Senin dindarın benim dindarım

BİR bu eksikti!

Haberin Devamı

Diyanet İşleri Başkanlığı, “İzmir dindarlığı” diye bir kavram icat etti.
Beğenmediği için de, “İzmir dindarlığının irfan eksikliği var!” dedi.
Böylelikle, “makbul dindarlık”lar ve “makbul olmayan dindarlık”ların da var olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz!
Mesela Yozgat dindarlığı makbul, İzmir dindarlığı makbul değil.
Dindarlığın da fraksiyonlara ayrılacağını söyleseler inanmazdım.
Ama gerçek oldu işte.
Tabii ki asıl mesele, dindarlıkla ilgili değil, siyasetle ilgili.
Demek ki sadece İzmir değil, siyaseten iktidarı desteklemeyen bütün dindarlar “out”.
Hadi hayırlısı, bakalım daha neler göreceğiz!

Erkeklerden ne öğrendim?

-  “Prenses” olmadığımı.
-  Zannettiğim kadar “özel” de olmadığımı.
-  Bir erkek bana hissettiklerini, pekâlâ başkasına da hissedebilir.
-  Başkasından da heyecanlanabilir.
-  Her canlı, aldatılmayı tadacaktır. Ben de hayatımın bir döneminde nasibimi aldım.
-  Bu aldatma meselesinde, herkesin yalan söylediğini de öğrendim.
-  Kendim dahil.
-  Ama bunlar, “hayat dersi”. Ne kadar erken öğrenirsen, o kadar iyi.
-  Herkes kıçüstü yere oturuyor. Maharet, ayağa kalkabilmek. Çok pamuklar içinde sarılı büyürsen, zor ayağa kalkarsın. Ne kadar gerçekçi olursan, o kadar iyi.
-  Bir erkekle bütünleşebilmeyi de öğrendim.
-  Erkeklerin kadınlardan daha naif olduğunu da.
-  Sevişmeyi öğrendim.
-  Sevişirken özgür olmayı da.
-  Kıskançlığın ne kadar haz verebildiğini öğrendim.
-  Kıskançlığın hayatı ne kadar karartabildiğini de.
-  İşin içine seks girince, ilişkilerin nasıl değiştiğini öğrendim.
-  Yapış yapış olmamayı, insanlara özgürlük alanı bırakmayı da.
-  “Kendin olarak var olamazsan bittin sen kızım”ı da.
-  “Her seferinde orgazm olmasan da olur”u öğrendim, bazen başkası için de bir şey yapmak güzeldir.
-  Ama sekste hakkını aramayı da öğrendim.
-  Güven duygusunun her şeyin temeli olduğunu öğrendim.
-  Saygının da sevgi kadar değerli olduğunu.
-  Emek sarf etmediğin ilişkilerin ne kadar çabuk yıkılabileceğini.
-  Ölü bir aşkın dirilemeyeceğini.
-  Öpüşmekten hoşlanmadığın bir adamla, sevişmekten de hoşlanmayacağını öğrendim.
-  Aşkı korumanın yollarına kafayı yormak gerektiğini öğrendim.
-  Sekse ara vermemek gerektiğini de.
-  Seksin büyülü bir şey olduğunu.
-  Ama her şeyin de seks olmadığını.
-  Birlikte uyuyabilmenin de insanı mutlu edebileceğini öğrendim.
-  Çocuklu sevgililiğin farklı bir boyut olduğunu öğrendim.
-  Birlikte sarhoş olmanın güzel bir şey olduğunu.
-  Bir erkeğin en yakın arkadaşı olabilmenin de.
-  Sorumsuz bir adamın dünyanın en korkunç şeyi olduğunu öğrendim.
-  Erkekleri kıyaslamamak gerektiğini de.
-  İlişkilerin genellenemeyeceğini de.
-  Ve her türlü listeye çok fazla itibar etmemek gerektiğini de!

Haberin Devamı

Bir sevişmenin iyi olup olmadığını nasıl anlarsınız?

Haberin Devamı

BİR sürü insan, “Anlayamazsın!” diyecektir.
Bence yanılıyorlar.
Bal gibi anlarsınız.
Eğer bir sevişme bir kadın için iyiyse...
Bittikten sonra, mutlaka sizin için bir şey yapmak isteyecektir.
Parmak uçlarında koşup bir bardak su getirmek gibi.
Kahvaltı sofrasını hazırlamak, sevdiğiniz omleti yapmak gibi.
Gömleğinizi ütülemek gibi.
Üstünüzü örtmek gibi.
Omzunuzdan öpmek gibi.
Elinde olmadan, kendi yetenekleriyle sizin için özel bir şey yapmaya çalışacaktır.
Sizden aldığı “hediye”nin karşılığını vermek isteyecektir.
Ama eğer özel bir şey yapmıyorsa, sadece gülümsüyorsa, “Güzeldi!” diyorsa ve hemen hayata dahil oluyorsa, küt diye yataktan kalkıyorsa, küt diye duş alıyorsa...
O sevişme sıradandır.
Ama yanlış bir fikre kapılmayın, her sevişmenin de olağanüstü olmasına gerek yoktur!

Haberin Devamı

Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin sorunları mecliste

Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylerin sorunlarının tespiti, nedenleri ve çözüm önerileriyle ilgili Meclis’e araştırma önergesi verdi.
“Benim Çocuğum” belgeselinin Meclis’te gösterilmesi için de girişimde bulundu.
Son zamanlarda heyecanla okuduğum haberlerden biriydi.
Hayal ettim tabii, milletvekilleri oturmuşlar, insanı ağlatan o tanıklıkları izliyorlar.
LGBT bireylerinin ve ailelerinin neler yaşadığını, neler çektiğini, nasıl belalı sorunları aşmak zorunda kaldıklarını görüyorlar.
Bence muhteşem olur da...
Gerçek olur mu bilemiyorum!
Olmasını diliyorum...
Geniş kapsamlı önergeden kısa bir özet çıkaracak olursak:
-  Nefret suçlarının gün geçtikçe arttığı ülkemizde, bunun en büyük mağduru olan LGBT bireyler, siyaset kurumları tarafından günümüze kadar görmezden gelindi.
-  Onların ve ailelerinin, çevreleriyle yaşadıkları sorunlar, çalışma hayatında karşılaştıkları ayrımcılık, toplum ya da güvenlik güçleri tarafından maruz kaldıkları cinsel taciz ve şiddet olaylarının araştırılması son derece önemli.
-  Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireylere yönelik ayrımcı, inkârcı ve ötekileştirici politikalar devam ediyor.
-  Kimliklerinden dolayı maruz kaldıkları ayrımcılık, yaşamlarının her boyutunda karşılarına çıkıyor. Çalışma hayatında uğradıkları mobbing; aileleri, toplum ve güvenlik güçleriyle iletişimde karşılaştıkları ötekileştirme ve şiddet, T.C. vatandaşı olarak oy kullanmalarına rağmen kendilerine yönelik siyaset üretilmemesi, siyaseten yok sayılma gibi sorunların tespiti, nedenlerin araştırılması ve bu sorunlara çözüm önerileri getirilmesi için acilen bir meclis araştırması yapılması gerekiyor.
Binnaz Toprak’ı tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.
Son derece haklı.
Çabalarının boşa çıkmaması dileğiyle...

Yazarın Tüm Yazıları