Ressam padişahın desen defteri

Sultan Abdülaziz hem Türk hem Batı müziği bestekárı olmasının yanısıra bir de ressamdı. Hükümdarın bugün Türkiye'de tek bir tablosu bulunmuyor ama onun elinden çıkma 67 adet çizimin yeraldığı bir desen defteri Polonya'da, Krakov Ulusal Müzesi'nde saklanıyor.

Sanat, Osmanlı hanedanında bir aile geleneği gibiydi ve birçok padişah sanatın çeşitli dallarında üstadlık derecesine gelmişti.

Meselá Kanuni Süleyman kuyumcu, İkinci Abdülhamid büyük bir ince marangoz, İkinci Mahmud zamanının en büyük hattatlarından biri, Üçüncü Selim çok seçkin bir bestekárdı.

Bazı padişahlar ise sanatın bir değil, birkaç dalıyla uğraşırlardı. Sultan Abdülaziz bunlardan biriydi ve bestekárlığının yanısıra ressamdı. Hem Türk hem Batı müziğiyle ilgilenmişti ve bu ilgisi her iki musikide de bestekárlık edecek seviyedeydi. Türk Müziği'nin en meşhur oyun havalarından biri Sultan Abdüláziz'in imzasını taşır ve 'Valse Davet' isimli orkestra eseri nadir de konser salonlarında icra edilir.

Bugün Türkiye'deki müzelerde Abdülaziz'e ait maalesef tek bir tablo bile bulunmuyor ama hükümdarın bir desen defteri Polonya'da, Krakov Ulusal Müzesi'nde saklanıyor.

Defterde, Abdülaziz'in elinden çıkma 67 adet çizim ile üç sayfa elyazısı var. Hükümdar genellikle gemi ve deniz savaşı çizimlerinin yeraldığı defteri o senelerde İstanbul'da saray ressamlığı yapan Polonyalı sanatkár Stanislaw Chlebowski'ye vermiş. Abdüláziz çizimlerin tamamını kırmızı mürekkeple filigranlı káğıda yapmış, resimler daha sonra kartonlara yapıştırılıp albüm haline getirilmiş. 1914'e kadar Chlebowski'nin ailesinde kalan defter daha sonra başkalarının eline geçmiş, 1971'de Krakov Ulusal Müzesi tarafından satın alınmış.

Abdülaziz'in albümdeki desenleri, resim uzmanlarına göre hükümdarın savaş konusunu çok iyi bildiğini, savaşın ez kızıştığı anlarda askerleri, atları ve bütün bir bölüğü bir an için dondurabilme yeteneğine sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

Abdülaziz 1876'da tahtından indirildikten sonra intihar süsü verilip öldürüldü. Türk resim tarihine tam olarak geçemedi ama kendisi gibi ressam olan oğlu Şehzade Abdülmecid yahut daha bilinen unvanıyla 'Halife Abdülmecid Efendi' bugün modern Türk resminin kurucularından kabul ediliyor.

Reşat Ekrem'le HOŞ SOHBETLER


Bidest kátip

'Bidest' yani 'elsiz' kátip, 19. asırda yaşadı. İki kolu dirseklerinden kesik olarak doğmuş, tahsil çağına bastığında son derece zeki olduğu anlaşılmış. Bir sanata giremeyeceği için okumuş, yazıyı da ayakları ile yazmayı öğrenmiş. Sağ ayağının baş ve ikinci parmakları arasına sıkıştırılan bir kalemle hattatlarınki gibi olmasa bile okunaklı ve güzel bir yazı yazarmış. 1838'de 14 yaşında iken İkincş Mahmud'un huzuruna çıkartmışlar, huzurda iki ayağı ile yazı yazmış, 200 altın ihsan almış ve resmi dairelerden birine tayin edilmiş. Kalemden çıkacak olan müsveddeleri ayağı ile o yazarmış. Bidest kátip, Tanzimat'ın önde gelen isimlerinden Keçecizade Fuad Paşa'nın her nedense sinirine dokunmuş ve vazifesinden atılmış idi. 1894'te, 70 yaşlarında iken vefat etti.
Yazarın Tüm Yazıları