O hastanenin bahçesi

SİZ hiç Çapa Tıp Fakültesi'nin bahçesinde beklediniz mi? Muayene olmak veya hastanızı beklemek için o bahçede saatlerinizi hiç geçirdiniz mi? Binlerce hastayla, yakınıyla dolar taşar o bahçe.

Yaz-kış durum böyledir, ‘‘Öteki Türkiye’’nin rutin yaşamı haline gelmiş olan zorluklar orada sıradandır.

Oradan oraya koşulup sıra numaraları alınır, karmaşa vardır etrafta hep. İnsanlar şaşkındır, korkular da vardır suratlarda ve mücadeleler sürüp gider. Sinirler hep gergindir. Bu hastanenin doktorları çok iyidir. Onların yaşamı da mücadeleyle geçer hep.

‘‘Bahçede’’ yaşananları düzeltmek için uğraşıp didinirler ama sosyal politikası olmayan, ekonomisi çökmüş, yüzde 10'luk nüfusu dışında inanlarına ekonomik gelecek sağlamayı başaramamış, nüfusunun yüzde 90'ından fazlasını ‘‘öteki’’ haline sokmuş, ‘‘öteki’’lerle her türlü diyaloğunu koparmış bir ülkede, doktorların çabasıyla düzeltilmesi mümkün olmayan zorluklar vardır o ‘‘bahçede’’. Doktorlar bireysel çabalarla sistemi aşmaya, ‘‘öteki’’lere el uzatmaya, bir şeyler yapmaya çalışırlar ama yapabileceklerinin de bir sınırı vardır elbette.

Sonuçta o ‘‘bahçe’’ Türkiye'nin bir aynasıdır, sosyal ve siyasal açıdan intihar etmeyi her nedense kafasına koymuş bir memleketin hastanesidir orası.

* * *

Herhangi bir saatte gidin hastaneye, tavsiye ediyorum. Göreceksiniz ki bahçede yüzlerce, belki de binlerce başı örtülü kadın olacaktır.

Çıkın koridorları bir dolaşın, yine göreceksiniz ki gencecik doktorların yanı sıra, ‘‘sosyetik’’ diye bilinen ama gününün en azından yarısını o koridorlarda ömür tüketmekle geçiren doktorlar da herkese ulaşmak için çaba göstermektedirler.

Bu hastanede herhangi bir doktorun başı örtülü diyerek bir hastayı muayene etmemesi mümkün değildir.

O koşuşturmaca içinde tek bir doktorun aklına bile gelmez böyle bir konuya kafayı takmak. İnsanüstü gayretler gösteren doktorlar, tüm hastalara şartları zorlayarak olabildiğince en iyisini vermişlerdir.

* * *

Tüm bunları anlattığıma bakarak, sakın ha başı bağlı bir bayan hastanın, kimliğinde başı açık fotoğraf bulunmadığından hastaneye alınmadığı için ölmesinin mümkün olmadığını düşündüğümü de sanmayın.

Doktorlara rağmen bunu birileri yapmıştır. Çünkü Türkiye'de birtakım faşistler var.

Bunlar biz sıradan insanların gündelik yaşamımızda kendi aramızda kurmuş olduğumuz, yılların deneyimi sonucunda gelişmiş olan, kendisine özgü yöntemleri bulunan, dahası sadece Türkiye'ye özgü olan büyük hassas dengeye müdahale etme gereğini duyuyorlar hep.

O denge çok önemlidir. Çapa Hastanesi'nin bahçesinde o denge vardır ve o bahçede hayatın farklı yönünden gelmiş insanlar, belki isteyerek belki de mecbur kaldıklarından bu dengeyi paylaşırlar.

Paylaşmak zorundadırlar da; çünkü o dengeleri aralarından bir tek kişi bile zorlamaya çalıştığı anda, o bahçede kendi kuralları içinde yürütülmeye çalışılan sistem bir anda çöker. Orada, o sistemin çöküşü de Türkiye'nin çöküş sinyalini verir aslında. Çünkü dediğim gibi o bahçe Türkiye'nin sosyal gerçeğini yansıtır her köşesinden.

Evet ben inanıyorum, mutlaka bir hayvan çıkıp karar almıştır başı bağlı kadın hasta kabul edilmesin diye. Başka bir hayvan da bunu uygulamaya çalışmıştır ve kadıncağız da ölmüştür bu nedenle.

Çapa Hastanesi'nde yıllardır kurulmuş olan ve bayağı da iyi işleyen hassas dengeli sistemin dışında, arızi bir olaydır bu, ama arızi olduğu kadar da çok önemlidir.

Çünkü bu olay, faşist kafaların sıradan insanların kendi aralarında, yılların deneyimiyle, öğrene yanıla kurmuş oldukları hassas dengelere dayalı, gündelik yaşamlarını tehlikeli sonuçlara varabilecek çatışmalar yaşamadan sürdürmelerini sağlayan sistemi çökertmek üzere yaptığı bir dış müdahaleyi yansıtmaktadır.

Türkiye'deki ekonomik sistem, nüfusun yüzde 10'u için örgütlenmiş durumda. Büyük gazeteler de aslında bu yüzde 10 için çıkıyor.

Ancak, böyle kritik anlarda olayın üstüne gidilmezse, susulursa, böyle bir olay bile tamamen farklı siyasi çatışmaların, hesaplaşmaların alanına ait bir şey olarak algılanırsa, işte o zaman aslında hepimizin ortak paylaşım alanı olan hassas denge çökmek üzere demektir. Başkalarını düşünmüyorsanız bile kendinizi düşünün, bu meselenin üstüne gidin ve hesap sorun!
Yazarın Tüm Yazıları