Mesut Yılmaz taktikleri

MERHABA! İki haftadır izinli idim. Bugün yazılarıma tekrar başlıyorum.

Benim yazılarımı az çok izleyenler arada geçen sürede en fazla "Ortadoğu" üzerine yazmak istediğimi kolaylıkla tahmin edebilirler.

Ancak yazmadığım sürede gelişen başka bir olayda eksik kaldığını düşündüğüm önemli bir yöne parmak basmadan edemeyeceğim.

Bugün bu eksikliği gidermeye çalışacak, gelecek haftadan itibaren de "Ortadoğu"yu yazmaya başlayacağım.

* * *

Eski bir Başbakan bir göz boyama oyunu oynadı ve oyunu da yanına kár kaldı!

Mesut Yılmaz Yüce Divan’da yargılanması sona erdikten sonra Rize’de meydanlara çıktı ve insanlara aklandığını söyledi!

Herkes Mesut Yılmaz sağı toparlayabilir mi, toparlayamaz mı diye tartışırken o esasında başka bir tartışmaya engel olmaya çalıştı ve açıkçası başarılı da oldu.

* * *

O da biliyor ki, artık Mesut Yılmaz hiçbir derde deva olamaz. Millet onu tarihe gömmüştür.

Ancak, eğer dikkatleri başka bir yöne çekmese idi, birileri Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’da aklanmadığını ve şimdi ona düşen görevin AİHM türü yüksek bir mahkemede yeniden yargılanmayı talep etmek ve bu yönde girişimde bulunmak olduğunu söyleyecek ve yazacaktı.

* * *

Yüce Divan Mesut Yılmaz hakkında neye karar verdi?

"Mesut Yılmaz, Yüce Divan’da yargılandığı davada ’Rahşan affı’ndan yararlanıp ’kesin kararın ertelenmesi kararı’ aldı.

Yüce Divan, ’Türkbank ihalesine fesat karıştırma’ iddiasıyla başlayan davada iddiayı son safhada ’görevi kötüye kullanma’ya çevirdi ve sonra kararı erteledi. Mesut Yılmaz bu kararla rahatladı. Kolay değil, uzun süredir sıkıntılı günler yaşıyordu. Gözü aydın!" (Cüneyt Ülsever: Hürriyet-25.06.2006)

* * *

Halbuki Mesut Yılmaz Rize’de halkın önüne alnının akı ile çıktığını iddia etti.

Gazetelere göre Mesut Yılmaz meydanlarda dedi ki:

"Gönderme nedeni olarak da bula bula bir bankanın satışını buldular. Benim ihaleye karıştığımı söylediler. Karışıp da ne yapmışım, ihaleye katılanlarla görüşmüşüm. Görüşürüm, ben başbakanım. Biriyle değil, hepsiyle görüşürüm... Bunu bile bile beni mahkemeye gönderdiler. 1.5 sene mahkeme sürdü. Sonunda mahkeme dedi ki ’bu işte yolsuzluk yoktur’. Benim için önemli olan oydu. Bize yolsuzluk yaptı diyenler iftiracıdırlar. 3.5 sene ağzıma fermuar çektim, hiçbir şey söylemedim. Ama siyasete başladığım yerde, Rize’nin Cumhuriyet Meydanı’nda söylüyorum, hepsi müfteridirler." (Hürriyet: 04.08.2006)

Mesut Yılmaz Yüce Divan’ın davayı uzun süre belirli bir minvalde sürdürdükten sonra "ihaleye fesat karıştırma" iddiasından "görevi kötüye kullanma"ya çevirmesini, "yolsuzluk yoktur" kararı olarak yorumluyor ve kararı ertelenen (sonuçlanmayan) "görevi kötüye kullanma" iddiasını suçtan bile saymıyor!

Eski bir başbakan "görevi kötüye kullanma" iddiasının ne gibi sonuçları ve müeyidesi olur, muhatabını nasıl bir töhmet altında bırakır; bunları hiç kaale almıyor.

Üstelik, Rize meydanlarında "anlaştım" dediği Erkan Mumcu da kendisini doğrulamıyor!

* * *

Mesut Yılmaz, madem AİHM’ye gitmiyor, birleştirme ziyaretlerine Rahşan Ecevit’e teşekkür ziyareti ile başlasın!
Yazarın Tüm Yazıları