Moskova'da bir akşam

GAZETEDEN çıkarken, hava hafif yağışlıydı. Akşam karanlığı çökmek üzereydi. Olimpiyat Stadı'na yaklaştıkça, ‘‘Aman Allahım’’ dedim. ‘‘Burası İstanbul değil, Moskova’’ O muhteşem stat neredeyse bomboştu ve dondurucu bir soğuk vardı.

Tıpkı hava gibi, sahadaki futbol da, G.Saray da soğuktu. Samsunspor önünde baskıyı kuruyor ama hedefe bir türlü gidemiyordu. Koskoca 45 dakika boyunca Mondragon'a sadece bir kez top gelmişti.

İkinci bölümde herşeyin değişeceğini umanlar bir kez daha yanıldı. G.Saray, seyircinin istediği, beklediği, özlediği futboldan uzaktı. Böyle giderse daha çok uzun müddet de uzak kalacak.

Her zaman yazdım, yazmaktan bıktım. G.Saray'ın orta alanında yaratıcı bir futbolcuya acil ihtiyaç var. G.Saray onu bulamazsa, ne tat verecek, ne de keyif. Ne Ayhan, ne de Cihan oyunu yönlendiremiyor.

Baskılı oynamak başka, bitirici toplarla oyunu yönlendirmek başka. Rakip Samsunspor hem haddini bildiği, hem de eksik olduğu için kapanmak zorunda kaldı. G.Saray bunu açmak için ne verkaç yapabildi, ne de kanatları ve boş alanları kullanabildi.

En güzel görüntü

Maçın en güzel anı, G.Saray'ın Hakan ile kazandığı goldü. Hasan'ın sol kanattan çıkardığı akıllı ortaya, Hakan Şükür'ün yarım volesi jeneriklere geçecek kadar güzel bir goldü.

Savunmadan hiç söz etmeyeceğim. Herhalde, dün geceki maç kadar rahat başka bir maç bulamazlar. Ama orta alan için aynı şey geçerli değil. Rakip üstlerine gelmiyor, rahatsız eden hiç bir futbolcu yok. Top çevirip, hızlı verkaçlarla ve kanat akınlarıyla rakibin üzerine gideceklerine, kendi kendilerini rahatsız ettiler. Kazanılan hiçbir topu iyi kullanamadılar.

G.Saray kazanıyor ama futbol oynamıyor. Böylesine soğuk bir havada bizler görevli olduğumuz için stada koşuyoruz. Ama G.Saray'a gönül vermiş onbinlerce taraftarın tribünlerden çekildiğini gördükçe de üzülüyoruz.

Olympiakos maçı sonrası, moralli ve kendine güvenini yeniden kazanmış G.Saray'dan çok daha iyi bir futbol bekliyordum. Ama yanıldım. Var olan tek şey 3 puandı.

Artık ocak ayını beklemekten başka çare yok. Ocak ayı gelse de, Fatih Terim ne yapacaksa, bir an önce yapsa..
Yazarın Tüm Yazıları