Pekâlâ, o halde ben de cevap veriyorum

“Ayşe Hanım selam,

Ayşe Arman’ın bugünkü yazısını okudunuz mu bilmiyorum, okurlarından gelen cesur soruları büyük bir samimiyetle cevaplamış.

Size de elbet bu tarz sorular geliyordur ya da sizi rahatsız edecek ve kızdıracak sorular diyeyim. Siz de aynı şeyi yapıp cesurca sinir olduğunuz soruları cevaplayıp sayfanıza koysanıza diyeceğim sonra da ekleyeceğim; nerdeeeee sizde o cesaret, hahahah...

Adana’dan Sefa”

Cevap: “Sefa, bugün üzerimde bir sakinlik var, sanırım dün gece pasiflorayı biraz fazla kaçırmışım o nedenle istememe rağmen seninle dalaşamayacağım. Fikrini tuttum yarınki yazımı oku.

İstanbul’dan Ayşe”

Sefa’yı kırmıyor, sizden gelen soruları cevaplıyorum, buyurun.

1) Sanırım bundan bir ay önceydi seni televizyonda gördüm; burnun hokka, dudaklarının Angelina ayarına gelmesine az kalmış, kaşların desen almışlar başlarını gidiyorlar; az kalmış saçlarının içinden çıkacaklar.

Saç demişken onlar da gördüğüme göre belinde, ha elmacık kemikleri bu kadar fırlak bir Michael Jackson vardı, o da göçtü gitti. Uzun lafın kısası bu surat için kaç para harcadın? Ben de yaptıracağım da...

Cevap: Ne sen sor, ne ben söyleyeyim. Tüm servetimi suratıma yatırdım. Hatta şu sıralar gıdım ve göbeğimdeki yağları aldırmak istediğimden bir bankaya kredi talebinde bulundum. Senin anlayacağın benim doktor biraz pahallı ama işinin hakkını veriyor, bence estetik konusunda adam bir numara. Gerçi bu aralar biraz sinirimi hoplatıyor; ne zaman muayenehanesine gitsem; “Hoşgeldin benim yarattığım güzellik” diye karşılıyor, fazla olmaya başladı yani.

2) Veli gerçek mi, sen neden bu adama yüz vermiyorsun be kadın, salak mısın?

Cevap: Ay veriyorum veriyorum da nazar değer diye hepsini yazmıyorum. Erkek milletine üç gün yüz verip bir gün vermeyeceksin şekerim.

Ayrıca sürekli şaşalı şeyleri sevmiyorum, hani arada güzel de her zaman olunca bayıyor. Bak daha beş dakika önce kapıştık telefonda. Neymiş uçağını cuma için hazırlatıyormuş; hafta sonu Nis, Can, Montecarlo yapacakmışız. Ya hu bana sordun mu kardeşim? Çok kızdım; “Al o uçağını, bip bip” dedim telefonu suratına kapattım. (Ya hu inanın artık; Veli gerçek!)

3) Hiç seks yazmıyorsun, tahminimce ya frijitsin ya da libidon yerlerde sürünüyor.

Cevap: Bir kadının duygularıyla bu kadar da oynanmaz ama bazı gerçekleri insanların suratına suratına vurmayı doğru bulmuyorum. Bende ikisi de var ama bu bir gün senin de başına gelebilir ve umarım gelir! Oldu mu canım?

4) Yakışıklı spor hocana ne oldu?

Cevap: Hiç sorma, kaç seferdir dersleri iptal ediyor. Ben de sinir yaptım; geçen gün spor salonunu bastım. Ay ne göreyim; yanında 40 kiloluk vücuduna yağ girmemiş, sarışın bir fıstık! Aldatıldım yani, adam taş hatunu bulunca benim yağları eliyle bir kenara itiverdi.

5) Kızın boyunu aşıp güzelleşti diye depresyona girdin mi?

Cevap: Soruya bak! İnsan evladı güzelleşince mutlu olur ama bir itiraf istersen; arada sinirim bozuluyor. Çünkü aynı babasının kopyası. Benim eski kocanın peruklu hali evde yani, bazen tırsmıyor değilim ama adam da yakışıklıydı be. Bak şimdi aklıma getirdin, kulakları çınlasın.

6) Eski kocanın yeni sevgilisini eline geçirsen ne yaparsın?

Cevap: Alır önüme konuşurum; “Aman evladım” der, adamın huyunu suyunu anlatırım, yarın öbür gün üzülmesin diye. Evladım demem; muhtemelen 20’li yaşlarda olacağından eh, anası yaşında sayılırım.

7) Eski evinden kaktüsleri çalmayı düşündün mü?

Cevap: Hahah kaktüsle kalsam iyi, okaliptüs ağacını ve palmiyeyi de aşağı indireceğim de adamın tatile çıkmasını bekliyorum. Neyse ki çok beklemeyeceğim kısmetse cumartesi Antalya’ya golfe gidiyor, benim de ekipman hazır. (Allah’tan adam beni okumuyor.)

8) Vücudunda bu kadar ameliyat izi var, bir adamla tanışırken falan kompleks yapmıyor musun? Ya adam görünce korkup kaçarsa demiyor musun?

Cevap: Yoo geçirdiğim her ameliyatı, başıma gelen her haltı adama en duygusal halimle, gözlerimde birikmiş, akmaya beş kalmış yaşlarla anlatıyorum.

Güzel yazabildiğim gibi, güzel de konuşuyorum ve adamdan beklenen cevabı alıp rahatlıyorum;

“Ay canımsın sen ya, neler geçirmişsin güzel kadın, ben senin o dikiş izlerini öperim, hepsinde ayrı bir yaşanmışlık ve tecrübe var kıyamam ya”

9) Bu Veli salak mı, adama neler ediyorsun yine de peşini bırakmıyor? Bu kadar servete, bu kadar sürprize ne hatunlar bulur; niye illa sen?

Cevap: Uçak olayından ötürü kavgalı olmasak arayıp soracağım ama olmaz; en az ki gün trip atmam lazım. Bir ara sorup sana cevabını yazarım, ayrıca benim gibi kadın bırakılır mı kardeşim? Bir daha nereden bulacak benim kadar adrenalin yükleyen bir deliyi? (Allah’tan Veli de okumuyor beni, çünkü okuyunca sinirleniyormuş; eh ne yapayım ben bir yazarım)

10) Evde tüm yemekleri ben yaparım diyorsun, kendini adeta gurme ilan ediyorsun; inanayım mı?

Cevap: Ivanka’nın cebini vereyim; ara, sor. Her gün yemek yapmanın nesi bu kadar inanılmaz ve şaşırtıcı ki? Bu ülkede milyonlarca kadın her gün yemek yapıyor, benim eksiğim, fazlam ne onu anlayamadım. (Arada yaz, tarif sor; zevkle veririm şekerim)

Tam son soruyu cevaplarken kapı çaldı, yine çiçek yine Veli’den ama bu sefer tek bir kırmızı gül, üzerinde; “Gel barışalım” yazıyor. Haha tuttum bu tek gülü, galiba benimki hizaya geliyor.

Not: Size bir sürpriz; artık arada bir röportaj da yapacağım, hem sayfamdan okuyacaksınız hem de röportajın videosunu talk show tadında hurriyet.com.tr’den video olarak izleyebileceksiniz.

İlk röportaj, benim ilk röportajımı verdiğim ve çok sevdiğim Ayşe Arman’la, bekleyin sevgili okur dostlarım.