Libya Bankası fona alındı bankalar rahatladı

BİR süredir beklenen oldu ve Libya’nın sahip olduğu Arap Türk Bankası, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) alındı. 10 yıl önceki bankacılık krizinden bu yana ilk kez bir banka Fona alınmış oldu. Ancak bu kez mali yapısı bozuk olduğu için değil, uluslararası gelişmeler nedeniyle bir bankanın Fona alınması gerçekleşti.

Türkiye, bu kararla birlikte, kriz çıktığında Kaddafi’nin yanında yeralması nedeniyle ABD ve AB’nin gösterdiği tepkileri de yumuşatmış oldu. Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin kararları çerçevesinde Libya Lideri Muammer Kaddafi’ye yönelik yaptırımları da hayata geçirmeye başladı. Bu kapsamda bankaya el konulurken, Kaddafi ve ailesinin Türkiye’deki malvarlığı da donduruldu, aile çevresi ve komutanlarına Türkiye’ye giriş yasağı getirildi.

Bir gün önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun muhaliflerin merkezi Bingazi’ye gidip, 200 milyon dolarlık Türkiye yardımını açıklaması ve resmi olarak artık Kaddafi’yi tanımayıp muhalifleri tanıdığını belirtmesinin ardından gelen bu karar, TMSF tarafından dün uygulamaya kondu.

Bu karar bir yandan küresel gelişmelere Türkiye’nin uyumu, Libya konusunda Batı’nın politikasına dönmesi anlamına gelirken, öte yandan ise ekonomik olarak baş gösterecek zorlukların da büyük ölçüde aşılmasına neden olacak.

OECD bünyesinde görev yapan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), gerekli yasal düzenlemeleri yapması için 20 Haziran’a kadar süre verdiği Türkiye’yi, geçen ay “kara-gri liste”ye aldı. Bu listeye Türkiye’nin alınmasında öne çıkan neden kara parayla mücadele için gereken eylem planını uygulamaya sokacak yasal düzenlemelerin gecikmesi idi. Bu yasal düzenlemeler içinde “terörle mücadele” için gereken düzenlemeler vardı. Açıkca söylenmiyordu ama OECD, BM kararına rağmen Türkiye’nin Libya ile ilgili kararlara uyumu geciktirmesini, terörlü mücadele zaafı olarak görüyordu.

ABD’li yetkililer birkaç kez Türkiye’yi ziyaret etmiş, hükümetin önlem almaması halinde Türkiye’nin sıkıntı çekeceğini açıkca söylemişlerdi.

MÜTEAHHİTLERE DE ÇÖZÜM OLABİLİR

Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanı Mürsel Ali Kaplan bu listeye girilmesi halinde finansal sistemin ve yabancı yatırımların olumsuz etkileneceğini söylemişti. Bu Fona alınma kararının ardından TBMM tekrar açıldığında gerekli yasal düzenlemelerin de geçmesi, böylece Türkiye’nin OECD kara listesinden çıkacağı tahmin ediliyor.

Bu da küresel sisteme entegre olan Türk bankalarını rahatlaması demek.

Bu kararla birlikte bankaların yanısıra Libya’da iş yapan müteahhitlerin teminat mektubu sorununun çözümü için de önemli bir adım atılmış sayılabilir.
Çünkü Libya’da iş yapan müteahhitler aldıkları işler karşılığı Arap Türk bankası kanalıyla teminat mektubu alıyorlardı. Daha çok Fransız bankalarından da geçen bu teminat mektupları sorunu, bir süredir hükümetin de gündemindeydi ve bu nedenle BDDK bankaları rahatlatmak için genelge yayımlamıştı.

Ancak sorunun asıl çözümü Libya’nın Türkiye’deki resmi bankası olan Arap Türk bankası ve Fransız bankalarının ortak kararıyla çözülebilecek. Şimdi Arap Türk bankası’nın yönetiminin TMSF’ye geçişi ile birlikte Fransız makamları ile ilişkiye geçilip, Libya’da iş yapan Türk müteahhitlerin verdikleri teminat mektupları sorununun çözülmesi için adım atma imkanı doğdu. 

Kısacası; hükümet Libya ile ilgili aldığı kararlar ve Arap Türk Bankası’nı TMSF bünyesine alarak, hem diplomasi alanında kendi elini rahatlatmış oldu, hem de özel sektörün rahatlaması için gerekli adımları da atmış oldu.
Yazarın Tüm Yazıları