Rock Hudson neyi, niye saklamıştı

İki hafta önce Kelebek’te "Eşcinsel köşe yazarları cinsiyetlerini açıklasın" diye bir yazı yazdım. Düşünme, yazma ve anlama yeteneğine her zaman saygı duyduğum Hıncal Uluç yazımın "özünü" anlayıp görüşlerimi destekledi. Tartışma tahmin ettiğimden çok daha hızlı bir şekilde devam ediyor. Biteceğe de benzemiyor.

Haberin Devamı

Bu arada orijinali 2004 yılında basılan, Paul Russel’ın "The Gay 100" kitabı, "En Etkin 100 Eşcinsel" ismiyle Neden Kitap’tan çıktı. Russel’ın listesinde kimler var kimler: Sokrates, Sappho, Oscar Wilde, Walt Whitman, Virginia Woolf, Leanordo da Vinci, William Shakespeare, Andre Gide, Emily Dickinson, Marcel Proust, Michel Foucault, Andy Warhol, Tenessee Williams, Florence Nightingale, Francis Bacon, Büyük İskender, Freddie Mercury, Madonna, Rudolf Nurayev ve Rock Hudson. 1985 yılında Rock Hudson’ın eşcinsel olduğunu öğrendiğimde birçok seveni gibi ben de kendimi "aldatılmış" hissetmiştim. Bakın Paul Russel, Rock Hudson’ın "eşcinselliğini nasıl gizlediğini ve yaşadığı acıları" nasıl anlatıyor: "Rock Hudson, Roy Scherer Jr. olarak 17 Kasım 1925’te, Illinois Winnetka’da doğdu. Babası otomobil tamircisi (oto tamiri, oto sanayi deyince birden, önüne gelen taşralı diyen bir köşe yazarını anımsıyor gibi oldum. Kimdi o ya?), annesi santral memuresiydi. Ekonomik buhran sırasında babası işini yitirdi ve ailesini terk etti. Annesi yeniden evlendi ve Roy, üvey babasının soyadı olan Fitzgerald’ı kullanmaya başladı.ROMANTİK KAHRAMAN1944’te Roy Fitzgerald, deniz kuvvetlerine katıldı ve Filipinler’de uçak tamircisi olarak çalıştı. Savaştan sonra çeşitli işler denedi. Piyano hamallığı, elektrikli süpürge satıcılığı, kamyon şoförlüğü yaptı. Ama bütün tutkusu aktör olmaktı. 1948’de azimli menajeri Henry Willson sayesinde, Fighter Squadron (Hücum Bölüğü) filminde küçük bir rol kapabildi. Hudson’ın ilk büyük çıkışı 1954’te Magnificent Obsession’da, (1954, Muhteşem Tutku) Jane Wyman’ın karşısında oynadığı zaman gerçekleşti. Bir doksan boyu, koyu renk gözleri ve boğuk sesiyle Rock Hudson, romantik kahraman simgesiydi. 1950’lerdeki yükselişi de bu tip rollerle olmuştur. Ona Akademi Ödülü adaylığı kazandıran Giant (1956, Rüzgárda Yazılı) ve Tarnished Angels (1957, Kararmış Melekler).1959’da Doris Day’le birlikte çevirdiği Pillow Talk’la (Yastık Sohbeti) kariyeri sürpriz bir biçimde ilerleyecekti. Eleştirmenler, Hudson’ın espri anlayışını ve zamanlamasını göklere çıkardılar ve ardından başka komediler geldi: Lover Come Back (1961, Geri Dön Sevgilim), Man’s Favorite Sport (1963, Erkeğin En Sevdiği Spor) ve Send Me No Flowers (1964, Bana Çiçek Yollama). Hudson toplam olarak altmış iki film çevirdi. Ayrıca 1970’lerde McMillan and Wife (McMillan ve Karısı), 1980’lerde de Dynasty (Hanedan) adlı dizilerde rol aldı.Tüm bu süre boyunca halktan özenle gizlenen şey ise Rock Hudson’ın homoseksüelliğiydi. Ellili