Savaş tamtamları çalmak kolay

"GELİN Kuzey Irak’ta petrolü siz arayın, bulduğunuz petrolü paylaşalım."

Daha bir buçuk yıl önce, Barzani çok özel kanallarla, Türkiye’ye bu öneriyi getiriyor. Bununla kalmıyor, Türkiye ile iyi diyalog geliştirme amacıyla, davet üstüne davet gönderiyor.

Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Cumhurbaşkanı seçildiğinde, Abdullah Gül’e elden verilmesi kaydıyla, kutlama mesajı gönderiyor. O davetlere ve mesaja, biz pek itibar etmiyoruz.

Gerek Talabani, gerek Barzani, Türkiye’den gidenlere, sürekli olarak, "Biz Türkiye ile iyi geçinmek istiyoruz, bizim için önemli olan Türkiye’nin dostluğudur" diyor. Bunlar ilk anda basma kalıp sözler. Ancak, devamı daha ilgi çekici:

"Bu iş silahla çözülmez. PKK bize de zarar veriyor. Kürt sorununu Türkiye kendi koşullarında demokratik olarak çözüme kavuşturmalı."

Bir buçuk önce söylenen sözler böyle.

HAKLIYIZ

Arada ne oluyor da, Talabani daha makul, Barzani daha saldırgan, hepimizi çileden çıkartan tutum sergiliyor?

İkisi de, Kürt olarak, kendi halkıyla PKK arasında sıkışıyor. Kendi halkı, PKK’ya sempati besliyor. Yönetici olarak, Talabani ve Barzani ise, gidişin çıkmaz yol olduğunun farkında. Ne var ki, kendi halkına ters düşemiyor.

Bu onların sorunu. Ve bizim teröre karşı verdiğimiz mücadeleye yararı yok. Tersine, Türkiye’de dalgaların her geçen gün biraz daha kabarması, onların PKK’yı savunmalarından dolayı.

O nedenle, şimdi hepimiz Barzani ve Talabani’ye diş gıcırdatıyoruz. Haklıyız.

ATEŞİN ORTASI

Hepimiz öfkeliyiz. Haklıyız. Hepimizin canı artık burnundan geliyor. Haklıyız. Hepimiz, her gün vuruluyoruz, sabrımız taşıyor. Haklıyız. F-16’lar, tanklar, toplar yolda. Savaş tamtamları çalıyoruz.

Savaş... Bu o kadar kolay mı?

Herkes birbirini gaza getiriyor. CHP ve MHP savaş çığırtkanlığında birbiriyle yarışıyor. Bazı illerimizdeki mitingler, savaşı iyiden iyiye pompalıyor. Topluma, "başka yolu yok, artık savaş" fikrini şırınga eden edene. Herkes kahraman.

Oysa savaş, tarihin hiç bir döneminde ve hiç bir coğrafyada en iyi çözüm değil. Bugün geldiğimiz, geri dönülmez gibi görünen yolda, savaşı hala önleyecek, ama bizi terör belasından da kurtaracak çözümler olduğuna inanıyorum.

Türkiye’nin Kuzey Irak harekatı, Kuzey Irak’la sınırlı kalmayacak. Bırakın ABD şöyle der, AB böyle yapar hesaplarını, daha vahimi, kendimizi bir anda, bölgeyi saran ateşin ortasında bulmamız işten değil. Zincirleme reaksiyon.

SON BİR DENEME

Bize ters gelen onca tutum ve sözlerine rağmen, o öyle dedi, ben onun canına okurum, takıntılarına kapılmadan, Talabani ve hatta Barzani ile diyalog kurulmasını son bir kez daha denemekte yarar var.

Türkiye’nin gücünü her ikisi de biliyor. Kuzey Irak’ta bir savaş, önce onların başına patlar. Amerikan işgali Irak’ı kana buluyor.

Türkiye’nin harekatı, orayı her açıdan on yıl geriye götürür.

Zaten bunun farkında olarak, Talabani, ""PKK ateş kesti" diyor. Demek, istediklerinde PKK’yı hizaya getirebiliyor. Demek, onlarla diyalogda yarar var.

Medyanın, sivil toplum örgütlerinin, yöneticilerin toplumun acılarını körükleyen açıklamalardan vazgeçerek, savaş tamtamlarına ara vermeleri, hepimizin ortak çıkarı.

Avukat: Mehmet Şimşek’in İngiliz pasaportu bakanlığa engel değil

ON gün kadar önce Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in Türk ve İngiliz vatandaşlığını eleştiren bir yazı yazıyorum.

Şimşek’in avukatı Sedat Saruhan, bu yazıyı gerçeğe aykırı buluyor ve bir açıklama gönderiyor. Basın ilkeleri gereği açıklamayı yayınlıyorum.

"Müvekkilim İngiliz vatandaşı olduğunu gizlemiş değildir. 26.07.2006 günü 2422 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla izin almış ve bu kamu oyuna duyurulmuştur. Türk vatandaşının, Türk vatandaşlığı yanında, başka bir ülke pasaportunu usulüne uygun olarak alması, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı olmayıp, milletvekili ve bakan olmasına da engel değildir.

Çeşitli uluslararası görevleri sırasında Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ülkelerine sık sık seyahat etmesi gereken müvekkilim Türk pasaportu ile vize almakta sorunlar yaşamış ve gereksiz mülakatlara katılmak zorunda kalmıştır. Müvekkilim tamamen hızlı seyahat edebilme gibi pratik bir gerekçe ile İngiliz vatandaşlığına başvurmuştur.

Kaldı ki, devlet politikamız gereği, Türk vatandaşlarının yurt dışında baskı gurupları oluşturabilmesi ve bulunduğu devlet nezdinde siyasi ve sosyal hayatta yer bulabilmesi için çifte vatandaşlık teşvik edilmektedir. Bu yüzden, her kesimden bir çok Türk vatandaşı çifte pasaport sahibidir."
Yazarın Tüm Yazıları