Merkez Bankası Londra’ya taşınmalıdır

MERKEZ Bankası’nın, yani üst düzey yöneticilerinin "piyasalara" yakın olması için İstanbul’a taşınmasına karar verilmiş.

Dendiğine göre, bilişimde (elektronik ortamda bilgi işleme ve iletişim kurma) çok büyük gelişmeler sağlanmış, 1000 km uzakta olmakla, 1 metre ötede olmak fark etmez hale gelmiş bile olsa, para-banka esnafının, sık sık yüz yüze görüşmesi, kokteyllerde bir araya gelmesi çok önemliymiş. Piyasaların nabzı böyle tutulurmuş. Onun için Merkez Bankamız, Ankara’dan İstanbul’a taşınmalıymış. Hazır taşınma kararı alındığına göre, nereye taşınmalı sorusunu bir daha soralım. Bence Merkez Bankası, Londra’ya taşınmalıdır. Çünkü Merkez Bankası’nı ilgilendiren "piyasalar" İstanbul’da değil, Londra’dadır. Yüzyüze görüşülmesi ve akşam kokteyllerde bir arada bulunulması gereken para piyasalarının esas cambazları, sihirbazları, tellalları, aracıları ve de ağır sıklet ekonomistleri Londra’dadır. İstanbul’da bunların toyları ve taşeronları vardır. Merkez Bankası hükümetten bağımsız hále geldiğine göre, hükümet merkezinden mümkün mertebe uzaklaşmalıdır denebilir mi? Saçma; eğer yakınlık bağımlılık getiriyorsa, MB’nin taşındığı şehrin egemenlerine bağımlı hale gelmesi daha büyük sakınca değil mi? Neyse, bunları gırgır olsun diye yazdım. Benim vicdani kanaatim Merkez Bankası’nın taşınma kararının gerekçesi çok daha basittir. Amaç "inşaat yapmaktır". Merkez Bankası’nın taşınması 300 milyon dolardan aza çıkmaz. Ayrıca, Merkez’in Ankara’da boşaltacağı binalar, şimdiden kapışılmıştır. O binalar, yeni kullanıcıların ihtiyacına göre tádil edilecektir. Tüm dekorasyon değişecek ve çağdaş (!) bilgisayar altyapısı sıfırdan kurulacaktır. Bu işler de rahat 200 milyon dolar yer. Eh bu 500 milyon dolar harcamadan dindar yandaşlara çok "helál mama" çıkar. Üstelik, hükümetin propagandaya ihtiyacı var. Bu amaçla görkemli temel atma ve açılış törenleri düzenlenir. Elli kadar yabancı devlet başkanı davet edilir. Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs devlet başkanları nasıl olsa gelir. Diğerleri gelmese de olur. Nerede hareket, orada bereket. Atalarımız ne demiş: "Ben icraata icraat demem, eğer içinde inşaat yoksa." Bu iş bitmiştir arkadaşlar. Boşuna çenenizi yormayın. MB, aslanlar gibi taşınacaktır. Hadi öptüm by!

TURİZME DARBE

Bizim láik şımarıklara göre, gürültü kirliliğiyle mücadele kisvesi altında, açıkhava eğlence yerlerinin yaptığı müzik yayınının ses şiddetini sınırlandıran dinci iktidar, turizme büyük darbe vurmuştur. "Uydurulan" bilgilere göre, bu kısıtlamayı duyan eğlence-sever zengin turistler, derhal uçak rezervasyonlarını iptal etmişler. İptaller 10 bin kişiyi bulmuş. Daha önce bu eğlence mekanlarında yapılan anketlerde, müşterilerin yüzde 90’ın yabancı turistler olduğu ve değil sadece kendi paralarını, orada tanıştıkları yerlilerinin bile hesaplarını dövizle ödedikleri anlaşılmıştı. Türk turizmini kurtarmak isteyen ilerici güçlerin Anıtkabir’i ziyaret edip, mozoleye çelenk koymaları bekleniyor. Bakalım şeref defterine ne yazacaklar? Şaka, şaka!

Son Söz: İstenmeyen ses, gürültüdür.
Yazarın Tüm Yazıları