Oktay Ekşi: Bir engeli daha atladık

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

ULUSÇA kaderimizdir. Sonuçları biz zamanında değil son dakikada alırız. Ve ‘‘tamam artık bu iş bitti’’ der rahatlarız.

Avrupa Birliği'nin 8 Kasım'da açıkladığı Katılım Ortaklığı Belgesi eğer değiştirilmezse o metni kabul etmeyeceğimizi ilan etmemiz üzerine doğan gerginlikle ilgili sorunu da son dakikada çözdük.

Bu satırların kaleme alındığı dakikalarda ‘‘son formülün metni’’ henüz bilinmiyordu. Ama gelen bilgilerden, gerek Kıbrıs'la ilgili ifadenin gerekse Ege Denizi'ndeki ihtilaf önerinin, ‘‘Türkiye'nin üyeliği ile ilgili şartlar’’ bölümünden çıkarılarak ‘‘siyasi diyalog’’ konusu halinde görülmesinde uzlaşılmış bulunuyor.

Biliyorsunuz Yunanistan söz konusu belgeye, tam da 8 Kasım günü yapılacak resmi açıklamadan çok kısa bir süre önce, ‘‘Kıbrıs'taki ihtilafın 2001 yılı sonuna kadar çözüme kavuşması’’ koşulunu koydurdu.

Yunanistan bununla da kalmadı:

Belge açıklandıktan sonra, ‘‘Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege (Kıt'a sahanlığı) sorununun da orta vadede (3-4 yılda) çözüme kavuşması’’nın metne konulması için yoğun bir kulis başlattı.

Ama Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ‘‘Dünyanın sadece Avrupa'dan ibaret olmadığına’’ işaret etmesi, Başbakan Ecevit'in ‘‘Gerekirse Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi gözden geçireceğimizi’’ söylemesi, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin, ‘‘Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden özel himaye veya sadaka’’ değil ‘‘adil ve eşit bir ortaklık ilişkisi’’ istediğini vurgulaması ve bu belgeyi bu şekliyle hiçbir zaman kabul etmeyeceğimizi ifade etmesi, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın ‘‘Avrupa Birliği bizim ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir şey değildir’’ demesi, belli ki Avrupa Birliği ülkelerinin akıllarını başlarına almalarına yetti.

Böylece kararlı bir Türkiye'nin sonuç alabildiği bir kere daha görüldü.

Şimdi önümüzde 7-8 Aralık tarihlerinde Fransa'nın Nice kentinde yapılacak Avrupa Birliği Zirve Toplantısı var. Orada bu belge onaylanıp kesinleşecek. Ondan sonra da Türkiye, Birliğe üye olmak için kendi önceliklerini ifade eden bir belge hazırlayıp Birliğe sunacak. Ve program artık bu taahhüt çerçevesinde yürüyecek.

Dileriz bundan sonrası daha az sorunlu olur.

Ama cümleyi bağlamadan ifade edelim:

Brüksel'den bu olumlu sonucun alınmasında 57'nci hükümetin ve özellikle Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in tutumları önemli rol oynadı ama, güvendiğimiz bir kaynağın verdiği bilgiye göre, ABD ve özellikle Fransa hükümetlerinin Yunanistan'a açıktan açığa, Almanya'nın ve Genişlemeden Sorumlu Komiser olan Günther Verheugen'in arka planda yaptıkları baskılar çok etkili oldu. Bilsinler ki biz dostlara teşekkür etmeyi biliriz.

Yazarın Tüm Yazıları