’Nisan hayırlı olacak’ diyelim o güne kadar piyasa nasıl dayanacak

GEÇEN perşembe akşamı Hürriyet Oto Yaşam’ın düzenlediği "Otobil" yarışmasının ödül töreni vardı... Törene giderken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Son 30 yılın en başarılısı" diye nitelediği 2006 yılı bütçe sonuçlarını dinledim, şu sözüne takıldım: "Endişe etmeyin, nisan çok hayırlı bir ay olacak."

Salona girdiğimde ilk Renault-Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’la karşılaştım. Piyasanın durumunu sordum, yanıtı "Ocak ayı hiç iyi geçmedi" oldu.

Ardından Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu’na yöneldim, biraz da onun nabzını yoklayayım dedim: "Ocak ayı iyi geçmediği gibi, şubat ayı da pek iyi gitmiyor. Genelde ocak ayında çok büyük hareket olmaz ama bu yıl satışlar fazla düştü."

Sancaktaroğlu’
yla piyasadaki yavaşlamanın nedenleri üzerinde durduk, ortaya şu özet çıktı: "Harcama gücü olanlar sanki paranın üzerine yatmış, Cumhurbaşkanlığı seçimini bekliyor. Oradan çıkacak sonuca göre, para yeniden harcamaya yönelebilir."

İlkim Sancaktaroğlu’
na göre otomotivde satışların keskin düşüşünde yüzde 2-6 arasında hedeflenen enflasyona karşın, faizlerin yüzde 20’lerde seyretmesi de etkiliydi. Onun bu saptamasına, ekleme yaptım: "Gündemde hem cumhurbaşkanlığı hem de genel seçimler var. Bu ortamda Merkez Bankası’nın faiz indirmesi pek olası görünmüyor."

"Otobil"
gecesindeki ilk iki sohbetim pek de iç açıcı mesajlar içermiyordu. Bu kez Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı Yüksel Mermer’i yokladım.

Onun da mesajları, pek farklı değildi. Mermer, konuyu daha ileriye, seçim sonrasına taşıdı: "İnşallah genel seçimlerden koalisyon çıkmaz. Bakın bu dönem makro ekonomide ne kadar iyileşme olduysa, bunda büyük oranda tek başına iktidarla gelen siyasi güvenin büyük rolü var."

Aslında Hürriyet Oto Yaşam’ın gecesine giderken planım, otomotiv sektörü temsilcileriyle, "Türkiye’de üretim yapan sektör devleri ülkemize biraz daha fazla katma değer bırakamaz mı, ana firmalarla bunun pazarlığına giremez miyiz" konusunu tartışmaktı.

Otomotiv sektörü 14.9 milyar dolarlık ihracatıyla Türk ekonomisi için önemli lokomotife dönüşmüştü. Ancak, 20 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren tekstil ve konfeksiyon sektörünün temsilcileri, ikinci plana itildikleri izlenimiyle otomotive yükleniyordu: "Bizim ihracatımız büyük bölümü net. Yani, ihracatımızın yanında ithalatımız çok düşük. Otomotiv sektörünün ihracat geliri neredeyse ithalata gidiyor."

Başbakan’ın "Endişe etmeyin, nisan çok hayırlı geçecek" sözü, konuyu piyasadaki duruma çevirdi. Yarışma heyecanı, "Otobil" ödülü kazanmanın keyfine karşın, otomotiv sektörü temsilcileri mutsuzdu.

Nitekim derneklerinin derlediği veriler, ocak ayında otomotiv sektörünün toplam satışının yüzde 18, otomobil satışlarının ise yüzde 20 ortaya koydu.

Otomotiv sektöründen aldığım bu hava, Metro Cash&Carry Genel Müdürü Hakan Ergin’in son birkaç karşılaşmamızdaki, "Piyasa çok kötü" sözleriyle örtüşüyordu.

Hadi "Nisanın hayırlı geçeceğini" kabul edelim, o zamana kadar piyasa nasıl dayanacak?

Şirketlerin şeffaflığı seçimi beklemesin

İSTANBUL Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan aradı, dert yandı:

"Hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen yıl kasım ayında düzenlenen Dünya Muhasebe Kongresi’nde bize verdikleri sözü tutmadı. İkisi de şirketlerin şeffaflaşmasını seçime kurban etti."

Yahya Arıkan’ın kastettiği, Türk Ticaret Kanunu’nu değiştirecek tasarıydı. Yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülürken, seçim sonrasına bırakılmıştı.

CHP, "Maddeler üzerinde tek tek duralım, tartışalım" diye diretmiş, AKP de, "Zaman kaybetmek istemiyoruz, görüşmeleri toptan yapalım" görüşünde ısrarcı olmuştu.

Arıkan, Türk Ticaret Kanunu’nu değiştirecek tasarının uluslararası muhasebe standartlarını Türkiye’de de oturtmayı, Türk işletmelerinin uluslararası ticaret, endüstri, hizmet, sermaye, finans piyasalarında şeffaflaşmasını öngördüğünü vurguladı.

Arıkan, hem hükümete, hem de CHP’ye çağrısını yineledi: "Şeffaflık ve denetim seçimlere takılmamalı. Tasarının seçim sonrasına kalması, Türkiye’nin 3 yıl daha kaybetmesi anlamına gelir. Buna tahammülümüz yok."

Acaba Arıkan’ı dikkate alan olur mu?
Yazarın Tüm Yazıları