Okuma karnemiz kırıklarla dolu

Güncelleme Tarihi:

Okuma karnemiz kırıklarla dolu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2017 11:40

İnsan okudukça anlam kazanıyor ve yaşamı gelişiyor. Yani insan bir kitap okuyor ve hayatı değişiyor. Okuma kültürü ülke kalkınmasının da kilit noktası. Ancak ne yazık ki, Türkiye’nin kitap okuma karnesi kırıklarla dolu. Bunu değiştirmek için çocuklara daha okul öncesinde okuma alışkanlığı kazandırılması gerekiyor. İşte bunun için yapabileceğiniz bazı teşvikler var.

Haberin Devamı

Bir düşünce kuruluşunun geçen yıl göreve başlayan 17 bin 619 aday öğretmenle yaptığı anket sonuçları; gelecek yıl göreve başlayacak öğretmenlerin, MEB’in önerdiği 31 kitaptan ortalama 4.8’ini okuduğunu ortaya koydu. Bu bulgulara göre genç öğretmenlerimiz listedeki mesleki ve bilimsel kitapları ise neredeyse hiç okumadı. Okumayanlar sadece genç öğretmenlerimiz değil, toplumca her şeyi biliyoruz ama okumuyoruz. Ülkemizin de kitap okuma karnesi maalesef kırıklarla dolu. Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin 2016 verilerine göre, kitap okumak ihtiyaç listemizde 235’inci sırada iken, kitap okumaya günde ortalama sadece 1 dakika ayırıyoruz. Ayrıca ülkemizde 2016 yılında kişi başına sadece 8.4 adet kitap düştü. En fazla kitap okuyan ülkeler yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere iken, ülkemizde bu oran binde bir. Ülkemiz okuma alışkanlığında dünyada maalesef 86’ncı sırada.

Haberin Devamı

OKUMA KÜLTÜRÜ ÜLKE KALKINMASININ KİLİT NOKTASI

Yani okumayanlar sadece öğretmenler değil toplumca okumuyoruz. Francis Bacon’un 1600’lü yıllarda “Bilgi güçtür” diye belirttiği önemi, taa 1069’da Yusuf Has Hacip tarafından ortaya konmuş bir kültürden geliyoruz, ama buna rağmen hala okumanın bir erdem değil zorunluluk olduğunun farkında değiliz. Büyük çoğunluğu ilk emri “Oku” olan bir dine inanan bir toplum niye okumaz! Oysa ki okuma kültürü ülke kalkınmasının kilit noktası. Yetişkin bireylerin okuma kültürü alışkanlıklarının temeli okul öncesi dönemde kuvvetli bir şekilde atılmalı. Özellikle ailenin devreye girmesiyle çocuklara kazandırılacak etkin okuma kültürü, onun bütün hayatı boyunca başarılı olmasını sağlayacağı gibi ülkemizin kalkınmasında da kilit bir rol oynayacak. PISA 2015 sonuçlarına göre de ülkemiz okuma becerilerinde 50’nci oldu. Yani çocuklarımız okuduklarını anlamıyor. Dünya geneli okuma oranlarımızın ve öğrencilerimizin okuduklarını anlamıyor olmalarının hepsi aynı paradigmanın sonuçları.

BİR KİTAP OKUDUM HAYATIM DEĞİŞTİ

İnsan okudukça anlam kazanıyor ve yaşamı gelişiyor. Yani insan bir kitap okuyor ve hayatı değişiyor. Okumanın insana verdiği faydayı ve hazzı başka hiçbir servet sağlayamaz. İbni Sina, “bütün gecelerinin okumakla geçtiğini” ifade ederek okumanın önemini ortaya koyuyor. Okuma alışkanlığı bir yaşam biçimine dönüşmeli. Yani her yerde okunmalı. Otobüste, trende, sokakta, bağda, bahçede… Kitap okuma sadece bir boş zaman geçirme etkinliği sayılmamalı. İşin kendisi olmalı. Ancak maalesef “Okuyan insanı sevemedik.” Oysa ki okul öncesi dönemde okuma alışkanlığı kazandırmak çocukların kelime hazinesini artırıyor, düşünme, konuşma, dinleme yeteneklerini geliştiriyor.

Haberin Devamı

SİZ OKURSANIZ O DA PEŞİNİZDEN GELİR

Gallius’un dediği üzere “Kitaplar sessiz öğretmenlerdir”. Bu nedenle tüm çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırılmalı. Toplumun tüm kesimleriyle bir okuma seferberliği başlatılmalı. Evde çocuklarımızın yanında kitap okuyarak onlara örnek olmalıyız. Unutmayalım ki okuma alışkanlığı uzun bir çabayla kazanılıyor. Etkili okuma için altyapı ve donanım çocukluk itibariyle ediniliyor. Okuma kültürüne sahip, düşünen eleştiren bireyler yetiştirmek başta MEB olmak üzere  herkesin derdi olmalı. Ülkemizde okuma alışkanlığının artırılması adına aileden başlayarak MEB, sosyal çevre ve büyük fotoğrafta devlet politikalar ortaya koymak zorunda. Okuma bilinci oluşturabilme adına medya daha aktif görev yapmalı. Kütüphaneler yaygınlaştırılmalı, okuma alışkanlığı ulusal bir eğitim ve kültür politikası haline getirilmeli, kitap fuarları daha fazla düzenlenmeli. Öncelikle okumanın ve kitabın önemli bir ihtiyaç olduğu bireysel davranışa sonra da toplumsal bir davranışa dönüştürülmeli. Okuma kültürünü edinmeyle ilgili bilimsel çalışmalar artırılmalı, aileler bu konuda daha fazla bilinçlendirilmeli, çocuklara özellikle “kitap harçlığı” diye bir harçlık verilmeli, çocuğun odasında ve evde kitaplık bulunmalı, evde kitaplarla ilgili daha fazla konuşulmalı ve aile okuma saatleri konmalı.

Haberin Devamı

OKUMA KÜLTÜRÜ İÇİN UZMAN YETİŞTİRİLMELİ

Okul, bu alışkanlığın kazandırılmasındaki diğer önemli unsur. Öğretmenler öğrencilere bu konuda rehberlik etmeli. Okuma yazmayla başlayan ilkokuldan eleştirel okur yazarlığın en üst noktaya çıktığı yükseköğretime kadar tüm eğitim basamaklarında ders programları okuma kültürünü edindirmeye yönelik olmalı. Üniversitelerde özellikle öğretmen yetiştiren bölümlere “okuma kültürü, çocuk ve gençlik edebiyatı” gibi dersler zorunlu hale getirilmeli. Okullarda zengin kütüphaneler oluşturulmalı, sınıflara da donanımlı kitaplıklar konmalı. İmza ve söyleşi günlerinin fazlaca yapıldığı çocuk kütüphaneleri ve gezici kütüphaneler artırılmalı. MEB ve Kültür Bakanlığı okuma kültürüne yönelik planlar yapmalı ve uzmanlar yetiştirmeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!