Sinan’a seneye bakıcı lazım ben şimdiden

Sinan yeni doğmuştu. O zamanlar gördüğüm tedavinin de ağırlığı sebebiyle yoğun iş hayatıma ara vermiştim. Evden birkaç yazı ile biraz cep harçlığı çıkarıyordum kendime. Amacım oğlum doğduğunda da işe gitmeden, tek başıma ona bakmaktı.

Sinan bir haftalık olduğunda ağır depresyonumla birlikte bebeğime bakma işini beceremeyeceğimi düşünmeye başladım. İri bir bebek olan oğlum güzel emiyor ama çabuk acıkıyor, dolayısı ile 24 saat içinde iki saatte bir uyanmak durumunda kalıyordum.

Birden çöktüm ve çevremin de lafına uyarak, "Yok abi, bana bir yardımcı lazım galiba. İnat etmeyeyim, büyük sözü dinleyeyim" dedim. Ne var ki bunu kendime hiç yakıştıramadığım için kendimi daha da kötü hissettim. Ne yani, çocuğuma bakamayacak mıydım?!! Uyanık kocam devreye girdi ve harika bir çözüm bulduk. 40’ı çıkana kadar gün aşırı geceleri hastanede tanıştığımız bebek hemşiresi yardıma gelecekti. Hem geceleri biraz daha uyumamı sağlayacak hem beni biraz pratiğe alıştıracaktı.

Bir ay bizimle olan Mediha hemşire hayatımı değiştirdi. Ve ben sonrasında oğluma tek başıma bakmaya devam ettim. Bu sayfayı hazırlamaya başladığımda bunun da yararını gördüm. Her şeyiyle bizzat ilgilenen şüpheci, detaycı, evhamlı ve paranoyak bir anne olarak senelerdir tıkanmadan yazılarımı götürebiliyorum. Dergi işlerimi de çocuğumun okul saatlerine göre ayarlamayı becerdim. Bu yaşımıza kadar böylece geldik.

ZOR İŞLER BUNLAR

Ama geçen ayki uzatmalı tatil yine beni allak bullak etti ve önümüzdeki üç aylık yaz dönemini ve ondan sonra daha erken bitecek okul saatlerini hesap ederek yeni bir sistem kurma çalışmalarına başladım. İhtiyacım olan şey, yazın en az üç gün, belli saatlerde onunla oyalanacak, kışın 15.00’de okuldan alıp ben eve gelene kadar bir saat onu idare edecek biri. Ders bile çalıştırmasın, onu da ben yapacağım çünkü. (Ne azim! Ancak bilenler bana kıs kıs gülüyordur şimdi.)

Çevremde iki çocuğu olan, bir taraftan onlara bakmaya, bir taraftan işine gitmeye, diğer bir taraftan da doçentlik sınavına hazırlanan anneler de var. Ve onlar yedinci elemanı falan denediklerini anlatıyorlar bana... Şirketler araştırılıyor, komşular soruşturuluyor. Benim ihtiyacım acil değil ama son dakikaya kalmayayım diye araştırmalara başladım ben de.

Mesela internete girip dadiniz.com diye bir siteyi inceledim. Burada pek çok kritere göre üniversiteli dadılar ya da ablalar bulmak mümkün görünüyor. Yüksek komisyon muhabbeti de görünmüyor burada. Dadı arayan aileler ücretsiz üye oldukları sistemde, yalnızca uygun olduğunu düşündükleri dadı ile iletişim kurmak için cüzi bir üyelik bedeli ödüyor. Bunun yanı sıra dadılık konusunda servis verebilecek eğitimli dadı adayları ise Dadı Online’ da ücretsiz olarak özgeçmiş oluşturabiliyor. Ayrıca sitede söz konusu adayların kimlik numarası, adres ve telefon bilgileri de var ki bunlar biraz olsun güvenilirliği artırıyor. Yanlış anlamayın, güvenilirlik sadece şirketlere karşı değil, kişilere karşı da sorun olabiliyor. Nihayetinde evinizi açacaksınız, çocuğunuzu bırakacaksınız. Gerçekten ilginç hikayeler dinliyorum. Bulaşıkları elde yıkayıp sonra makineye koyanlar, ev sahibinin eşyalarını kullananlar, sadece merhaba dediği evin beyi ile kavga ettiğini iddia edenler... Benim kafamda üniversiteye de giden, part time çalışabilecek bir abla hayali var. Bazen yaşanan olayları televizyonda görünce daha da zor oluyor bu işleri bir sonuca bağlamak.

