Mazlum milletler Atatürk’ten vazgeçmiyor

"ATATÜRK’ün yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle, Türkiye büyük yol aldı."

Bunu haritada yerini bulmakta zorlanacağınız, adını bilmekte güçlük çekeceğiniz bir Afrika ülkesi, Burkino Faso’nun Dışişleri Bakanı söylüyor.

"Sömürgecilere karşı savaş veren, çağdaş ve modern Türkiye, Atatürk önderliğinde hepimize örnek oldu."

Bu da, Madagaskar Dışişleri Bakanı’nın görüşü. Uganda, yine belki adını ilk kez duyacağınız Vanutu, Tuvalu, Kiribati bakanlarının Türkiye’ye bakışları da aynı yönde. Atatürk Türkiye’si.

Ezilen, sömürülen ülkeler, Atatürk’ün deyimiyle, mazlum milletler 50, 60 ve 70’li yıllarda bağımsızlık savaşları vermeye başladığında, bizim Kurtuluş Savaşı o ülkelere rehber oluyor. O yıllarda, Atatürk örneği dünyada çok konuşuluyor. Sonra sanki unutuluyor. Hayır, unutulmuyor.

O mazlum milletler iki gündür İstanbul’da.

Günümüzün nazik deyimiyle, En Az Gelişmiş Ülkeler. İstanbul’daki konferansa katılan çoğu Afrika ve Asya ülkesi, özel görüşmelerde Atatürk Türkiye’si sözünü dillerinden düşürmüyor.

Bizimkiler de, bunun farkına varmış olacak ki, toplantı broşürü kapağında Atatürk’ün bir sözü yer alıyor. Broşürün içinde yine Atatürk resmi ve onun dış politika ile ilgili sözleri.

48’DE 40 DESTEK

Bu ülkeleri Türkiye’ye yaklaştıran tarihsel miras Atatürk.

Ama, günümüzde bize yakınlık hissetme nedeni, Türkiye’nin bu ülkelere bakışı.

İstisnasız hepsi, "Türkiye bize batılı ülkelerden farklı olarak, insanca yaklaşıyor" diyor.

Neden? Çünkü, Türkiye bu ülkeleri devlet olarak görüyor, orada yaşayanların insanlığını vurguluyor. Bunu göstermenin yolu, oraya yapılan insani yatırımlar, katkılar.

Sağlıktan tarıma, okuldan içme suyuna kadar proje desteği. Destek son iki yılda 275 bin dolardan on milyon dolara yükseliyor.

Bu karşılıksız kalmıyor. Türkiye 2009-10’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine aday.

ORDULARA EĞİTİM

İstanbul’a gelen 48 ülkenin 40’ı, önceki gün Türkiye’nin adaylığını desteklemek için imza veriyor.

Dış politikada önemli bir kazanç.

Bu arada başka ilginç girişim, ordu ile ilgili.

Bir süre önce, Gambia bizden askeri eğitim yardımı istiyor. Gambia Muhafız Alayı’nı bizim Jandarma Komutanlığı subayları eğitiyor.

Bu örnek diğer Afrika ülkelerine yayılıyor. Etiyopya, Sudan, Angola ilk aşamada Türkiye’den askeri eğitim almak talebinde bulunanlar arasında.

Katıldığım toplantıda bazı Afrikalı bakanlarla sohbet fırsatı buluyorum.

Hepsi, mutlaka bir Atatürk portresi çiziyor, sonra günümüze geliyor. Günümüzdeki sorun, terör. Teröre genel bakışları şu:

"Dünyada en büyük terörist ülke Amerika. Afrika’ya terörü Amerika soktu. Şimdi de, uluslararası hukuka aykırı olarak Irak’ı işgal ederek, bölgede zaten varolan terörü iyice azdırdı".

Türkiye’nin uğraştığı teröre karşı verdiği mücadeleyi takdir ediyorlar.

Ayrıca, "PKK’ya dış destek var" sözünü yine hepsinden duyuyorum.

Son iki gün dünyada en az gelişmiş 48 ülkeyi İstanbul’da ağırlamak, Türkiye’nin Afrika’ya açtığı kapı. Devamı, 2008’de belki yine İstanbul’da tasarlanan Afrika Zirvesi.

Tek soruda Cem Uzan’ın takkesi

VERDİĞİ ilanlarda "barajı aştık" palavrası bir yana, Genç Parti lideri Cem Uzan kendisine oy vermeyi düşünen küçük bir azınlığın umutlarını tek bir soruyla silip atıyor.

Geçen akşam Habertürk’te Melih Meriç’in sunduğu Basın Kulübü’nün konuğu Cem Uzan.

Vatan’dan Mehmet Tezkan, Uzan’a şunu soruyor:

"Sizin babanız ve kardeşiniz hálá yurt dışında kaçak. Onlar suçlu mu, değil mi, beni ilgilendirmez. Ama, siz Başbakan olsanız onları yurda getirir misiniz?"

Lafı uzun uzun dolandıran Cem Uzan, Tezkan’ın yanıt vermesi ısrarı karşısında iyice sinirleniyor:

"Sen AKP ağzıyla konuşuyorsun."

Tek bir yanıt Cem Uzan’ın takkesini düşürmeye yetiyor.

Soruya yanıt yerine, karşıdakini suçlama. Can alıcı, işine gelmeyen bir soruyu, saldırı ile yanıtlaması, onu tanıyanlar için sürpriz değil.
Yazarın Tüm Yazıları