Oktay Ekşi: Bakalım altında ne var?






Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

BU meslekte bunca yılı eğer boşuna geçirmedikse, açık söyleyelim ki Mesut Yılmaz'ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan istifa eden Cumhur Ersümer'i savunma gayretinde bu kadar ileri gitmesini biz açıklayamıyoruz.

Daha doğrusu bu sebebin bir gün açıkça ortaya çıkacağından eminiz ama ne olduğunu henüz bilemiyoruz. Hepimiz anımsarız:

ANAP'lı bakanlardan daha önce de hakkında Meclis soruşturması açılan hatta Yüce Divan'a giderek aklanan iki kişi oldu. Bunlardan Sefa Giray, hem Turgut Özal'ın, hem Yıldırım Akbulut'un hem de Mesut Yılmaz'ın kabinelerinde Bayındırlık ve İskan; Milli Savunma ve Dışişleri Bakanı sıfatıyla; Cengiz Altınkaya da Özal'ın ve Akbulut'un kabinelerinde Bayındırlık ve İskan Bakanı sıfatıyla görev yaptılar. Mesut Yılmaz'ın ANAP genel başkanı ve başbakan olduğu tarihte de haklarında Meclis soruşturması açıldı. Ama Yılmaz o sırada hiç de böyle şiddet ve celadetle ortaya çıkıp yargı makamlarına karşı savaş açmadı.

Aslında Sayın Yılmaz daha Beyaz Enerji operasyonu başladığı andan itibaren olağanüstü bir duyarlıkla, bu konuya ilgi gösteren herkesi suçlamaya başladı.

Önce ‘‘Hazırlık soruşturmasını neden jandarma yapıyor?’’ diye jandarmadan davacı oldu. Hatta bunun altında birtakım (açıkça ifade etmedi ama rejime yönelik anlamına da gelebilecek) tertipler aradı.

Sonra basına kızdı... Aklına gelen yerde basını suçlayan sözler söyledi. Hatta önceki gün birilerini, sırf kendi çıkarlarını engellediği için Ersümer'e saldırmakla suçladı.

Sayın Yılmaz'ın bu konuşmasını canlı yayınla televizyon ekranlarından izlerken bizim gibi kaç kişinin ''Bu zat kendi gölgesini taşlıyor'' diyerek güldüğünü bilmiyoruz. Ama biz kendi hesabımıza bu ruh hali içindeydik.

Derken Sayın Yılmaz belki de siyasi hayatı boyunca yaptığı hataların en büyüğünü yaptı. Tuttu, yargının siyasallaşmasına karşı çıkıyormuş gibi yaparak yargının siyasal iradeye -daha doğrusu kendi iradesine- uymamasını eleştirdi.

Bir siyasetçinin yargı sistemine savaş açmaktan daha büyük bir kötülüğü düşünülemez. Çünkü onun işi ağlamak değil, düzeltmektir.

Sayın Yılmaz'ın yeri gereği, kamuoyuna vermesi gereken ilk mesaj ‘‘Yargıya saygılı olun, ona güvenin’’ mesajıdır, Eğer yargının işleyişinden şikáyeti varsa yapacağı şey, ‘‘kendisinin sorumluluk ve yetki sahibi olduğu sırada neden yargı reformu yasalarını çıkarmadığının hesabını vermek’’, sonra da bugün elindeki olanaklar ne ise onları kullanarak şikáyet ettiği konuyla ilgili sorunu çözmektir.

Yazarın Tüm Yazıları