Beyoğlu’nda 12 saat
Beyoğlu değişen yüzüne rağmen hâlâ İstanbulluların biriciği. En sevmeyenin bile yolu mutlaka Beyoğlu’ndan geçer, en güzel buluşmalar Beyoğlu’nda olur. Kalabalığından yakınsak da aslında o zaten boşken hiç de güzel değildir. Size bir hafta sonu Beyoğlu’nda yaptığım keşif gezimden notlar paylaşacağım. Beyoğlu’nda kahvaltı önerisinden, öğlen yemeğine, sıcak bir kahveden, sanat galerisine, alışverişinden sokak lezzetlerine pek çok şey... Benzer bir planı bir gün uygulayın derim, bence pişman olmayacaksınız. Hadi başlayalım o zaman…
Saat 10:00 Cezayir Restaurant- Kahvaltı
Cezayir’in İstanbul ve Beyoğlu’nun klasikleri arasında. Kendisine hayran bıraktıran ve her daim yeşil bahçesi, kentli gezginler için çok keyifli durak. 
Galatasaray Lisesi’nin hemen arkasında yer alan Cezayir Restoran’da ben Türk kahvaltısı ile kahvaltı ettim. Bunun dışında omlet, pancake, granola gibi pek çok çeşit bulabilirsiniz. Şöminesi de bulunan mekanda kahvaltı yapmak tam bir ‘’bu hayatı seviyorum’’ hissi yaşatıyor. Bütçe: 30 TL
Saat 11:00: Beyoğlu’nun ara sokakları- Gezinti
Biraz sokak sanatı göreyim, birazcık kedi seveyim, belki yeni bir dükkân açılmıştır gidip keşfedeyim diye Cezayir’den Serdar’ı Ekrem’e kadar dolaştım. Gamze Yalçın’ın duvar resimleri nefis. Bol bol fotoğraf çektim, kedileri sevdim. Biraz aşağıda Neo-Gotik mimarisiyle beni büyüleyen, Instagram için güzel fotoğraf veren Anglikan Kilisesi’ni gezdim.Biraz yorulunca da enerji için İstiklal Caddesi’ndeki taze nar sıkan dükkanlardan bir nar suyu söyledim kendime… Nar suyu içerek yürüdüm İstiklal boyu. Rotamı Meşrutiyet Caddesi’ne çevirdim. Bütçe: 5 TL.
13:00 Pera Müzesi- Sergi Gezelim
Aralık ayından Mart ortasına kadar devam edecek olan Bana Bak sergisi Pera Müze’sindeki ilk durağım oldu. ”la Caixa” Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan Portreler ve Diğer Kurmacalar sergisi portre severler için kaçırılmaması gereken bir seçki olmuş. Hemen ardından da yine Mart ortasına kadar devam edecek olan Louis Kahn’a Yeni/den Bakış sergisine devam ettim. 20. yüzyıl dünya mimarlığının önemli aktörlerinden, düşünür, sanatçı ve bir “mimarlık gurusu” olarak tanınan Louis I. Kahn’ın önemli yapılarına ve sanatsal çalışmalarına odaklanan sergi Cemal Emden’in Fotoğrafları oldukça etkileyici. Bütçe: Tam 20-Öğrenci 10 TL Ayrıca her Cuma 18:00 - 22:00 arası ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
14:00 Soho House İstanbul- Kahve
Soho House‘un İstanbul şubesine sadece üyeler girebilse de normal vatandaşımıza açık alanları da yok değil. Ben kahve içeceğim için The Allis’i tercih ettim. Hem de güzel bahçesi var. Sokaktan ayrılmıyorsunuz ama bir yandan da 1873 yılına ait binasıyla görkemli Palazzo Corpi manzarasını da izleyebiliyorsunuz. 
Mermerleri Venedik’ten getirtilen bu ana bina daha sonralarda bir süre ABD Konsolosluğu’na da ev sahipliği yapmış. Şimdi işe orada ben kahve içip, kitabımı okuyorum. Hayat garip. Allis’in öğleden sonraya kadar sarkan brunchları da var, bahçesinde kedileri de… Bütçe: 9 TL.
15:00 Hayata Sarıl Lokantası- Acıktım!
Biraz acıktım ve soluğu dayanışması yüksek bir mekanda aldım. Hayata Sarıl Derneğinin Hayata Sarıl Lokantası, evsizlere iş ve yemek imkanı sunuyor. Türkiye’de bir ilk olan Hayata Sarıl Lokantası, gündüzleri ziyaretçilerin ücretli olarak yemek yiyebileceği ve akşamları da evsizlere ücretsiz olarak yemek verileceği bir şekilde kurgulanmış. Ücretli yemek yiyen müşteriler, aynı zamanda “askıda menü” seçeneğiyle ek bağış da yapabiliyor. Yolunuz düşerse uğramayı unutmayın!
16:00 Müz -Alışveriş
İçimizdeki alışveriş aşkı sönmüyorsa illa ki bir dükkana gireceksek o Galatasaray Lisesi’nin arkasındaki Müz olmalı. İçeride çok güzel bir müzik var. Her yer yeşil terraiumlar, kaktüsler ve bitkilerden ilham alan takılar, aksesuarlarla dolu. Kendisine aşık ettiren kaktüsleri, aksesuarları ve takıları incelerken burnunuza da Petra Roasting Co.’nun nefis kahve kokuları gelecek. Kahveniz geldiyse burada da soluklanabilirsiniz. Ben Pokut Bulut isimli saksı ve kaktüsünü aldım. Bütçe: Her bütçeye uygun bir şeyler var aslında. Benimki 40 TL oldu.
17:00 Beyoğlu Sineması - Başka Sinema
Vizyonda pek güzel filmler var. 1989’da açılan Beyoğlu Sineması, İstiklal Caddesi'ndeki Halep Pasajı'nda yer alıyor. Ben daha çok Başka Sinema kapsamında listelenen filmler için geliyorum buraya. 
Fatih Akın’ın Altın Küre Ödülü kazanan, Oscar yarışındaki yeni filmi Paramparça’yı izledim. Program için bu linke tıklayabilirsiniz. Bütçe: Tam 16, Öğrenci 14.
20:00 Akşam Yemeği –Günü Batırmalık Meksika Restoranı Los Altos
Evet tam da başlıktaki gibi akşamüstü en zirve güzelliğine ulaşıyor Los Altos. Beyoğlu’nda pek lezzetli Meksika lezzetleri sunan mekânın kokteylleri lezzetleriyle yarışıyor. Ama manzarası birinciliği ikisine de bırakacak değil! Maya kültürüne göz kırpan dekorların arasında gelsin Taco’lar, gitsin tortilla cipsleri… Benim favorilerim Queso Fundido (erimiş peynir), Guacamole & Cips ve Ceviche oldu.
Bütçe: 70 TL.
22:00 Blues Dinleyelim
Nefes kesen bir canlı Blues performansı için Asmalı Mescit’teki Kumsaati Blues Club’a geldik. Buraya bir kez gelince sık sık geliyorsunuz. Hem samimi ortamı hem de performans grubu muazzam. Özellikle Cuma, Cumartesi akşamları saat 22’den 03’e kadar Blues dinleyebilirsiniz. Sıcak ve samimi bir ortamı olan mekanda zaman zaman konsept partiler de yapılıyor. Giriş ücretsiz. Ortalama Bütçe 40 TL.
Fotoğraflar: Sevda SERBEST
