Oktay Ekşi: Çözümden sorun yaratmak

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Barış Harekátı'nın 25'inci yıldönümünü tüm Türkiye, dün yüreğinde kutladı. Daha şanslı olanlar da Kuzey Kıbrıs'ta idi.

Sadece dün yaşananlar değil, TBMM'nin bundan sadece 5 gün önce dünya kamuoyuna yaptığı açıklama da bir gerçeği ortaya koydu:

Kıbrıs'taki Türk Cumhuriyeti'nin varlığını ve orada yaşayan Türk halkının bağımsızlığını ortadan kaldırmak için önce Türkiye'yi çiğnemek şarttır.

Bu gerçeği görmek istemeyenlere (örneğin bazı devletler adına politika üretenlere) Tanrı'nın akıl ihsan etmesini dilemek gerekir. Çünkü Kıbrıs sorunu kadar Türk ulusunu tek vücut haline getiren hiçbir sorun yoktur.

Buna rağmen ABD'nin girişimiyle bilindiği gibi önce, G-8 denen gelişmiş ülkelerin liderleri, sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından ‘‘Kıbrıs sorununun çözümünü’’ öngören kararlar alındı.

Özetle istenen şu idi:

Rauf Denktaş ile Glafkos Klerides ön koşulsuz olarak bir araya gelsinler.

Masaya isteyen istediği sorunu getirebilsin.

Taraflar ‘‘anlaştık’’ deyinceye kadar görüşmeler devam etsin.

Ancak görüşmeler sırasında Birleşmiş Milletler kararları dikkate alınsın.

İlk bakışta son derece haksever ve tarafsız bir çağrı sanabilirsiniz.

Oysa geçenlerde Karadeniz gezisi sırasında Rauf Denktaş Trabzon'da açık şekilde söyledi. Özetle:

‘‘Bana önkoşulsuz görüşün diyorlar. Oturuyoruz, konuşuyoruz. Bazı kararlar alıyoruz. Sonra görüşme bitince Klerides iyi ama biz Kıbrıs'ın hükümetiyiz. O mutabakat hükümeti bağlamaz, diyor. Böylece her şey bir anda sıfıra iniyor. O nedenle artık bu oyuna gelmeyeceğiz. O devlet ise biz de devletiz. Bu gerçeği kabul ederlerse açıklasınlar, biz de oturup konuşalım’’ dedi.

Gerçekten önkoşulsuzluk mu istiyorlar. Önce Rumlar'ın kendilerini önkoşullu olarak üstün kılan unsurları ortadan kaldırsınlar. Bir başka deyişle, bu çağrıyı yapanlar KKTC'yi tanıdıklarını açıklasınlar. İki tarafı ‘‘anlaşıncaya kadar görüşme yapmaya’’ sonra çağırsınlar.

Buna razı olmuyorlar mı?

O zaman ne istediklerini söylesinler. İstedikleri eğer Kıbrıs Adası'nda Rumlar'la Türkler yine birbirine girsin, kan aksın, taraflardan biri ötekini azınlık statüsüne indirgeyip ezsin -hatta imkán bulursa etnik temizlik yapsın- ise... O zaman Miloseviç'in Bosna-Hersek'te ve Kosova'da yaptığı etnik temizleme harekátlarına neden engel olduklarını açıklasınlar.

Kısaca Kıbrıs'ta çözülmemiş bir sorun yoktur. Sadece zaten çözülmüş olandan sorun yaratmak isteyenlerin çabası vardır.



Yazarın Tüm Yazıları