Film oyuncusu olmak isteyen çocuklara özel eğitim

Eskiden çocukları oyalamak aileler için bir sorundu. Tek alternatif spor gibi görünürdü. Son yıllarda çocuklar için gerçekten pek çok alternatif ortaya çıkmaya başladı. Bunlardan biri çocuklardan çok annelerini heyecanlandıracak. Ekol Drama Sanat, "çocuk reklam dizi ve sinema oyunculuğu" eğitimine başlıyor.

Genel sanat yönetmenliğini Ayla Algan’ın yaptığı Ekol Drama Sanat’ın düzenlediği sekiz haftalık eğitimin amacı reklam-dizi ve sinema filmlerine eğitimli, deneyimli çocuk oyuncular yetiştirmek ve set ortamına çocuk oyuncu adaylarını fiziksel ve psikolojik olarak hazırlamak.

Eğitim çocuğun performansına göre, eğitmenlerce birebir sürdürülecek ve sekiz haftada en az altı senaryo işlenecek. Ayrıca çocuklara set ortamını tanıtmak amacıyla, çocuk oyuncuların bulunduğu dizilerin setlerine de ziyarete gidilecek.

Ekol Drama ve Sanatevi’nin kurucusu Gülsen Çaltıl dizilerde rol alan çocukların başarılarıyla gurur duyduklarını söylüyor. Aliye dizisinde oynayan çocukların, özellikle de Aliye’nin oğlunu oynayan Ayberk Koçer’in başarısı bu konudaki talebi artırıyor: "Ayberk’in başarısının bu çalışmayı başlatmamızda da etkisi oldu. Burada tabii bazı dersler verilecek ama önemli olan çocukları, yetişkin oyuncuların bile zorlandıkları set ortamına hazırlamak."

Program Ayla Algan’ın yönetmenliğinde hazırlanıyor. Yaratıcı drama/tiyatro formasyonlu eğitmenler ve kameraman/yönetmen eşliğinde çocuk odaklı bir eğitim programı hazırlanmış.

Reklam ve dizi oyunculuğu kursu 5-12 yaş arasındaki çocuklar için düzenleniyor. Ancak çocuğun bu kursa kabul edilmesi için önce 27 Şubat’taki seçmelere katılması gerekiyor. Çünkü sadece casting çekimleri sonucunda uygun görülen çocuklar kursa katılabilecek. Ekol Drama: 0212 234 09 93.

Psikiyatr Doktor Neslim Doksat:

5-6 YAŞINDAKİ ÇOCUK BUNU OYUN GİBİ GÖRMELİ

Son zamanlarda çocuk oyuncuların çok popüler olması, kendi çocuklarını bu işe yöneltmek için tek sebep olmamalı. Öncelikle anne-babaların kendi beklentilerini belirlemeleri lazım. Çocuğun yeteneğinin olup olmadığı çok önemli. Kurslar beş yaşından itibaren çocuklar için veriliyor ama çocuğun oyunculukla ilgisinin olup olmadığı 5-6 yaşlarında değil, biraz daha büyüdüğü zaman belli olur. Bu çalışma 5-6 yaşlarındaki çocuklara, kurs gibi değil, faaliyet ve oyun gibi anlatılmalı. Arada bir sıkılıp, gitmek istemeyebilir de. Böyle bir durumda gerçekten yeteneği olan çocukların biraz üstüne gidip ısrar edebilirsiniz. Ama çok fazla ısrar da doğru değil. Yedi yaşından itibaren çocuğunuzla konuşup bu işten zevk alıp almadığına göre yolunuzu çizebilirsiniz. Çünkü o yaşta artık isteyip istemediğini bilir. Her şeyden önemlisi de, çocuk için ilk sırada okulun olduğunu unutmamak. Bu tip çalışmaların hepsi, okulu, eğitimi desteklemek amacıyla olmalı.

