Somos socialistas palante y palante

İki ayrı okyanusun iki ayrı ucunda, doğudan batıya, kuzeyden güneye, Latin kıtanın ufukları tek bir sloganla çınlıyor: Somos soscialistas palante y palante. Biz sosyalistiz, haydi ileri.

Hindistancevizi yapraklarını hep birlikte çiğniyorlar. Viskiyi hep birlikte içiyorlar. Hep birlikte Amerika’ya av köpeği diye küfredip, hep birlikte devletleştirmelere imza atıyorlar. Hep birlikte derken, koca bir kıta.

Askeri darbeler, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, samba, faili meçhul cinayetler, petrol, dünyanın en çekici kadınları ve şimdi de, orada akla pek gelmeyecek olan demokrasiye geçiş. Hem de ne geçiş, tam soldan. Güney Amerika ülkeleri, son bir yıl içinde arka arkaya müthiş bir dönüşüm yaşıyor. Brezilya, Uruguay, Arjantin, Venezüella, Bolivya derken, son olarak Şili’de seçimi yine bir sosyalist aday kazanıyor. Güney Amerika kıtası bir zamanlar darbeler haritası. Şimdi ise, sosyalist bir harita çiziyor.

*

İki ayrı okyanusun iki ayrı ucunda, doğudan batıya, kuzeyden güneye, Latin kıtanın ufukları tek bir sloganla çınlıyor:

Somos socialistas palante y palante. Biz sosyalistiz, haydi ileri.

Nasıl bir sosyalizm?.. Ortodoks Marksist, katı devletçi ve işçi sınıfı diktatörlüğü mü, yoksa serbest piyasa ekonomisine dayalı, temel insan hak ve özgürlüklerini ön planda tutan Avrupa tipi sol iktidarlar mı?.. Değil.

Örneğin, Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez. İşçilere değil, ama ülkenin özelliği gereği, çiftçilere söz veriyor. İşçi sendikalarını unutmadan. Tüm gıda maddelerini devlet tekeline veren bir zincir kuruyor. Fiyatları devlet belirliyor. Halka ucuza gıda maddesi. Her alanda kooperatifler kuruyor. İşsizlerden öğretmenlere, sağlıktan petrole kadar. En büyük zenginlik kaynağı petrol, devlet tekeli PDVSA’nın elinde. PDVSA, aynı zamanda sosyalist devrimin motoru. Rota ve ayrıntı orada belirleniyor.

*

Altı ülkenin hepsi sosyalist, ama sosyalist kural, sosyalistlerin arasını açan roller de oynuyor. Örneğin, 138 askeri darbe yaşayan Bolivya’nın başına geçen Kızılderili sosyalist Evo Morales ile Brezilyalı sosyalist Lula’nın arası açılıyor. Morales, Bolivya enerji endüstrisini millileştirmek istiyor. Ama, Petrobas’a çarpıyor. Petrobas, Brezilya’nın Bolivya’daki enerji tröstü. Aynı zamanda Petrobas da, Bolivya’nın gazına muhtaç. Lula ve Morales, birbirlerine "yoldaş" diyerek, senli-benli konuşuyor. Ne var ki, şu sıralarda Petrobas ve millileştirme, yoldaşların arasındaki karakedi.

Bolivyalı Kızılderili ülkede tarımı ve yeraltı zenginlik kaynaklarını millileştirme programıyla iktidara geliyor. Uluslararası tekelleri ülkeden kovma sözü veriyor. Birer birer bunu yapıyor. O sırada, bir general yeni düzeni saçmalık diye eleştiriyor, başkent Karakas bir anda karanlık darbe günlerini anımsıyor. "Demokratik devrimin ateşini kimse söndüremez" sözüyle, Morales, çiftçi ve işçileri ayağa kaldırıyor. General ve işbirlikçileri şimdi demir parmaklık arkasında.

Şili’de babası Pinochet işkencesinde can veren, kendisi de bir zamanlar işkenceden geçen Bayan Başkan Bachalet, orduyla ulusal barış ilan ediyor. Dansa düşkün, IMF’ye karşı. Ülkesi koyu Katolik, kendisi ateist. Ekonomik programında önceliği millileştirme.

*

Altı sosyalist Latin ülkesinde ortak noktalar var. Hemen hepsi, seçim kampanyasında ve iktidara geldikten sonra, sürekli aynı kişilerden alıntı yapıyor. Marks, Mao, Chomsky, Guavera, Castro.

Küba lideri Castro, hepsinin babası. Ekonomik ve sosyal programların uygulanmasında hepsine öğüt veriyor. Hiçbiri babalarını kırmıyor. Sık sık ona danışıyor. Aralarındaki anlaşmazlıklarda son sözü baba söylüyor.

Alıntı yapılanlardan biri de, ABD’nin öldürülen Başkanı Kennedy. Sosyalist Latin, Kennedy’e saygılı.

Bir başka ortak nokta, İran’ın nükleer denemelerini savunmaktan geçiyor. İran-Latin Amerika, o kadar uzaktan destek?.. Görüntü uzak, gerçekte değil. Burada başı Venezüella çekiyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği OPEC’te, İran’la Venezüella birlikte. Bağlantı, OPEC üzerinden. İran’a Latin desteği, bu üyelikteki dostluğun ürünü.

Şili henüz yeni, henüz bilinmiyor. Diğer beşindeki bir başka ortak nokta, ağızlarından düşürmedikleri demokratik devrime rağmen, başkan olarak, demokrasiyi içlerine pek sindirmişe benzemiyorlar. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, onları övdükçe sonsuz, eleştirdikçe, iş çatallaşıyor.

*

Latin Amerika haritasına bakıyorum, Büyük Okyanus’a, Atlas Okyanusu’na. Okyanuslarda devleşen, Amerika’yı yıkan kasırgalar aynı şarkıyı söylüyor.

Somos socialistas palante y palante.
Yazarın Tüm Yazıları