yılların ortalarında dedikodular yayılmaya başlayınca, Hudson’ın menajeri, onu, sekreteri Phyllis Gates’le evlendirdi. Önceden tahmin edileceği üzere, üç yıl içinde evlilik parçalandı ve Hudson erkeklerle olan gizli ilişkilerine devam etti.1985 yılının Temmuz ayında, Paris’teyken, Hudson, Ritz Oteli’nin lobisinde kendinden geçti ve Amerikan Hastanesi’ne kaldırıldı. Anlatılan yasal öykü, Hudson’ın karaciğer kanseri olduğuydu. Ama sonradan, Paris’te, deneysel bir AIDS tedavisi gördüğü haberi yayıldı. Haber birçok insanı derinden sarstı. O zamana kadar binlerce kişi AIDS’ten ölmüş olmasına karşın, Hudson, kamuoyunda salgın tehdidini akıllara yerleştiren ilk vakaydı. AŞAĞILAMAYA DEVAMEtki iki anlamda oldu: Birincisi, hiç kimse AIDS’e karşı bağışıklı değildi; ikincisi, bununla bağlantılı olarak, eğer kadınların yüreğini hoplatan erkeksi Rock Hudson bile eşcinselse, kim eşcinsel olmazdı ki? Her şey çok kafa karıştırıcı, korkutucu ve üzücüydü. Gazeteler bir takıntı halinde, Hudson’ın daha önceki yakışıklı ve erkeksi imajı ve son fotoğraflarındaki sıska, çökmüş ve hastalığın harap ettiği arasındaki kontrastı veriyorlardı. Hudson, 2 Ekim 1985’te, Kaliforniya, Beverly Hills’te öldü.Rock Hudson yaşamını, cinselliğini tüm dünyadan saklamakla geçirdi. Buna karşın, insanlığa olan etkisi aynı cinselliğin, hastalığı yoluyla, korkunç bir biçimde açığa çıkmasıyla gerçekleşti. İşte kapalı kapılar ardında yaşamanın intikamı: Hudson tüm yaşamı boyunca cinselliğini insanlardan sakladı, gizledi; ama ölümü çok aleni biçimde cinselliği üzerinden oldu!"Batılı ülkelerde eşcinseller Rock Hudson’ın yaşadığı acıları artık daha az yaşıyorlar. Kamusal alanda daha fazla kabul görüyorlar. Biz ise eşcinselleri aşağılamaya devam ediyoruz. İnsanları acılarla, suçluluk duygusuyla, gizli bir şekilde yaşatmaya, hayranlarını, eşlerini, dostlarını, okuyucularını "aldatılmışlık" duygusuyla kahretmeye hakkımız var mı? Kesinlikle yok.(*) Paul Russel, Dünya Tarihinde En Etkin Eşcinsel, Neden Kitap, Haziran 2006Bu yazın en iyi albümü Cool KadınAjda Pekkan durdu durdu, pop müzik piyasasını derinden salladı. Yılların "Cool Kadın"ı yaptı "Cool Kadın"lığını, hem kendinin son yıllardaki, hem de bu yazın en iyi albümünü çıkardı. Vitrin, Cool Kadın, Tufan, Amazon ritmi ve sözleri çok güzel, hızlı parçalar. Bu parçalarda Ajda’nın her zaman bilinen ses rengini görmek mümkün. Ama Zülfü Livaneli’nin bestesi Sevdalı Başım’da Ajda’yı dinlemek farklı ve büyük keyif. Sonra bir Mucize var ki, acayip "cool" bir şekilde yorumlanmış, derinden yaralıyor. Öldür Ama Aldatma, Spente Le Stelle, Kaderimin Oyunu, Olanlar Oldu Bana, tanıdık şarkıları Ajda yorumuyla dinlemeyi sağlıyor ve albümü tadından yenmez hale getiriyor. Özeti, Ajda Pekkan "Cool Kadın"la her yaştan insanla yeniden aşk tazelemeyi başarıyor ve kim ne derse desin "süperstar"lığını hálá başarıyla sürdürüyor.

Yazarın Tüm Yazıları