People Casting Ajansı sahibi Yasemin Özbudun Kutluca:

ÇOCUKLU PLANLAR AYRI ÇEKİLİYOR

Dizi ve reklam filmlerinde, fotoğraf çekimlerinde çocuk oyuncuya ihtiyacımız olduğunda tecrübeli ve eğitim alanları tercih ediyoruz. Bu çocuğun da, bizim de işimizi kolaylaştırıyor. Çekimler çok daha rahat ve akıcı oluyor. Çocuklarla çalışmanın hukuki yanı nasıl derseniz, hiçbir düzenleme olmadığını söyleyebilirim. Avrupa’da ve Amerika’da çalışma saatleri ve koşulları çok sıkı kontrol edilir, Türkiye’de böyle şeyler yok. Tek gereken, ebeveyn izni. Ailesi izin verdiği zaman, bizim için sorun yok. Üç yaşın altındaki çocuklarla çalıştığımız zaman mutlaka yedek bir oyuncumuz oluyor. Hastalanabilir, huysuzluk yapabilir... Çekimler çocuğun saatlerine, düzenine göre belirleniyor ve çocuğun yanında aileden bir olmasını şart koşuyoruz. Ailenin yanı sıra ekipten de yardımcılar oluyor. Çocuklu sahneler diğerlerinden ayrı olarak planlanır ve farklı zamanlarda çekilir. Çocuklu planlarda çoğunlukla yakın çekim tekniği kullanılıyor. Dolayısı ile senaryoda çocuklara uygun olmayan sahneler varsa bile, oyuncu çocukların bunlardan haberi bile olmuyor.

ÜCRETSİZ HEYKEL KURSU

Daha farklı şeyler düşünen anneler için ikinci bir alternatif, sergi ve atölye çalışmalarıyla sanat ve kültür etkinliklerine destek vermeyi amaçlayan Addresistanbul’da. Burada her cumartesi ve pazar günü 13.00-18.00 arasında çocuklara bedava heykel dersi veriliyor.

Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü yüksek lisans mezunu Hakan Ersiz tarafından yürütülen çalışma çocukların kendilerini keyifli bir ortamda rahatça keşfedebilmelerini, yaratıcılıklarını geliştirebilmelerini ve adım adım heykel sanatını öğrenebilmelerini amaçlıyor. Çocukların kurs sırasında anneleriyle birlikte olması önerilmiyor. Çünkü çocukları bir işle meşgul olduğu sırada annelerin yakınlarında olması pek iyi sonuçlar vermiyor. Çalışmaların daha verimli geçebilmesi için bu önemli bir detay. AddressİstanbulT: 0212 234 09 93.

Parents 1 yaşında

Dünyanın en çok tercih edilen ve ülkemizde de yayınlanan Parents Dergisi bir yaşını doldurdu. Hamilelikten babalığa, ilk yardımdan faaliyet yapımına, bebek bakımından yaş dönemlerine kadar pek çok konuya yer veren dergi bu sayısını kutlamalara ayırmış. Doğum günü sofraları, evde hazırlayabileceğiniz doğum günü davetiyeleri, şapka ve aksesuvarlar ilginizi çekecek. Dergide Sahrap Soysal’ın lezzetli yemek tarifleri de var.

ANNEMİN KÖŞESİ

Yıllar yorgun, annem değil

Bu yorgunluk nasıl bir şeydir ya? Ben niye çabukyoruluyorum da annem yorulmuyor? Ama esas ağırıma giden inanın bu değil. Bana asıl koyan, hafızalarımızın durumu. Ben iki gün önceki şeyleri unutur durumdayım. Dün ne yediğim gibi önemsiz detayları bırakın, okuduğum kitapları, dergileri, oralardan edindiğim bilgileri unutur oldum. Oysa annem hálá tam gaz okumaya ve öğrenmeye devam ediyor. Hiçbir şeyi de unutmuyor. Ben de çareyi onun bana özetle söylediklerini not etmekte buldum.

Hay yani, bari beynim biraz çekseymiş anneme...
Yazarın Tüm Yazıları