Rüyalar gerçek olsa

Pakize SUDA
Haberin Devamı

Rüya görmeyeniniz var mı? ‘‘Var’’ diyenin çıkacağını sanmıyorum. Uyandığımız zaman ‘‘Ah! Keşke’’ dedirten, bazen da kabusa dönen rüyalarınız... Rüya, bildiğiniz gibi ‘‘gerçekleşmesi olanaksız durum’’ demek. Bu tariften yola çıkarsak, bazı kişilerin rüya görmeleri için uyumalarına gerek yok; tıpkı aşağıdakiler gibi.

M. YILMAZ'IN RÜYASI

Yer: Şehirlerden bir şehir, meydanlardan bir meydan

Zaman: Genel seçim öncesi

Olay: Erkekli kadınlı mahşeri, hani ‘‘iğne atsan yere düşmez‘‘ dedikleri cinsten, kürsüde kendilerine hitap etmekte olan T. Çiller'i dinlemekteler. Her cümleden sonra alkıştan yer gök inliyor. Buraya kadar M. Yılmaz için kabus bölümüydü. Şimdi rüyayı rüya yapan kısma geçiyoruz. Birden T.Çiller'in dedikleri netlik kazanıyor. O da ne? ‘‘Sevgili vatandaşlarım bu bacınızın oyu ANAP'ındır. Gelin hepiniz birlik olalım, M. Yılmaz'ın etrafında toplanalım. ’’

T. ÇİLLER'İN RÜYASI

Yer: Çankaya Köşkü

Zaman: Genel Seçim sonrası

Olay: Oylar sayılmış, tasnif edilmiş, DYP'nin oyların %200'ünü aldığı ortaya çıkmış. İnsanlar ‘‘size duyduğumuz güven ve sevgiyi anlatmaya bir oy yetmez’’ diyerek mükerrer oy kullanmışlar. Bu durumda T.Çiller'e bir değil, iki hükümet birden kurma görevi veriliyor. Biri devlet işleri, biri de özel işleri için.

D.BAYKAL'IN RÜYASI

Yer: Genel Parti Merkezi

Zaman: Herhangi bir zaman

Olay: Partiye yeni katılacak olan biri erkek iki kişi için tören düzenlenmiş. Kadın, kahverengi düz saçlı, ince yapılı, sade giyimli; erkek, gözlüklü, bıyıklı, avurtları çökük, günün mana ve ehemmiyetine uygun bir konuşma yapıyor: ‘‘Ben ve eşim bundan böyle Sayın Baykal'ın partisinde görev almaktan onur duyacağız. Teşekkür ederiz.’’

K.EVREN'İN RÜYASI

Yer: Marmaris- Armutalan'da bir ev.

Zaman: Herhangi bir zaman.

Olay: Ankara'dan gelen bir heyet K.Evren'e üstün hizmet madalyası takıyor. Heyet sözcüsü konuşma yapıyor: ‘‘Değerli büyüğümüz, bildiğiniz gibi aradan 19 yıl geçmesine rağmen sizin yaptığınızı yapacak cesaret ve yetenekte biri hala çıkmamıştır. Bu rakipsizliğinizden dolayı bir madalyayla ödüllendirilmeniz ve adının ‘‘Son Darbeci’’ olması düşünülen bir filmle ölümsüzleştirilmeniz uygun görülmüştür.’’

S.SABANCI'NIN RÜYASI

Yer: Kapıkule Sınır Kapısı

Zaman: Herhangi bir zaman

Olay: Türkiye'ye giriş yapanlar şöyle bir yazıyla karşılaşıyorlar. ‘‘TÜRKSA'YA HOŞGELDİNİZ.’’

H.AVŞAR'IN DÜŞÜ

Yer: H.AVŞAR'ın evinin önü

Zaman: Her zaman

Olay: Binlerce erkek ortalığı miting alanına döndürmüşler; Hülya Hanım balkondan yüzünde mağrur bir ifadeyle bu muhteşem manzarayı seyrediyor. kalabalık hep bir ağızdan ‘‘Dünyada tek kadın sensin, başka kadın yok’’ diye bağırıyorlar. (Bu aslında bütün kadınların rüyasıdır.)

A. PEKKAN’IN RÜYASI

Yer: A. Pekkan’ın evinin kapısı.

Zaman: Herhangi bir zaman.

Olay: Kapı çalınıyor, Ajda Hanım kapıyı açıyor; ellerinde neşterleriyle dünyanın en ünlü estetik cerrahları kapıya dizilmişler: ‘‘Bir emriniz var mı?’’ diye soruyorlar.

