Suçlu kim!

Haberin Devamı


Yasin 3 adımdan boş kale yerine, takım arkadaşı Bedi Buval’ı vurdu. Şaban onu geçti, bunu geçti, 40 metre getirdiği topu geriden bindiren 3 arkadaşının önüne yuvarlamak yerine, kaleciye teslim etti. Buval, kişisel gayretiyle art arda 2 fırsat yarattı, son vuruşta şanssızdı. Genç Halil 6 pasta önüne indirilen topu düzelteyim derken treni kaçırdı...

Olmuyordu... Tribünde homurdanmalar, alkışlı, ıslıklı protestolar başladı, başlıyordu... 4. hakemin elindeki ışıklı tabelada 5 yazsın, 6 yazsın duaları arasında bir “gol” sesi yükseldi... Sarı-kırmızı bir sevinç yumağı, tarifsiz bir coşku, kıskandıran bir 3 puan kutlaması, kabustan pembe rüyalara uyanışın fotoğrafı... Mithat vurdu, stres bitti... Futbolculara ilaç, teknik heyete suni teneffüs niteliğinde bir galibiyetti...

Haberin Devamı

Sahaya alışılagelmiş eşofmanları yerine havalimanına gidecek birinin seyahat kıyafetini (!) andıran şık bir takımla çıkan Teknik Direktör Hüseyin Kalpar, yolculuktan kurtuldu ama günahlarından arındı mı acaba?

Çok istedi Göztepeli futbolcular dün akşam galibiyeti... Özellikle ikinci yarıda kazanmak adına insanüstü bir çaba harcadılar... 89 golü onların ödülüydü kuşkusuz...

Ama son derece kaliteli futbolculardan kurulu bu iyi takım böyle mi kazanmalı? Art arda 3 pas yapmadan, organize bir atak geliştirmeden, olgunlaşmış bir pozisyon yaratmadan, doldur boşaltlarla, dan dun ileriye vurulan toplarla, sevinmek için tesadüflere mi sığınmalı?

Suçlu, evinde kazanmaktan başka çaren olmayan maçta, yedek oturan golcü Şaban mı, kişisel becerileriyle kendi fırsatını kendi yaratmak için didinen santrfor Bedi Buval mı?

Yoksa... Topun rakip ceza alanına layıkıyla gelmesi için bir taktiği olmayan, bu ligin en pahalı iki santrforunu 11’e koyacak yüreği taşımayan, maç 0-0 iken 2 gol umudundan birini soyunma odasına gönderen, Göztepe’ye demode futbolu dayatan mı?

Yazarın Tüm Yazıları