Milli Takım oyuncularına bir çağrı

Hepimizden daha çok onlar o turnuvada olmayı ister.
Avrupa vitrinine çıkacaklar, kendilerini gösterecekler, daha çok para kazanacaklar...
Hepsinin kariyerinde önemli bir dönüm noktası olacak. Rövanşta bir mucize gerçekleşmezse hayal artık bu.
İşin bu tarafından bakıldığında futbolcuların üzüntülü olduğu su götürmez bir gerçek.
Peki vicdanen rahatlar mı ben asıl onu merak ediyorum.
Euro 2012 elemeleri için grup maçlarında tam 8 milyon lira prim almış oyuncular.
Tek bir iyi maçları yok, Almanya sayesinde güç bela ikinci tamamlayabildiler grubu...
Play Off maçında da hezimete uğradılar.
İnsan ister istemez “Milli futbolcular 8 milyon lirayı hak edecek ne yaptı” diye soruyor.
Avrupa Şampiyonası’na gitsek helali hoş olsun, üzerine bir 8 milyon lira daha alacaklardı zaten.
Bu yüzden soruyorum vicdanen rahat mı futbolcular diye...
Aldıkları parayı hak ettiklerini düşünüyorlar mı diye...
En nefret ettiğim şey, birilerine “Şu kadar para kazanıyorsun hadi bilmem nereye yardım yap” demektir...
Başkasının parası üzerinde akıl yürütmektir.
Ama futbolcular belki vicdanlarını rahatlatmak için... Belki haybeye aldıkları 8 milyonun gönül borcunu ödemek için...
Van’a yardım eli uzatmayı düşünürler mi acaba?..
Emre, Arda, Volkan...
O 8 milyonu alan arkadaşlarınızdan 1 milyonunu toplayıp Van’a göndermek için öncülük etseniz...
“Biz 8 milyonu aldık ama Avrupa Şampiyonası’na gidemedik. Bunun bir kısmını Van’a gönderiyoruz” deseniz...
İnanın Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmiş kadar gönlünü kazanırsınız bu milletin...

Zeki Alasya, gizli Recep İvedik hayranı!

Zeki Alasya, Bugün gazetesinde Şebnem Özcan’a verdiği röportajda yine Şahan Gökbakar’a saydırmış.
Alıştık artık...
5-6 ayda bir Zeki Alasya, Şahan’a saldırmadan rahat etmiyor.
Baktım geçen yılın ağustos ayına...
İvedik aşağılık bir film...
Beyin düzeyi yerlerde sürünüyor...
Şahan zavallı bir çocuk, ben ne oldum diye dolaşıyor ortada...
Bu yılın şubat ayında yine benzer söylemiş Şahan’a, “Aşağılık mahluk” demiş...
Şimdi yine aynı şeyleri söylüyor.
Zeki Alasya’nın gördüğü her kameraya, röportaj verdiği her gazeteciye bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrarlamasının 3 nedeni olabilir:
1- Şahan’a çaktıkça manşetlere çıktığını fark etti, bu yüzden sürekli saydırıyor.
2- Şahan kendisine selam vermediği için bitmeyen bir kızgınlığı var...
3- Gizli gizli ‘Recep İvedik’ filmleri izliyor. Yoksa İvedik’in İ’si kimsenin gündeminde değilken Alasya’nın sürekli gündeminde olması başka türlü izah edilemez.

Mourinho’ya yazık ettiler

Real Madrid’in hocası Jose Mourinho’nun yer aldığı Sinpaş reklamlarına usul yönünden bir itirazım var.
Mourinho’lu gazete ilanları çok kötü bir tasarımla çıkıyor.
Ev fotoğrafları, tam Mourinho’nun ayak bileklerinin üzerine konmuş boydan boya.
Fotoğrafta ayakkabısının yarısı kesilmiş.
Oysa ben o fotoğrafta Mourinho’nun ayakkabısını da merak ediyorum, pantolonunun paça boyunu da...
Çünkü Mourinho sadece hocalığıyla değil giyim kuşam tarzıyla da hep konuşulan bir isim.
Şimdi bu reklamı hazırlayan ajans diyecektir ki, “Onu bilerek yaptık, biz Mourinho’yu değil evleri pazarlıyoruz. O yüzden ev fotoğraflarını Mourinho’nun üzerine koyduk...”
O zaman ben de onlara derim ki, “Öyleyse arkadaşlar bir Louis Vuitton’un ünlüleri kullandığı reklam görsellerine bir bakın, bir de sizin Mourinho’lu reklamlarınıza...”
Not: Aynı kampanyanın TV reklamları, gazete reklamlarına göre daha iyi ve tarz. O reklamı da izleyip, “Kim bu adam” diye soran çoktur ama neyse...

Prim sistemi değişmeli

Futbol federasyonu milli takımdaki prim sistemini süratle değiştirmeli.
Bizimkiler gruptan çıkamadıkları halde 8 milyon lira aldılar.
Finallere kalması neredeyse kesinleşen Hırvat futbolcular kaç lira prim alacak peki?
Adam başı 1000’er (yazıyla bin) euro...
Federasyon milli takımda maç başına prim sistemini kaldırmalı.
Gruptan çıkılması ya da turnuvaya gidilmesi halinde futbolculara prim verilmeli. Hangi patron işini yarıda bırakan, tamamlayamayan çalışana para verir?
Hiçbiri...
Öyleyse işlerini tamamlayamayan, yapamayan futbolculara federasyon neden prim veriyor?