Oktay Ekşi: Sorumlular konuşsun...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Hiçbir yöreyi veya insanlarını ayırımcı bir açıdan değerlendirmek doğru değil. Ama doğrusunu isterseniz Batman'ın ‘‘maşallah’’ı var... Neye el atsanız altından ya bir ‘‘Batmanlı’’ veya ‘‘Batman’’ çıkıyor.

Kaç gündür de Batman Valisi'ni konuşuyoruz.

Vali Bey, yani 1994-97 arasında görev yapan Salih Şarman malum...

Gayretli, vatanperver, atak... Velakin anlaşılan bir ufak kusuru var:

Kendisini kanunlara, usullere fazla bağlı saymıyor. Aklındakini amiri Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan'a kabul ettiremeyince Bakanlığa gidiyor. Müsteşar Bekir Aksoy'a da kabul ettiremeyince, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'yi atlayıp doğruca Başbakan Tansu Çiller'in kapısını çalıyor.

Devletin hiyerarşisi o kadar bozulmuş ki, kimse de hesap sormuyor.

Gerisi malum:

Bin kişilik özel bir birlik... Yeni üniformalar... Yeni donanımlar... Yeni komutanlar... Yeni taktikler... Yeni konuşlanmalar vs...

Bu birlik devletin hangi kuralına uygun olarak kurulmuş derseniz, yanıt yok.

Bu devletin nizami bir gücü müdür derseniz, belli değil.

Bunlar bir suç işlese hangi kurala göre hesabını verecekler? Bilinmiyor.

Gördüğünüz gibi olayı sadece ‘‘İthalatta yolsuzluk yapılmış mı?’’, ‘‘Silahlardan kaybolan var mı?’’ sorularıyla sınırlı tutmak, asıl önemli noktaları gözardı etmektir. Devletin ‘‘çete’’leşmesini görmemektir.

Gerçi ithal edilen silah, mühimmat vs.'nin bir kısmının kaybolması da önemli bir husus. Nitekim yapılan ithalatın 507 bin dolarlık kısmının yurda girip girmediği (veya o paranın iç edilip edilmediği) dört yıldır niçin anlaşılamamış, sorulmalı... Neden kimse sorumlu tutulmamış, bu ortaya çıkartılmalı. Örneğin bu konuyu 1997 yılında ‘‘araştırtan’’ Başbakan Mesut Yılmaz neden sorumluların yakasına yapışmamış... Sayın Yılmaz açıklamalı.

Şimdi bakıyoruz ‘‘İthalat iznini ben verdim’’ diyen Tansu Çiller'den başka kimse ‘‘İmzamın sorumluluğunu üstleniyorum’’ demiyor. (Parantez içinde değinelim: Kendisi geçen gün, Çiller Özel Örgütü'nden söz ettik diye tarizde bulunmuştu. Böyle bir şey yok, demişti. Şimdi elimizde Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'nın aynı iddiayı içeren 17.12.1996 tarih, 11.011.01.156/247463 sayılı yazısı ve ona ek raporu var.)

Son olarak o dönemde Başbakan Yardımcısı olan Sayın Murat Karyalçın da ‘‘Sorumluluk o zamanki DYP'li İçişleri ve Milli Savunma Bakanlarına aittir’’ demiş.

Oysa yapılan silah ithalatına izin veren 4 adet Yüksek Planlama Kurulu kararından ikisine kendisinin, birine Hikmet Çetin'in, birine de Deniz Baykal'ın imza attığı bildiriliyor.

Sayın Karayalçın, Çetin ve Baykal, böyle kanunda kitapta yeri olmayan özel bir birliğin kurulacağından haberdar mıydılar? Bu amaçla silah ithal edildiğini biliyorlar mıydı? Açıklamaları gerekmez mi?

Yazarın Tüm Yazıları