Az kaldı unutuyordum, TwitPaşa kim onu da öğrendi herkes, ama kim olduğunu söylemem…

Not 2 : Partideki ev sahibemiz Neslihan Yargıcı idi. Bizi ağırladığı için kendisine tüm katılımcılar adına teşekkürlerimi sunarım..

Not 3: Doğumgünü partime katılmak için taaa İzmir’den kalkıp gelen Neslihan Acu ve Hande Serter de benim twitterdan arkadaşlarım.. İyi ki şu twitter var  yahu….

 

Yazarın Tüm Yazıları