SPK Başkanı Başbakan’a ’küçük yatırımcı’ uyarısı yapabilir mi

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta sonu iki gün üst üste Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ı doğrudan hedef alan sözlerinin ardından, bu haftanın ilk işlem gününde Doğan Holding çatısı altındaki halka açık 9 şirketin hisselerinde büyük erime yaşandı.

Hürriyet’in de içinde yer aldığı şirketlerin bir günlük piyasa değeri kaybı 210-230 milyon doları buldu. Kimi gazeteler dün bu konudaki haberlerini, "Doğan, bir günde Hilton parası kaybetti" başlığıyla yansıttı.

Biz de söz konusu hisse senetlerindeki erimeyi haberleştirdik ama bir hatırlatmada da bulunduk: "Başbakan, Sermaye Piyasası Kanunu’nu çiğnedi, 5 yıl hapislik suç işledi."

Açıkçası bu ayrıntı ilk anda aklıma gelmemişti. Piyasaları iyi izleyen bir arkadaşım uyardı: "Benim hatırladığım kadarıyla Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47’nci maddesi, Başbakan Erdoğan’ın Aydın Doğan ve Doğan Holding’le ilgili konuşma tarzının suça dönüştüğünü içeriyor. Çünkü, Başbakan ’daha açıklayacaklarım var’ diyerek, hisselerin düşmesi kapısını aralık tutuyor. Bundan küçük yatırımcı zarar görüyor."

47’NCİ MADDEYİ İNCELEDİK


Önce Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47’nci maddesini inceledik. 47’nci maddenin a fıkrasının 3’üncü bendi şöyleydi:

"Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz bilgi veren, haber yayan, yorum yapan ya da açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler..."

47’nci maddenin a fıkrasının 7’nci bendi de, maddeyi ihlal edenler hakkında cezaları düzenliyordu. Buna göre, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası söz konusu olabilirdi.

Maddeyi incelemekle yetinmeyip, daha önce Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) görev yapmış bazı bürokratlarla konuştuk. Onlardan da aldığımız yanıt, "Başbakan, ’haftaya açıklayacağım’ diyerek, Doğan Grubu şirketleriyle ilgili olumsuz beklenti yarattı. Bu tavır, 47’nci maddenin a fıkrasının 3’üncü bendine göre suçtur" oldu.

Bu durumda görev, başta Başkan Turan Erol olmak üzere, Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) düşüyordu. Çünkü Başbakan hakkında dava açılabilmesi için ilk adımı SPK’nın atarak, suç duyurusunda bulunması gerekiyor. İşin dokunulmazlık yanı, daha sonraki aşamalar arasında yer alıyor.

Peki Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in "ilgili kurum"ları arasında yer alan SPK’nın böyle bir suç duyurusunda bulunması mümkün mü?

BAŞBAKAN’I UYARAN OLDU

Sorunun yanıtı için geçmiş uygulamaları biraz araştırdım. Kamuoyuna yansımamış benzer bir durumu öğrendim. Türkiye’nin yakın dönem başbakanlarından biri, "Elimizde belgeler var, açıklayacağız" gibi konuşmalar yapınca, o dönemin SPK Başkanı devreye girmiş. Başbakan’a bir mektup yazmış:

"Sayın Başbakan, bu konuşma tarzınızla hisseleri halka açık olan bazı şirketlere yatırım yapmış küçük yatırımcılara zarar veriyorsunuz. Eğer böyle davranmaya devam ederseniz, hakkınızda suç duyurusunda bulunmak zorunda kalacağız."

SPK Başkanı Turan Erol’dan da benzeri bir adım beklenebilir mi?

Eğer küçük yatırımcıyı, yabancı yatırımcıyı biraz olsun düşünüyorsa, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47’nci maddesinin a fıkrasının 3’üncü bendini dikkate alıp en azından Başbakan Erdoğan’ı uyarması gerekir değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları