Konuşmazsan leşini sererler

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Malum kasetler yağmur gibi! Mafya-işadamı-siyasetçi kasetlerinin yarattığı deprem sürüyor. Devlet ihalelerinde dönen dolaplara ilişkin aylar önce yayılan dedikodular kasetlerle somutlaşıyor...

Mafya babalarından, kabadayılardan tehdit almayan işadamı az gibi görünüyor. Kimi zorunlu kimi gönüllü mafyayla iş götürüyor. Her şey gelip hukuk devletine dayanıyor. Adalet olmayan, hukukun, yasanın, yaptırımın uygulanmadığı bir düzende de bu durum abuk durmuyor! İş adamları korkuyor...

TÜGİAD Başkanı Hamdi Akın ile mini sohbetimiz şöyle:

Kasetler iş alemini nasıl etkiliyor? Rahatsız mısınız?

Akın: Hayır, iyi oluyor. Mafyanın çözülmesinden işadamları olarak mutluyuz. Hatta daha somut sonuçlara gidilmeli. Sadece Alaattin Çakıcı'yı referans noktası olarak almak da anlamsız. Türkiye'de bir çete yok. Safsatayı, işi sulandırmayı bir kenara bırakıp adalet sistemi çalıştırılarak çetelere dur denilmeli. Bu noktaya gelmenin sebeplerini herkes düşünmeli.

Neden, nasıl bu duruma gelindi?

Akın: Sistemden. Mafya, çeteler, babalar izlenseler hak ettikleri cezalara çarptırılsalardı böylesine kök salamazlardı. Adalet sistemimizin yeniden yapılanmasının kaçınılmazlığı gerçeği bir kez daha şamar gibi patlıyor. Sayesetçilerin, devletin sorumluluğu büyük.

Sizin değerlendirmenize göre daha çok ne tür işlerde var bu çeteler?

Akın: Bir kere meşru olan işlerin içinde pek yoklarmış gibi gözüküyorlar. Devletten menfaat sağlayanlarla ilgililer. Devlet soyuluyor ben de payımı alayım diye düşünüyorlar. Müşteri kesimi, hedef kitlesi farklı. Genelde müteahhitlerle ilgililer gibi. Zarfını atıyorsun işini alıyorsun. Bu sistemde devletin süistimal edildiği kanaati yaygın bu insanlarda.

Siz de müteahhitsiniz. Size de uğradılar mı? Tehdit edildiniz mi?

Akın: Büyük işler yaparsam bana da gelirler herhalde. Direk tehdit almadım.

Çakıcı telefonla aradı diyelim, çıkar mısınız telefona? Korkar mısınız?

Akın: Korku olur tabii. Nasıl çıkmayacaksın? Hadi bir çıkmadın iki çıkmadın, üçüncüde leşini seriverirler... Devlet mi var polis kuvveti mi var arkanda? Devlet önlem alıyor da önleyemiyor mu? Böyle bir şey yok. Biz burada bu hadisenin içinde işadamları olarak önlem alabilme şansımız yok. Korkmaz Yiğit'in de bir çok işadamının da konuşmuşluğu olabilir. Zoraki olabilir... Alaattin Çakıcı peşlerini bırakmamıştır diye düşünüyorum.

Gönüllüler hariç iş adamının yapabilecek bir şeyi yok öyle mi?

Akın: Devlet polisiyle yasalarıyla üzerlerine gitmeli. O zaman iş adamının da çetelerle mücadele şansı doğar. Şikâyet ettiğinde sonuç alabileceğine inanırsan riske girersin.

Türkbank hadisesinde, ihale öncesinde Çakıcı adı konuşuluyordu, iş aleminde de konuşuluyordu, devlet büyüklerinin bilgisi vardı. Devlet ne tedbir aldı o zaman? Biz sizin arkanızdayız, korkmayın dedi mi?

Çetelerle topyekün mücadele gerekiyor. Sayın Başbakan Mesut Yılmaz bu anlamda gerçekten azimli. Risk alıyor, bunu takdirle karşılamalı ve destek olmalıyız. Temiz toplum istiyorsak...

Patronlar bekledi Başbakan uyudu

Başbakan Mesut Yılmaz ne kadar zamandır bunu yapıyor bilmiyorum. Ama iyi yaptığı kesin...

Yılmaz, geçenlerde TÜSİAD'ın konuğuydu. 7 yıl aradan sonra Türkiye'nin önde gelen patronlarının karşısındaydı. Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) tüm parti liderlerini konuk etmişti. Son konuk da Başbakan olmuştu. Geçen cuma akşamı Swiss Otel'in balo salonu doluydu. Yılmaz'ın konuşmasını, iş adamlarının sorularını gazete ve TV'lerden geniş biçimde izlemişsinizdir.

Ben başka bir detayı anlatacağım sizlere.

Yemekli toplantının başlama saati 19.30'du. Ben de tam o saatlerde Otel'e gelebilmiştim. Mesut Bey de birkaç dakika önce oteldeki dairesine çıkmıştı.

Dediğim gibi salon doluydu. Herkes yerini almıştı. Yılmaz'ın kuzeni Mehmet Kutman da oradaydı. Kardeş Turgut Yılmaz da.

Fakat bekle bekle bir türlü Başbakan toplantı salonuna gelmiyordu. 40 dakika kadar gecikmeyle yemeğe geldi Mesut Bey. Neyse yemekten sonra 1 saat kadar irticalen konuştu. Performansı yüksekti. Hele soru cevaplarda, Suriye ve çetelere ilişkin yaklaşımı ve kararlılığı çok takdir topladı. İş adamları Yılmaz'ın performansından çok etkilenmişlerdi.

