Sol partide PKK lobisi

Milletvekilleri Berlin’e döndüklerinde, Sol Parti genel merkezinde birilerinden mırın kırın, bir tatsızlık, bir hoşnutsuzluk.

Bazı Sol Parti milletvekilleri, örneğin Fransa’da Ermeni sorunu ile ilgili bir panele katılıyor, Türklerin de haklı yönlerini anlatıyor.

Milletvekilleri Berlin’e döndüklerinde, Sol Parti genel merkezinde birilerinden mırın kırın, bir tatsızlık, bir hoşnutsuzluk.

Bazı Sol Parti milletvekilleri, örneğin İsveç’te Kürt sorunu ile ilgili bir panele katılıyor. Kürtlere haklarının verilmesini savunuyor, ancak bölücülüğe karşı  çıkıyor.

Milletvekilleri Berlin’e döndüklerinde, Sol Parti genel merkezinde birilerinden mırın kırın, bir tatsızlık, bir hoşnutsuzluk.

Hele de ve özellikle konu Kürt sorunu ise, Sol Parti içinde yer alan Türkler sürekli rahatsız ediliyor.     �

LİNKE PARTEİ

Sol Parti (Die Linke Partei) Alman seçimlerinde zafer kazananlardan biri, sosyalist kökenden geliyor.      �

Batı ve Doğu Almanya henüz ayrı iken, Doğu Almanya’da PDS, Demokratik Sosyalist Parti var. Bu partinin o sırada Batıda temsilcisi var, ama milletvekili�yok.

2000 başlarında SPD’nin genel başkanı Oskar Lafontaine partiden istifa ediyor. Daha solda bir grup kuruyor, parti değil, ilk anda bir grup. İşte o gurup Doğu Almanya’dan gelen PDS ile birleşiyor ve Sol Parti adını alıyor. Sol Parti ilk girdiği 2005 seçimlerinde yüzde 8, şimdi de yüzde 12.5 oy elde ediyor.

TÜRKLERE ENGEL

Henüz Doğu Almanya’da, henüz PDS iken, pek çok PKK’lı PDS’ye üye.

Aradan yedi, sekiz yıl geçmesine ve parti değişime uğrayıp Sol Parti olarak yenilenmesine rağmen, Sol Parti içinde bugün PKK lobisi var. Eskiye göre daha güçlü.

“ROJ TV Almanya’da yayına geçsin” tiradından başlayarak, “Türkiye’de PKK’ya af” söylemlerine kadar, PKK’nın her türlü isteği Sol Partide dile geliyor.

 Durumdan bazı parti yöneticileri memnun değil, ama bir yandan da PKK’ya karşı çıkan Türk milletvekillerini, PKK parti içinde engellemeyi pekala biliyor, hatta onların aday olmasını önlüyor.

Sol Parti bağımsız bir parti. Kürt sorunundan öte, PKK’ya destek veriyor.

Türkiye AB ve diğer konularda�Merkel Hükümeti ile görüşüyor ve görüşecek.�Bir fırsatta Sol Parti ile de bağlantı kurmasında yarar var. PKK orada tek başına at koşturuyor, oysa Türkiye Sol Partiye derdini anlatmak zorunda.

Aşk-ı Memnu Adnan’ı ile Berlin’de

GEÇEN cuma, Berlin’de Ahmet Haşim şiirlerindeki gibi, nefis bir sonbahar akşamı. Hazan yaprakları arasında Hürriyet Berlin Temsilcisi Ahmet Külahçı ile dolaşırken, değme Alman lokantalarına taş çıkartan Tamer Akkılıç’ın lokantası önünden geçiyoruz. Hemen ön sırada tanıdık bir sima, Selçuk Yöntem.

TV dizilerinde izlenme rekoru kıran Aşk-ı Memnu’da Bihter’in (Beren Saat) kocası Adnan rolünü oynayan Selçuk Yöntem. Sohbet hemen başlıyor.

Şu ana kadar 45 bölüm çekilmiş, dizinin bu sezon devam etmesi planlanıyor. Bildiğim kadarıyla �Halit Ziya Uşaklıgil’in romanı Aşk-ı Memnu 250 sayfalık bir kitap. 250 sayfadan seksen-doksan bölümlük dizi nasıl çıkıyor? Yöntem:

“Kitaba aykırı tek bir şey yok, senaryo kitaba tümüyle sadık, ancak kitaptaki tek bir cümle bile senaryo haline getiriliyor”.

Kitabın bu kadar uzatılmasına, itiraz eden yok mu? Örneğin, Uşaklıgil’in varisleri? Selçuk Yöntem:

“Herkes memnun, çünkü senaryo dışına çıkılmıyor, ayrıca herkes para kazanıyor”.

Dizinin bir bölümü TV’de yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Tek bir bölümün çekimi�tam beş gün sürüyor. Önce çekim yapılıyor, seslendirme daha sonra. Bu da, çok zaman alıyor.

Berlin’de bile, sağdan soldan geçenler Selçuk Yöntem’e laf atıyor, uçakta pilot, sokaklarda insanlar “gelecek hafta ne olacak” diye soruyor.

Dizi tutunca, keyifler yerinde.