Partiye gelenlerin sadece ceketini değil cep telefonunu da alın

İki Alman fizikçi oturup şu konu üzerine kafa patlatmışlar: Büyük bir kentin çeşitli semtlerinde verilen ev partilerine giden gençler arasındaki telefon trafiği sonucu en eğlenceli partiye doğru bir zincirleme akış yaşanırsa ne olur?

İhtimal hesaplarıyla bir matematik modeli geliştiren Steffen Trimper ve Marian Brandau’ya göre cep telefonu yüzünden bazı partilerin tamamen boşalması ve bir tanesinin de istiab haddini aşması ihtimali mevcut.

Haberi Der Spiegel’de okumuştum. Berlin’in Türk mahallesi Kreuzberg’de yaşayan Alman marangoz Tobi, küçük bir arkadaş grubu için parti veriyor. Ancak partinin daha ilk dakikalarında eğlencenin dozu öyle yükseliyor ki, partideki herkes cepten başka arkadaşlarını arayıp çağırıyor. O gelenler de "Kızlar çok güzel" diyerek başkalarını arıyorlar. Sonunda Tobi’nin küçücük dairesinde 120 kişi birikiyor. Cam çerçeve kırılıyor, eve üç kez polis geliyor. Partisinin aşırı başarılı olmasından yakınan Tobi, "Zincirleme nükleer reaksiyon gibiydi. Ortam kontrolden çıkmıştı" diyor./images/100/0x0/55ea7dfaf018fbb8f8837e80

Spiegel’deki yazı, gençlerin artık buluşmalarını önceden planlamayıp, cep telefonu sayesinde spontane ayarlamalar yapmasıyla ilgiliydi. Cep telefonu yüzünden parti vermek de riskli bir hal almaya başlamıştı. Çünkü iyi müzik ve şamata ivmesi yakalanamadığı takdirde konuklar ceple haberleşerek başka noktalara kayıyor, partiler boşalıyordu. Bu aynı zamanda bazı partilerin aşırı başarılı (!) olmasına da yol açıyordu.

Yazıyı, Almanya’nın Halle kentindeki Martin Luther Üniversitesi’nde fizik profesörü olan Steffen Trimper ile Marian Brandau da okuyor ve sosyal yaşamdaki zincirleme reaksiyonlarla ilgili bir matematik modeli oluşturmak üzere çalışmaya başlıyorlar. Aslında kendilerine eğlenceli bir uğraş aradıkları anlaşılan iki fizikçi, yaptıkları çalışmanın çok daha ciddi alanlara ilişkin sonuçlar da verebileceğini ileri sürüyorlar. Örneğin yeni fikirlerin siyasi partilerin düşünce yapısına nasıl egemen olduğuna bu sayede ışık tutulabileceğini söylüyorlar. Trimper ve Brandau’ya göre, yeni bir ürünün kulaktan kulağa yayılan söylentilerle piyasaya nasıl hakim olabileceğini de bu modelle göstermek mümkün.

Benim matematik bilgim iki bilinmeyenli cebir denklemleriyle sınırlı olduğundan, Trimper ve Brandau’nun, grafikleriyle birlikte 14 sayfa tutan çalışmasını formüllerle aktarabilecek durumda değilim. Dileyen http://www.arxiv.org/abs/physics/0507179 adresinde formüller arasında kaybolabilir.

SOSYAL ŞEBEKELER

Trimper, Tobi’nin hikayesini okuyup "bir parti nasıl felakete dönüşebilir" diye düşünürken olaydan kız kardeşine de bahsediyor ve kendi iki kız yeğeninin de o partide olduğunu öğreniyor. Sonra doktora öğrencilerinden biri de o gece aynı partiye uğradığını anlatıyor. Böylece Trimper, bir adet "dünya küçüktür" fenomeniyle karşı karşıya olduğunu anlıyor ve Amerikalı sosyolog Stanley Milgram’ın 40 yıl önce yaptığı deneye dayanarak bir matematik modeli geliştirmeye başlıyor.

Milgram’ın deneyi ünlüdür; ABD’nin dört bir yanından rastgele seçtiği 300 kişiye mektuplar gönderir ve bu mektupların Massachusetts’teki hedef kişiye iletilmesini ister. Ancak hedef kişinin adresini vermez, sadece adını, mesleğini ve diğer bazı kişisel ayrıntıları belirtir. Milgram’dan mektup alan 300 kişinin, hedef kişiyi tanıması muhtemel bağlantıları değerlendirip ona göre iletişim kurmaları gerekir.

Sonuçta mektupların çoğu hedefe ulaşmaz, ancak yüzde 20’si beş-altı kez el değiştirdikten sonra Massachusetts’teki adrese ulaşır. Çünkü "dünya küçüktür." Böylece dünya üzerindeki herkesin beş-altı bağlantı üzerinden birbirini bulabileceği teorisi ortaya çıkar.

PARTİ AKIŞKANLIĞI

İşte iki Alman fizikçi de sosyal bağların cep telefonlu iletişim sayesinde partilerdeki konuk sayısını ne şekilde etkilediğini ortaya çıkarmaya çalışır. Soru şudur: Sosyal çevreler arasındaki bağlantılar sonucu bir partinin yapısının değişmesiyle, katı maddelerdeki moleküllerin harekete geçmesi sonucu maddenin yapısında meydana gelen değişim arasında bir paralellik mevcut mudur? Cep telefonunun sağladığı sürekli iletişim sayesinde bir partiden diğerine yaşanan akış ile buzun suya dönüşmesi arasında gözlenen benzerlik bir rastlantı mıdır?

Trimper ve Brandau bir bilgisayar simülasyonu oluştururlar. Bu simülasyona aynı gece 10 ayrı partiye giden 1000 kişiyi yerleştirir, ellerine de birer cep telefonu verirler. Bu kişilerin yabancılarla kaynaşma dereceleri de farklı farklıdır. Canayakından kendini beğenmiş burnu havadalara kadar bir skalaya yayılırlar. Bu 1000 kişi arasında aynı kliklere mensup kaç kişinin bulunduğu önemli rol oynar. Sonra herkes diğer bir partideki arkadaşını aramaya başlar. Oluşturulan modele göre, klik faktörü düşük olduğu takdirde, ne kadar yer değiştirme olursa olsun, bütün partilerde dağılım aşağı yukarı eşitleniyor. Ancak sosyal bağları güçlü bireylerin yer değiştirmeye başlaması sonucu kritik bir değere ulaşılıyor ve sonunda tek bir partide yığılma meydana geliyor.

Parti analizi yapan iki profesör sanal ortamda arkadaşlık derecelerine göre matematik modelleri oluşturmuşlar ama, ne yazık ki o 14 sayfalık çalışmada şu klik faktörünün nasıl anlaşılacağına açıklık getirememişler. Yani birilerini partiye davet ederken, onların ortamı terk edip etmeyeceklerini bilmenin bir formülü yok. Bu nedenle Prof. Trimper, New Scientist dergisinde şu tavsiyede bulunuyor:

"Konuklarınız geldiği zaman sadece ceketlerini değil, cep telefonlarını da alın."
Yazarın Tüm Yazıları