Ben de çok merak etmiştim. Ankara'da gün boyu görüşme ve toplantılardan sonra akşam üzeri uçakla İstanbul'a gelen Yılmaz'da yorgunluk emaresi yoktu. Dikkati mükemmel, konuşması içerikli ve akıcıydı.

İşin sırrını çözdüm. Mesut Bey dinamizmini, enerjisini mini meditasyonlara borçlu. TÜSİAD toplantısına geç kalmasının nedeni de bu. 20 dakikalık uyku.

İş dünyasında da bu minik meditasyonları yapanlar çok. Örneğin Rahmi Koç, Sakıp Sabancı... Halk arasında şekerleme dediğimiz bu işlevle kafanızı boşaltıp hem ruh hem beden sağlığınızı koruyorsunuz...

İşverenlerin seçim kulisi

Yavaş yavaş kulisler hareketleniyor. Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) delegeleri 5 Aralık'a oy kullanacaklar. O gün yapılacak genel kurul toplantısında üyeler başkanlarını seçecekler. Her zaman olduğu gibi önce yönetim kurulu seçilip yönetim kurulu kendi arasında başkanını belirlemeyecek. Başkanı direkt genel kurul seçecek.

TİSK'in Başkanlığı'nı 9 yıldır Refik Baydur yürütüyor. Ondan önce de yıllarca Halit Narin başkanlık yapmıştı.

Kulislerde konuşulduğuna göre Refik Bey tekrar aday olacakmış. Kimya sektörünün adayı Refik Baydur olurken, tekstil sektöründen de Necmettin Öztemir adaylığı düşünüyormuş. 175 genel kurul delegesinin 52'si Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası'ndan.

MESS de Hamdi Akın'ı aday gösterecekmiş. Akın, sorum üzerine seçimlerde TİSK Başkanlığı'na aday olduğunu doğruladı.

Hem TİSK hem de MESS'in yönetim kurulu üyesi olan Akın, Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı. Ancak TÜGİAD'da tüzükleri gereği yaş haddi dolayısıyla bir yıl sonra görevi otomatik bırakacak.

Hamdi Akın, Akfen Grubu'nun patronu. Son yıllarda yıldızı parlayan işadamlarından. İstanbul Atatürk Havaalanı Terminal Binası inşaatı sürüyor. Yine Tepe ve Akfen ortaklığında İstanbul'da Marin City'yi kuruyor. Zeytinburnu'na 5 yıldızlı otel projesi gündemde. Moldova ve Kafkaslar'a havaalanı yapmak için teklif hazırlıyor. Nijerya'da Yüksel ve Metiş ile birlikte liman inşaatı (300 milyon dolar) aklımda kalan yeni projelerinden.

Yüksek Rekabet Mahkemesi

Bilkent'teki bir binanın dördüncü katı. Başkentteki bu salon 50 kişilik. Haksız rekabete karşı ilk mahkeme...

İlk ciddi sorgulama, duruşma, tarihi bir olay...

Sağ tarafta sanıklar ve avukatları, sol tarafta iddia makamı, Kurum avukatları ve uzmanları. Ortada mahkeme heyeti. Bu heyet hakim konumundaki Başkan dahil 20 kişi...

Belki şimdilik mizansen çizdim, ama konum aynen böyle olacak.

Bu salonda haksız rekabete karşı ilk sorgulama 17 Kasım tarihinde yaşanacak. Daha doğru bir deyimle sözlü savunma toplantısı. Buna Yüksek Rekabet Mahkemesi adını taktık. Tıpkı ABD'de, AB ülkelerinde olduğu gibi.

Rekabet Kurumu mahkemesi bu. Başkan Aydın Ayaydın'ın hakemliğinde, şikayeti değerlendiren kurum inceleme sonrasında sözünü ettiğim gibi ilk mahkemesini gaz sektöründe 17 Kasım'da yapacak.

Sanıklar; Aygaz, Sihirgaz, Mogaz, İpragaz, Likitgaz ve Mutfakgaz. Aygaz ve Mogaz Koç Grubu'na ait. İpragaz ve Sihirgaz ise Yücel Kurttepeli'nin. Likitgaz ve Mutfakgaz da Erdoğan Demirören'in şirketleri.

İddiaya göre, beraber hareket etmişler, birlikte fiyat belirleyerek yerel bir firmayı saf dışı bırakmaya kalkmışlar. Hatta şikâyet dilekçesinde belirtildiği üzere ‘‘Piyasadan silmeye’’ karar vermişler.

Fiyatlarını buna göre ayarlamışlar. Adıyaman'da dolum tesisi sahibi bir firmaymış bu piyasadan silmeye çalışılan, ismi Yücelgaz.

İşte bu Yücelgaz firmasının yetkililerinin şikâyetini inceleyen Rekabet Kurumu, karşı taraftaki firmaları yazılı olarak uyarmış.

O firmalar da haksız rekabete yol açan işlemlerini kabul etmişler. Ve soruşturma başlar başlamaz fiyat konusunu düzeltmişler.

Ancak bu durum duruşmanın olmasını engel değil... 17 Kasım'da toplanılacak ve sanıkların sözlü savunmaları alınacak.

30 gün sonra da karar açıklanacak.

Öyle görünüyorki para cezası kaçınılmaz.

Kanuna göre para cezası şirketlerin bir önceki yılda elde ettikleri toplam ciroların yüzde 10'na kadar çıkabiliyor.

Yani tirilyonluk cezalar geliyor.

Rekabet Kurumu'nun haksız rekabete karşı ilk ve ilk olduğu için tarihi sözlü savunma toplantısının iş alemine hem örnek hem hayırlı olmasını diliyorum.



Yazarın Tüm Yazıları