Oy vermek yetmiyor...

MEYDANLARDAKİ kavga bitti. Sıra bu satırların yazıldığı cumartesi gününden, bu yazıyı okuduğunuz pazar günü akşamına kadar kafalarımızı dinlemeye geldi. O arada elbet, özlediğimiz bir Türkiye için sandığa giderek oy verip sonuçların açıklanmasını bekleyeceğimiz bir süreci yaşayacağız.

Ama sadece oy vermekle iş bitmiyor.

Sandıkların başında Sandık Kurulu üyelerinin olması yeterli güvence oluşturmaz. Hatta orada parti gözlemcilerinin bulunması da -deneyimlerin gösterdiğine göre- verdiğimiz oyun son noktaya kadar yansıtılmasına yetmeyebiliyor.

Çünkü kurul üyelerinin birbirlerini ikna etmeleri, çabuk yorulan ve bıkan üye ve gözlemcilerin zaafından, öteki üyelerin veya öteki parti temsilcilerinin insafsızca yararlandığı biliniyor. Bu yüzden, sandıktan çıkan sonuçların bir üst kademe olan İlçe Seçim Kurulu’ndaki "birleştirme" işlemine başka şekilde aktarıldığı hayli sık görülüyor.

Yasanın 108’inci maddesi bu "birleştirme" işlemi sırasında "siyasi partilerin aday ve müşahitleri (gözlemcileri) ve bağımsız aday ve müşahitlerinin, istedikleri takdirde hazır bulunacaklarını" emrettiği için kimse onlara engel olamaz.

O yüzden hem İlçe Seçim Kurulu’ndaki işlemlerin açıkta yapılmasını sağlamak gerekir hem de sonuçlar İl Seçim Kurulu’na bildirilinceye kadar işin peşini bırakmamak şarttır.

"Uykum geldi, benim yerime sen bak" diyerek görevi terk eden gözlemci veya partili, hem kendisine, hem de desteklediği partiye ve adaya ihanet ettiğini peşinen kabul etmelidir.

O nedenle İlçe Seçim Kurulu’nda yapılan birleştirme, yani sandık sonuçlarını toplayıp İl Seçim Kurulu’na bildirme işlemi, seçimlerin en hassas ve en kritik aşamasıdır. O yüzden çok önemlidir.

Eğer İlçe Seçim Kurullarındaki toplamanın yanlış yapıldığını zamanında yakalayamazsanız çabalarınız işe yaramaz. Çünkü çoğu kez o yanlışı siz yakalayıncaya kadar "itiraz süresi" biter. Ondan sonra çatlasanız da haklı olduğunuzu kimseye anlatamazsınız.

Dahası... İtirazı yasanın koyduğu koşullara uygun şekilde yapmazsanız, yine işe yaramaz. O nedenle hem çok uyanık hem de çok dikkatli olmak gerekir. Aksi halde İstanbul’da 1957 milletvekili seçimlerinde görüldüğü gibi bakarsınız "mükerrer oy"lar devreye girer. Ama sonuç alamazsınız.

Seçimlerin ilginç bir tarafı, her seçimde yeni bir "hile" icat edilmesidir. Bunlardan unutulmayanlar vardır. Örneğin 1994 belediye seçiminde kullanılan ve torbalar halinde İlçe ve İl Seçim Kurulu’nda bulunması gereken oy pusulalarının İstanbul’un çöplüklerinde çıkması hálá tartışılır. Çünkü bu pusulaların yerine torbalara sahtelerinin konulmuş olması mümkündür. Nitekim o seçimde polisin bazı matbaalara baskın yapıp basılmış sahte oy pusulaları yakaladığı hatırlardadır.

Son bir nokta... Seçimlerin dürüstlüğü sadece sandıkla sınırlı değildir. Elektriklerin sayım yapıldığı saatlerde kesilmesi de seçimlere hile karıştırmak için başvurulan yollardan biridir. O nedenle seçimin dürüstlüğü ve namusu, hepimize emanet edilmiş bir görevdir.
Yazarın Tüm Yazıları