Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Sera gazı emisyonlarını düşürecek büyük bir fırsat: Yeşil binalar

Zamanımızın çoğu binaların içinde geçmekte. Ekolojik olmayan binalar insanların ve gezegenimizin sağlığını temelden etkilemekte.

Hem yaşam kalitemizi artırmak, hem de doğayı korumak adına çevre dostu binalara çok ihtiyacımız var. Bu nedenle, birçok ülkede şu anda yasal bir zorunluluk haline gelen yeşil binalar Türkiye’de de yayılmak zorunda.

Yeşil bina, ormanlar katledilerek yeşillikler içinde yapılmış bina demek değil. Yeşil bina, etrafında otlar büyümüş ya da yeşile boyanmış bina ise hiç değil. William J. Clinton Vakfının C-40 adı verilen küresel ısınmayla mücadele için başlattığı girişim kapsamında Türkiye’ye atadığı yeni Direktörü Dr. Duygu Erten ile bu konuyu konuştum. Kendisi aynı zamanda Çevre Dostu Binalar Derneği’nin eş kurucusu. (www.cevredostubinalardernegi.org)

GÜN IŞIĞI VERİMİ ARTIRIYOR

Dr. Erten’e göre tasarımı ve inşası sırasında bazı özel standartlara uymakla beraber içinde yaşayanların çevreye olan negatif etkilerini büyük ölçüde azaltan binalara yeşil bina deniliyor. OECD’nin raporuna göre rastgele inşa edilen binalarda yaşayanlar, dünyadaki hammaddenin yüzde 30’unu, enerjinin yüzde 42’sini, elektriğin yüzde 70’ini, çeşme suyunun yüzde 12’sini kullanıp havayı kirleten, iklimi değiştiren gazların ve çöplerin de yüzde 40’ını üretiyor. Yeşil binalarda yaşayanların ise enerji faturaları yüzde 30, karbon salınımı yüzde 35, su kullanımı yüzde 30-50 ve çöp üretimi yüzde 50-90 daha düşük oluyor. Özetle yeşil binalarla önemli ölçüde su, enerji ve para tasarruf etmek, hava kirliliğini azaltmak, küresel iklim değişikliği ile mücadele etmek mümkün.

Yeşil binalar aynı zamanda yaşam kalitemizi de artırıyor. Öyle ki 2000 dersliği kapsayan bir araştırmaya göre, yeterli gün ışığı alan dersliklerde okuyan öğrenciler, az gün ışığı alan dersliklerde okuyanlara göre, matematikte yüzde 20, okuma oranında ise yüzde 26 daha ileride. Araştırmalar aynı zamanda çevre dostu inşa edilmiş okullarda okuyan çocukların daha az hastalandığını ve devamsızlık oranının düşük olduğunu gösteriyor. (www.healthyschools.org) Bu nedenle, birçok ülkede artık okulların yeşil bina olması yasal bir zorunluluk. Benzer şekilde, yeşil hastanede hastalar 2,5 gün erken taburcu oluyor. Yeşil ofislerde çalışanların üretkenliği yüzde 2-16 arasında artış gösteriyor.

HER SİTEYE "YEŞİL" DENEMEZ

Dr. Erten’e göre dünyanın son yıllarda karşılaştığı çevre sorunları her sektörü çevre konularında duyarlı çözümler aramaya itiyor. Doğal dengeye en fazla zarar veren sektörlerden biri de yapı sektörü. Bu nedenle, çevre dostu binalar, mümkün olduğu kadar doğal ışık kullanmaya gayret eden, ısıtma, iklimlendirme ve havalandırma sistemleri iç mekánın hava kalitesi göz önüne alınarak tasarlanan, buharlaşan organik bileşim çıkarımlarının düşük olduğu, asbest ve formaldehit içermeyen ve alerjik tepkilere neden olmayan malzemeler kullanılmış yapılar. Malzemeleri, tükenme tehlikesi altında olmayan ve uzaklardan taşınmayan yerel hammaddeleri kullanan üreticilerden seçiliyor.

Çevre dostu binalar inşa edilirken ilk dikkat edilecek konu arazi seçimidir. Tarım arazileri, tarihi alanlar, ekolojik olarak özel olan alanlar dışında araziler seçilmeli. Bu binalarda ısıtma, soğutma, havalandırma ve elektrik ihtiyaçlarının karşılanması için sürdürülebilir enerji çözümlerinden faydalanılıyor. Bahçesindeki ağaçlar ve bitkiler az su kullanan cinslerden seçilmiş ve yerlerde kullanılan betonun dahi inşaat artıklarından yapıldığı ekolojik binalardan söz ediyoruz. Özel yüzme havuzlu, lagünlü binalar ise asla yeşil ve sürdürülebilir binalar/projeler değildir.

Dünyada bu konulara duyarlı bir müşteri kitlesi oluşmaya başladı. Dahası birçok kamu kuruluşunun bu şekilde inşa edilmesi için uluslararası düzeyde yaptırımlar var. Aynı zamanda, çevre dostu bina inşa etmenin daha kolay iş alabilme, daha rafine müşteriyle çalışma gibi avantajları da var.

Görüldüğü gibi sanayileşmesini tamamlamaya çalışan ve Kyoto Protokolü’ne taraf olmanın arifesinde olan ülkemizin küresel iklim değişikliği ile mücadelesindeki başarısı, yeşil binaları da teşvik etmek gibi emisyonlarını azaltan aktif programlar yürütmesine bağlı.
Yazarın Tüm Yazıları