Oktay Ekşi: O tekrar yargılanmalıdır

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Şu Abdullah Öcalan meselesini -zorlayıcı bir neden çıkmazsa- son olarak ele alalım da bu konuyu kapatalım:

Tartışma malum: Bu adamla ilgili ceza kesinleşirse acaba idam hükmü infaz edilmeli mi, edilmemeli mi?

Kuşkusuz iki tezin de taraftarı var. Edilmeli diyenler iki nokta üzerinde duruyorlar:

İdam edilsin ki, vatana ihanet etmenin bedelinin ne kadar büyük olduğunu herkes görsün. Bu bir.

İkincisi: Bir şehit yakını değilseniz, terörle mücadelede ölüm korkusunu iliklerinize kadar hissetmemişseniz, bir mayına basıp da kolunuzu bacağınızı kaybetmemişseniz elbet rahat konuşursunuz. O zaman kolayca bağışlayıcı olur ve bunca fedakárlığa katlanmış olanların kesesinden bol bol dağıtırsınız.

Konuyla ilgili öteki argümanları kenara bırakıyoruz. Biri hariç:

Abdullah Öcalan idam edilmezse yarın öbür gün kahramanlaşır ve hapishaneden çıkar. Çıkmakla da kalmaz, Türkiye'nin başına yine bela olur.

Aynı argümanı karşı görüş sahipleri de kullanıyorlar:

‘‘İdam ederseniz bu adam asıl o zaman kahraman olur. En iyisi içeri tıkıp ömrünün son gününe kadar hapishanede kalmasını sağlamaktır.’’

Şimdi dönelim başa:

İdam cezası ibret verici olsaydı, bir başka deyişle öteki insanları caydırıcı etkisi bulunsaydı, bunca asırdır uygulanan bu ceza insanların aklını başına getirirdi. Neticede insanlar bu cezanın verileceği suçları işlemezler ve o cezanın konulduğu suçlarla ilgili sorunlar çözülürdü.

Oysa öyle bir şey yok... Hem idam cezası var, hem de insanlar bu kadar ağır bir cezayı gerektiren suçları işliyorlar.

Gerçi hapis cezası öteki suçların işlenmesini önleyemiyor diyebilirsiniz ama unutmayalım: Devletin hukuka uygun şekilde ‘‘cezalandırma’’ hakkından vazgeçemezsiniz. Kaldı ki idam cezası her şeyi bitirir. Oysa hapis cezası ‘‘ıslah olma’’ şansını ortadan kaldırmaz.

İkincisi, yani şehitlerin, gazilerin ve yakınlarının duyguları önünde saygı ile eğilmek herkesin borcudur. Ama adalet ‘‘serinkanlı’’ ve ‘‘tarafsız’’ olmak zorundadır. Onun verdiği hüküm eğer kabil-i infaz ise gereği derhal yerine getirilmelidir. Ama -bizdeki idam cezası gibi- konunun bir de milli iradenin temsilcileri tarafından değerlendirilmesi söz konusu ise, o zaman ‘‘milli çıkarlar’’ göz önünde tutulmalıdır. Sorunun özü budur.

Tekrar dönelim şu kahramanlık konusuna: Abdullah Öcalan'ı biz ‘‘vatana ihanet’’ suçundan yargıladık. Oysa o asıl ‘‘insanlığa karşı suç’’ failidir. Tıpkı General Pinochet, Miloseviç ve Radovan Karadziç gibi... O yüzden diyoruz ki Öcalan'ı bir de bu nedenle yargılamalı ve cezayı o yüzden vermelidir. O zaman kahramanlık mahramanlık lafları tümden biter.



Yazarın Tüm Yazıları