Korku dağları bürüdü

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Refah kesiminde ve şeriatçı medyada korku dağları bürüdü... Çünkü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından açılan kapatma davası dosyasında kapı gibi belgeler var.

Şimdi bağırıp çağırıyorlar!..

‘‘Demokrasi...’’ ‘‘İnsan hakları...''

Anayasa Mahkemesi, anayasa ve yasalara aykırı davrandıkları gerekçesiyle bugüne kadar 20 partiyi kapattı. Onlar kapatılırken Refah neredeydi?

Hiç sesi soluğu çıkmıyordu! Neredeydi demokrasi ve insan hakları?

Bir parti küçük ise kapatılır, büyük ise ve hele de iktidar ortağı falan olmuşsa, kapatılamaz! Böyle mantık olur mu?

Bu gibi durumlarda iğneyi kendine, çuvaldızı başkalarına batıracaksın.

Bunlar daha iğnenin ucunu görünce feryada başladılar, demokrasiden ve insan haklarından dem vurmaya başladılar!

Refah Partisi en büyük takiyye ustasıdır. Geçmişte ak dediğine, bugün kara der. Bundan hiç çekinmez. Zora girdiğinde Atatürkçü olur, Atatürk'e övgüler düzer. Hatta bazıları yakalarına Atatürk rozeti takar, daha da ötesi, vals yapar!

İşlerine gelince yüzlerine şirinlik maskesi takmayı iyi bilirler. Zannederler ki, bu gibi yöntemlerle kandıracakları bir ahmaklar sürüsü onları beklemektedir!

***

Burada tekrar vurguluyorum. Bu kafanın iktidar olduğu hiçbir ülkede demokrasinin D'si, insan haklarının İ'si yoktur.

İran, Suudi Arabistan, Sudan, Afganistan ve daha niceleri...

Oralarda sıkıysa şeriat kurallarına karşı çıkın ve başınıza gelecekleri görün.

Kılıçla kelle uçurma, idam, el-ayak kesme, işkence...

O ülkelerin bir tanesinde hak, hukuk, adalet gibi kavramlara yer var mıdır? Vatandaş olarak hakkınızı nasıl ararsınız, nereye başvurursunuz?

Özgür basın var mıdır?

Eleştiri yapacak bir tek kurum veya kuruluş var mıdır?

Yollarda sopalı polisler, sizi namaz vakti zorla camiye sokarlar.

Kadın köledir. İkinci sınıf insandır. Din tüccarı erkekler tarafından kullanılan bir metadır. Kadın zorla örtülür, kadın sokağa tek başına çıkamaz. Bazılarında kadının çalışması bile yasaktır.

***

Şimdi niçin bu kadar paniklediklerini biliyor musunuz?

1- Anayasa Mahkemesi, Refah'ın kapatılmasına karar verdiği anda, bunlar bölünüp, parçalanacak... Çünkü büyük ustaları Bay Erbakan, otomatik olarak 5 yıl süre ile siyaset yasağı cezası alacak.

Usta, başlarında olmayınca bunlar bölünecekler... Çünkü veliaht kim olursa olsun, onun yerini dolduramayacak. Ayrıca piyasaya birçok veliaht çıkacak. Şimdiden birbirlerine girmiş durumdalar da, sesleri dışarıya yansımıyor.

Kuracakları yeni parti, bu durumda Allah'a emanet olacak!

2- Daha da önemlisi, Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kapatma kararı, yeni kuracakları partiyi de çok yakından ilgilendirecek. Atacakları her adımı on kez düşünmek zorunda kalacaklar. Camilerde siyaset yapmak, Müslümanlık sömürüsü, din ve iman işportacılığı yapmak pek kolay olmayacak.

Anayasa ve yasaların hükümleri uygulanacak, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar yeni partiyi de fena halde bağlayacak.

Dolayısıyla, Allah'ın adını siyaset malzemesi olarak kullanmak, bu beyler açısından epey zorlaşacak...

Çünkü Anayasa Mahkemesi kararı, Demokles'in kılıcı gibi kafalarının üzerinde duracak.

***

Dünyada hiçbir demokrasi, onu yıkmak isteyenlerin oyuncağı olamaz.

Cumhuriyet ve rejim düşmanı bir siyasal parti olabilir mi?

Türkiye buna izin verir mi?

Sen bir yanda şeriatçılık yapacaksın, Cumhuriyet'e, Atatürk'e, kendi orduna, laikliğe, kutsal değerlerimize küfredeceksin, ondan sonra da iktidar olup amaçlarına ulaşmayı hedefleyeceksin!

Sen Kürtçülük yapıp Türkiye'yi bölmeye kalkışacaksın ve bu görüşleri savunan parti kuracaksın!

Bunları yemezler. Bu saatten sonra hiç yemezler.

Türk devletinin kurumları vardır. Bu kurumlardan bazen yakınırız, çalışmadıklarını, yanlış yaptıklarını, belli kararları almakta geç kaldıklarını vurgularız, ama biliriz ki o kurumlar vardır ve oradadır.

Gerektiğinde devreye girerler.

Yurdu, vatanı, milleti, Cumhuriyet'i korurlar.

Bir anda devreye girip birilerine ‘‘Hop dedik’’ derler!

***

Burada açıkça söylemeyi bir görev biliyorum.

Bir vatandaş ve gazeteci olarak gönlüm, Refah Partisi'nin kapatılmasından yana.

Son sözü elbette yargı söyleyecek. Kapama kararı çıkmazsa, elbette saygı duyarım. Ama eğer kapatılırsa, Anayasa Mahkemesi'nin o doğrultudaki kararı Türk siyasetinde bir örnek olacak ve dinimizi birilerinin siyasal malzeme olarak kullanması sona erecektir.

Türkiye Cumhuriyeti, din tüccarlarının oyuncağı değildir.

Yazarın Tüm Yazıları