S. CAN’IN RÜYASI

Yer: S. Can’ın evinin kapısı.

Zaman: Herhangi bir zaman.

Olay: S. Can kapıyı aralamış, bir adamla konuşuyor. Adam eliyle yola dizilmiş olan TIR filosunu göstererek ‘‘Yeni evlerinizin tapularını getirdik Sibel Hanım’’ diyor.

M. KIRMIZIGÜL’ÜN RÜYASI

Yer: Büyük bir konser salonu.

Zaman: Herhangi bir zaman.

Olay: M. Kırmızıgül sahnede yanık yanık okuyor, seyirciler huşu içinde dinliyorlar. Mahsun’a kalabalık bir saz heyeti ve vokal grubu eşlik ediyor. Vokalistler bir ellerini öteki ellerinin üzerine koymuş, gözleri solistlerinde bekliyorlar. Mahsun’un bir hareketiyle başladıkları eşliğe başka bir hareketiyle son veriyorlar. Ve bu vokalistlerden birinin ismi İ. TATLISES.

BİLMEM KAÇ YÜZ TANE TV KANALININ GENEL MÜDÜRLERİNİN ORTAK RÜYASI

Yer: Genel müdürün odası.

Zaman: En kısa zaman, mümkünse hemen yarın.

Olay: Genel müdürün odasına elinde dosyalarla reklam müdürü giriyor. Maruzatı şu: ‘‘Beyefendi, program müdürüne bir talimat verseniz de bütün programları yayından kaldırsa, elimde bugün yayınlanması gereken tam 24 saat sürecek reklam filmi var efendim.’’

HAKAN ŞÜKÜR’ÜN RÜYASI

Bu rüya biraz karışık. H. Şükür, Galatasaray, Juventus, H. Şükür’ün babası bir rüya koalisyonu yapmışlar adeta.

Yer: Her yer.

Zaman: Çeşitli.

Olay: Yöneticiler Hakan’ı arkasından ite kaka uçağa bindirirlerken bir yandan da ‘‘Gitme kal’’ diyorlar. Hakan da o sırada ‘‘İtmeyin yahu’’ diye bağırırken bir taraftan da ‘‘Gidicem işte’’ diyor. Juventus aslında Türk takımıymış, ama Torino’ya yerleşmiş. Maçların ilk yarısını İstanbul’da ikinci yarısını Torino’da oynuyormuş. Bu arada ortaya Hakan’ın babası çıkıyor, elinde içi para dolu çantayı Hakan’ın kafasına vuruyor, paralar etrafa saçılıyor. Birden Mesut Yılmaz beliriyor; boynunda Sakaryaspor’un atkısı. Hakan’a ‘‘Gittiğine çok sevindim, kalsaydın iyi olurdu’’ gibi bir şeyler söylüyor. Bu rüya Hakan silkinip uyanana kadar böyle saçma sapan devam ediyor.

Mış-muş köşesi...

Cindoruk ‘‘Erez’le evleniyoruz’’ demiş.

İyi de yasalar buna uygun değil, birinizden birinin bıçak altına yatması gerekiyor.

Ajda Pekkan, ‘‘Tanrım beni baştan yarat’’ demiş.

Kendisi yıllarca uğraştı, didindi; baktı olmuyor, işi Allah’a havale etti.

Türkler antipati güzelişmiş.

Antipatinin güzeli mi olur? Bizim medyada illa her şer’den bir hayır doğuracak.

Yeşim Salkım ‘‘Namazında niyazında bir şarkıcıyım’’ demiş.

Yeşim, kasetine İslamcı kesimden ‘‘alıcı’’ arıyor galiba. Politikacıların böyle hedefleri olur da sanatçıların olamaz mı yani?

Philips ‘‘Türkiye enflasyonla evli’’ demiş.

Katolik değiliz ya; evlendiğimiz gibi boşanmayı da biliriz.

İzmit’te pisti olmayan havaalanına terminal yapılmış.

İyi olmuş; pist yapılana kadar yolcular nerede bekleyeceklerdi?

Seren Serengil ‘‘Bu dünyanın kadını değilim’’ demiş.

Yavrucuğum! Bu açılıp saçılmayla öteki dünyada işin zor; sen en iyisi burada kal.

Yılmaz ‘‘Devalüsyon isteyenler cahildir’’ demiş.

Doğru. ‘‘Deva’’ ile başlıyor ya; dertlerine deva olacak zannediyorlar, cahiller.



Yazarın Tüm Yazıları